TUTUKLANDIKTAN sonra görevden alınan Diyarbakır eski Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak yargılandığı davanın duruşmasında verdiği ifadede, cezaevinde 3 aydan bu yana bir odada tek başına tutulduğunu söyledi. Kışanak, "Buraya geldiğimde yetkililer bir gün önceden odanın hazırlandığını söyledi. Daha hakkımda karar verilmeden cezaevinde oda hazırlanmış. Ağrlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişiler bile ortak havalandırmaya çıkıyorlar. Ben ortak havalandırmaya bile çıkamıyorum" dedi. Mahkeme, Kışanak ve Tuncel'in tahliye taleplerini redderek tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 30 Ekim günü tutuklanan ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Gültan Kışanak ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in yargılanmalarına 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Davanın bugün görülen ilk duruşmasına 'Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek' ile 41 kez 'örgüt propagandası yapmak' suçlarından 230 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Gültan Kışanak, Kocaeli 1 nolu F tipi Kapalı Cezaevi'nden SEGBİS sistemi ile katıldı. 6 Kasım'da tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne götürülen ve hakkında 'Örgüte üye olmak' ve 'Örgüt propagandası yapmak' suçlarından 135 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan Sebahat Tuncel ise SEGBİS ile ifade vermeyeceğini, mahkemeye gelmek istediğini söylediği için duruşmaya katılmadı. Duruşmanın başında konuşan Mahkeme Başkanı, davanın güvenlik gerekçesi ile nakledilmesi için dosyanın Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne gönderildiğini belirterek, sanıkların sorgusunun yapılmayacağını ve sadece tutukluluk durumlarının değerlendirileceğini söyledi. Daha sonra söz hakkı verilen Cumhuriyet Savcısı, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
'ŞU ANDA BELEDİYEDE BİR SEÇİLMİŞ BİLE YOK'
Daha sonra söz hakkı verilen Gültan Kışanak bu davanın Türkiye demokrasisini ilgilendiren bir konu olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Bu ısmarlama bir davadır. Suçlamaların tamamı 5- 6 yıl öncesine dayanan iddialardır. Bunlar suç konusu ise neden zamanında gerekli hukuki süreç işletilmedi? Bunların hiç biri sonradan ortaya çıkan deliller değil. Kameralar önünde yapılan açıklama ve etkinliklerdir. Bunlar suç teşkil ediyorsa neden zamanında soruşturma açılmadı? Milletvekili olduğum dönemde yaptığım siyasi faaliyetlerdir. Neden şimdi sorusunun cevabı şuradadır. Bu konular Belediyeye el koyma, Belediye'ye bir memur atama, merkezi hükümete bağlı bir memur atamaktır. Sorun budur. Bu dava bahane edilerek, daha tutuklama kararı gece verilmişken, aynı gün İçişleri Bakanlığı Belediyeye bir memur görevlendirdi. Anayasa'ya aykırı olarak KHK çıkarma yetkisi elde ettiler. KHK çıkaracaklarsa darbecilerle mücadele için çıkaracaklar, yerel demokrasiyi askıya almak için değil. Şu anda Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nde bir tane bile seçilmiş yoktur. Meclis askıya alınmıştır. Seçilmiş üyeler devre dışı bırakılmıştır. Bu açıkça Anayasa'nın ihlalidir. Bu dava bahane edilrek Diyarbakır'da 400 bin kişinin oyu ile yöneticiliğe gelmiş birinin işi askıya alınmıştır."
'YARGI, SİYASİ KONULARIN DIŞINDA DURMALI'
Gültan Kışanak, dokunulmazlığı kalktıktan sonra ne zaman çağrıldıysa gidip ifade verdiğini, siyasetin kendi sorunlarını yargının kucağına atamayacağını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim görüşlerimizi beğenmiyorsa çıkıp karşı propaganda yapacak, halkı ikna edecek. Bunun başka yolu yok. Bir ülkede adalet kayboluyorsa, hiç bir şey aramaya gerek yoktur. Yargının siyasi konular dışında durması lazım. Bu siyasi bir davadır. Siyasi görüşlerim, siyasi faaliytlerim, Belediye Başkanı olarak yaptığım demokratik siyaset, yargılamaya konu edilmiştir. Belediye'yi bir memura teslim etmek için bahane bir dava hazırlanmıştır. Sizin 'Biz bu davaya bakamayız' demeniz lazım. 'Bu bizim konumuz değil' demeniz lazım. Bunu demediğiniz sürece bu ülkede adalet yara alır."
'HAKKIMDA KARAR VERİLMEDEN CEZAEVİNDE ODA AYRILMIŞ'
Diyarbakır Cezaevi'nde 12 Eylül askeri rejiminin en ağır işkencelerini görmüş biri olarak kaçmadığını belirten Gültan Kışanak, şöyle konuştu:
"Beni sınır dışına koysalar da gitmeyeceğim. Adaletin bir gün tecelli edeceğine inanıyorum. Benim gibi bir insanı kaçma şüphesiyle tutuklamak zulümdür. Kabul edilebilir bir durum değildir. Bin kilometre ötedeyim. Avukatlarımla yeterince görüşemiyorum. 3 aydır burada bir odada tek başıma tutuluyorum. Bu özel bir politikadır. Ismarlama şekilde cezaevi koşulları ayarlanmıştır. Buraya geldiğimde, bir gün önceden odanın hazırlandığını yetkililer söyledi. Daha hakkımda karar verilmeden cezaevinde oda hazırlanmıştı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişiler bile tek başına kaldıkları zaman ortak havalandırmaya çıkıyorlar. Ben ortak havalandırmaya bile çıkamıyorum. Adalet buna alet olmamalı. Bu kin ve nefretle yaklaşmadır. Bu davanın ortadan kaldırılması gerektiğini inanıyorum."
Avukat savunmalarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanıklar Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel'in tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, Adalet Bakanlığı'na gönderilen dosyanın beklenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi. - Diyarbakır
Son Dakika › Güncel › Gültan Kışanak: Hakkımda Karar Verilmeden, Cezaevinde Bana Oda Ayrılmış - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?