Cezaevlerinin fiziki yapısının ve infaz koşullarının insani yaşam standartlarından yoksun olduğunu kaydeden İHD Şanlıurfa Şubesi ile Şanlıurfa Demokrasi Platformu, Türkiye'de 228'i ağır olmak üzere 553 hasta tutsak için yürüyüş yapıp özgürlük istedi. Grup, ülke genelindeki hasta mahkûmlara mektup da gönderdi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Şanlıurfa Şubesi ile Şanlıurfa Demokrasi Platformu Türkiye'deki cezaevi koşullarının mahkumlar için çok kötü olduğunu ve burada kalan mahkumların beslenme, hijyen ve sağlık koşullarından yeterince faydalanmadığını belirtti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan'ın da destek verdiği İHD ve platform üyeleri, öğleden sonra Topçu Meydanı'nda toplanarak, bir kilometre uzaklıktaki PTT şubesine doğru yürüyüş yaptı.
Grupta bulunanlar 'Hasta tutsaklar serbest bırakılsın' yazılı pankart açtıktan sonra çeşitli cezaevlerinde tutulan, hasta olduğunu öne sürdükleri mahkumlara mektup gönderdi.Cezaevinde kalan 228'i ağır olmak üzere 553 hasta tutsak için İHD ve Şanlıurfa Demokrasi üyeleri Merkez PTT Müdürlüğü önünde bir basın açıklaması yaptı. Grup adına basın açıklamasını yapan İHD Urfa Eş Başkanı MYK Üyesi Nalan Durdu, Türkiye'deki infaz anlayışının insani olmayan bir yaşam üzerine kurulu olduğunu söyledi. Cezaevlerindeki fiziki yapının ve infaz koşullarının yarattığı olumsuzlukların ve özellikle tecrit uygulamalarının fiziki ve psikolojik etkilerinin herkes tarafından bilindiğini kaydeden Durdu, cezaevlerindeki mahkumların beslenme, hijyen, sağlık ve ulaşım gibi en temel yaşam standartlarından yoksun biçimde yaşamak zorunda bırakıldıklarını dile getirdi.
'MAHKÛMLAR TEMEL HAKLARDAN YOKSUN'
Durdu, "Uzun süreli hapis cezalarının ve tecridi had safhaya vardıran hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı kuralların, disiplin cezalarının mahpusların üzerindeki olumsuz etkileri de gözler önündedir. Cezaevlerinde her türlü işkence ve kötü muameleyle karşılaşan mahpuslara insanca yaşama hakkı tanınmamakta sağlığa ulaşma hakkı ve tedavi olanakları engellenmektedir. Bugün hapishanelerdeki yaşamsal sorunlar ya da sağlık sorunları sadece ağır hasta mahpusların tahliye edilmemesiyle sınırlı değildir. İHD cezaevi komisyonu verilerine göre Türkiye'de 228'i ağır olmak üzere 553 hasta tutsak bulunmaktadır" diye konuştu.
ÖZGÜRLÜK-GÜVENLİK İKİLEMİ
Hasta mahkumların tedavilerinin önündeki engellerin kaldırılmasını isteyen Durdu, bu mahkumların ölmesine sebep olmanın ağır bir suç olduğunu söyledi Durdu, "Hasta mahpusun kendisi bir tehlike oluşturmasa da örgüt tarafından propaganda malzemesi olabileceği veya ailesinin örgüte yakın olduğu, örgüt adına eylem ve faaliyetlerde bulunabilecekleri gibi olasılıklar sıralanarak hasta mahpuslar ölüme terk edilmektedirler. Buradaki sorun kesinlikle güvenlik kaygısı veya özgürlük-güvenlik ikilemiyle açıklanamaz. Devletin açık bir biçimde düşmanca bir yaklaşımı vardır ve esas tehlikeli olanda budur. Ölümcül bir hastalığa yakalanmış mahpusların yaşam hakkının polisiye bir sorunmuş gibi ele alınarak tedavilerinin engellenmesi, devletin bilinçli bir şekilde, tasarlayarak adam öldürmesidir ve ağır bir suçtur" ifadelerini kullandı.
