'Hala Bazı Alanlarda İhlaller Yaşanıyor'

İHD'nin insan hakları ihlalleriyle ilgili raporunu değerlendiren İHD Şanlıurfa Şube Eş Başkanı Atilla Yazar, çözüm süreciyle bazı alanlarda hak ihlallerinin azaldığını; ancak kadın cinayetleri, cezaevindeki tutsakların durumu ve çocuk istismarına yönelik ihlallerin devam ettiğini söyledi.

Açıklanan rapora göre 2014 yılında 11 bin 262 kişi gözaltına alınırken, cezaevlerinde ise 19'u intihar olmak üzere 45 kişi hayatını kaybetti.

İnsan hakları ihlallerinin 2013 yılına nazaran 2014 yılında daha fazla olduğunu söyleyen İHD Şanlıurfa Şubesi Eş Başkanı Atilla Yazar, "2013 yılında PKK lideri Abdullah Öcalan ile devlet yetkililerinin yapmış olduğu anlaşma neticesinde bazı alanlarda ciddi manada insan hak ihlalleri aza indirilmiştir. Fakat bu azalmalar sadece çatışma alanlarında oldu. Onun dışındaki kadın cinayetleri, çocuk cezaevindeki ihlaller, hasta tutukluların durumu aynen devam ediyor" dedi.

'GEREKLİ ADIMLAR ATILMADI'

Yazar, Kobani olaylarında hükümetin gerekli adımları atmamasından dolayı 2014 yılının insan hakları ihlalleri noktasında çekilmez hale geldiğini belirterek bu süreçten sonra meydana gelen 6-7 Ekim olaylarında 50'ye yakın insanın hayatını kaybettiğini söyledi. Yazar, "Bu hayatını kaybedenlerin failleri ciddi manada bulunmadı. Bunun devamında halen devam eden Cizre olayı var. Burada 6'sı çocuk 10 kişi hayatını kaybetti. Devletin bu süreçte yapması gereken Kürt dilinin önündeki engelleri kaldırmaktı ve bu dili anayasal düzlemde güvence altına almaktı. Yani 'sen kendi okulunu aç, eğitimini ver' demekle olmuyor. Eğer Kürtler bu ülkeye vergi veriyorsa ise bu vergilerle Türkçe okulların açıldığı gibi Kürtçe eğitim veren okulların da açılması lazım" diye konuştu.

'İNSAN YAŞAMI PAZARLIK KONUSU YAPILAMAZ'

2014 yılının son 15 gününde 5 tane hasta tutuklunun cezaevinde yaşamını yitirdiğini hatırlatan Yazar," Şuanda 700 civarında bir hasta tutuklu var. Bunların 250 ise artık kendine bakamaz durumdadır. Fakat biz insan hakları derneklerinin gözünde insan yaşamı pazarlık konusu yapılamaz" dedi.

'ACILAR HALEN İÇİMİZDE'

"1992 ve 1997 yılları arasında yaşanan süreçte, genelde Türkiye, özelde ise Kürdistan bölgesinde yaşanan o vahşetin acıları halen içerimizde duruyor" diyen Yazar, "Bu olaylarla ilgili hiç bir adım atılmadı. Özellikle sanki bunlarla ilgili gizli af çıkarılmış gibi şuanda zaman aşımı söz konusu. Bu zaman aşımı yasası ile bu dosyaların çoğu rafa kaldırılıyor. Biz İnsan Hakları Derneği olarak gerek genel merkez olsun gerekse ise il başkanlığı olsun Anayasa Mahkemesine bu konuda açtığı davalar var. Bunların insanlara karşı işlenen suçlar olduğunu ve bunlara karşı zaman aşımının olmaması gerektiği için dernek olarak mücadele veriyoruz. 2014 yılında hükümetin otoriterleşmesi ile Avrupa Birliği sürecinden uzaklaşması ve bazı demokratik adımlardan geri adım atması ile birlikte ihlaller daha da fazlalaştı. Özellikle toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde insan hakları ihlalleri had safhaya ulaştı. Yani şuanda gündemde olan iç güvenlik paketinin gelmesi ile birlikte bizler 2014 yılını arar hale geleceğiz" şeklinde belirtti.

'POLİSE GENİŞ YETKİ'

En son iç güvenlik paketinin 2007 yılında çıktığını ve o günden bu güne kadar 183 vatandaşın gösteri, yürüyüş ve polis karakolunda hayatını kaybettiğinin altını çizen Yazar, "Bunların içerisinde sadece 10'unun failleri adalet önüne çıkarılmış olsa da bunların çoğu suçsuz bulundu. İşte o güvenlik paketinden bu güvenlik paketi çıkar ise, tabi o güvenlik paketinde polis yetkileri biraz daha dardı, şimdi ise çıkarsa düşünmek bile istemiyoruz. Bu iç güvenlik paketi basın yayın özgürlüğü için de ciddi bir engeldir. Bölgemizde yaşanan insan hakları ihlalleri özellikle ilimizde son Kobani olaylarından sonra buraya gelen yaralıların son dönemlerde polis baskısına maruz kaldığı ve bunlara yardım eden kişiler tutuklandı. Bunların tümü demokratik ülkelerde olmaması gereken olaylardır" dedi.

İnsan Hakları Derneği olarak mücadelelerini sürdüreceklerini vurgulayan Yazar, "Devletin otoriteleşmemesi için ve barış sürecine geçmesi için hep beraber bir umut içerisindeyiz. Bunun olması için hükümetin bazı adımları atması lazım. Silahların bırakılması için açıklanan 10 madde üzerinde durulmalı. Bunlar olursa ülkenin temel sorunu olan Kürt sorunu ile birlikte insan hak ve ihlallerinin azalacağına inanıyoruz" diye kaydetti.
(Kaynak: Gazeteipekyol)