İŞKENCE SUÇU
BM Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesinin hükümlerini hatırlatan Durdu, "Ancak, tüm bu düzenlemelere rağmen işkence suçu işlenmeye devam edilmekte, özellikle cezaevleri gibi, mahpusların özgürlüklerinden uzun sürelerle yoksun bırakıldıkları alanlarda ise mahpuslar bu suçlar karşısında daha fazla savunmasız durumda kalmaktadırlar. Cezaevlerinin dışarı ile bağlantısının kopuk olması, çoğu zaman işlenen suçtan çok geç haberdar olunmasına neden olmaktadır. Bu durum ise işkencenin tespitini ve delillerin sağlıklı bir şekilde toplanabilmesini neredeyse olanaksız kılmaktadır. İşkence suçunun yanı sıra, mahpuslara uygulanan muamele ve kısıtlama araçlarının hukuka aykırı bir şekilde kullanılmasının bizzat işkence olarakdeğerlendirilebileceği gözden kaçırılmamalıdır" dedi.
'HASTA MAHPUSLAR DERHAL BIRAKILMALIDIR'
"Cezaevlerinde işkence ve kötü muamele yapanlara soruşturma açılmalı sonuçlanıncaya dek görevden alınmalıdır" diyen Durdu, tecride dayalı infaz rejiminin derhal kaldırılmasını istedi.
Zincir, demir gibi kısıtlama araçlarının kullanılmasının önlenmesini isteyen Durdu, işkence iddialarında olmak üzere mahpusların muayenelerinin standart adli muayene formu kullanılarak kapsamlı biçimde yapılması gerektiğini vurguladı. Durdu, "Muayene mutlak suretle yalnız yapılmalıdır. Resmi kurumlar ve avukatlarla yapılan yazışmaların mahremiyeti sağlanmalıdır. Cezaevinde sağlanan tıbbi bakım hizmeti, cezaevi dışındaki olanaklarla eşit hale getirilmelidir.
Mahpusların yeterli düzeyde sağlıklı yaşam koşullarına ve tıbbi bakıma erişimi sağlanmalı; sağlık hizmetleri ve mahpusların hekimle görüşme talepleri gereksiz gecikme olmaksızın karşılanmalıdır.
Türkiye' de hasta mahpuslar ölüme terk edilirken; Doğu Kürdistan olarak bilinen İran'ın Urmiye kentinde cezaevinde bulunan 29 Kürt siyasi mahpus bundan 33 gün önce cezaevi koşullarını, İran'ın uyguladığı ölüm cezalarını ve diğer hak ihlallerini protesto etmek için süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine başlamıştır. Urmiye Cezaevinde bulunan Kürt siyasi mahpusların talepleri noktasında yanlarında olduğumuzu, açlık grevi süresince başta sağlıkları olmak üzere mahpus haklarına zarar gelmemesi için taleplerinin biran önce kabul edilerek açlık grevinin sona erdirilmesini buradan haykırıyoruz. İran rejiminin kapalı olması ve totaliter yanı nedeniyle İran cezaevlerindeki hak ihlallerinin araştırılması için BM ve uluslararası insan hakları örgütlerinin denetimine açık hale getirilmesini talep ediyoruz. Kürt siyasi mahpusların açlık grevinde dile getirdikleri en önemli taleplerden birisinin de bu olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyoruz.
İran Devleti insanlık suçu olan ölüm cezalarını biran önce kaldırmalı ve bu devlet şiddetine son vermelidir" dedi.
'553 HASTA MAHPUS 553 TABUT OLMASIN'
Son olarak Pakistan'ın Peşaver kentinde Taliban militanlarının bir okula saldırıp öldürdüğü 148 kişiyi anan Durdu, sözlerini şöyle tamamladı: "Sebep her ne olursa olsun katliamların kabul görür hiçbir tarafı olamaz. Biz insan hakları savunucuları olarak bu çirkin saldırıları şiddetle kınıyoruz.
Yineliyoruz ki, hasta mahpuslar biran evvel özgürlüklerine kavuşsun. Akçakale Açık Cezaevinde hayatlarını kaybeden astım hastası Ali Çakıcı ve İzzettin Suluağaç gibi yüzlerce hasta mahpus onlarla aynı kaderi paylaşacaktır. Hasta mahpusların mum gibi erimesine asla izin vermeyeceğiz
553 hasta mahpus 553 tabut olmasın." Grup yapılan basın açıklamasının ardından PTT'ye giderek hasta tutsaklar için topladıkları imzaları bakanlıklara ve ilgili kişilere gönderdi.
Grup daha sonra sessizce dağıldı.
(Kaynak: Gazeteipekyol)
Son Dakika › Güncel › Hasta Mahkûmlara Özgürlük Yürüyüşü - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?