HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cizre'de yaşanan olaylara ilişkin, "Umarım Cizre, 1990'lı yıllardaki gibi bir duruma gelmeyecek. Hiç birimiz asla buna izin vermeyiz. Cizre'de devlet içerisinde çöreklenmiş bir ekip var. Ne olduğunu, kim olduğunu bizden daha iyi biliyor devlet. Umarım onlar bu yönlü bir müdahale yaparlar ve kısa sürede Cizre normale döner" dedi.
Küçükçekmece'deki Garip Dede Dergahı'nda Alevi vakıfları ve dernek federasyonlarının temsilcileriyle bir araya gelen Demirtaş, Paris'teki Charlie Hebdo dergisine yönelik saldırı ve sonrasında yaşananlara değindi.
Başbakan, hükümet sözcüleri ve milletvekillerinin günlerdir büyük bir tahrik ve provokasyon yaptığını savunan Demirtaş, toplumdaki gerilimi derinleştirecek bir tutum sergilendiğini ileri sürdü.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Paris'teki yürüyüşe katıldığını anımsatan Demirtaş, şöyle devam etti:
"Orada o derginin yanında dayanışma gösterdiğini iddia ediyor, buraya döndüğünde dergiyle dayanışma gösteren Cumhuriyet gazetesini ve onun şahsında okurlarını linç edecek, hedef gösterecek bir çalışma yürütüyor. Başbakan Cumhuriyet gazetesine olsa olsa teşekkür edebilirdi. Çünkü ortada bir hakaret, Hz. Peygambere saldırı yok. Paris'teki katliama karşı, terör saldırısına karşı bir dayanışma var. Biz böyle anlıyoruz, gazetede kendini bu şekilde ifade ediyor. Ama buna rağmen Başbakan çıkıp, 'bunlar açıkça bize saldırın demek istiyorlar' diyerek aslında birilerine üstü kapalı mesaj vermeye çalışıyor. Bu hükümet açısından utanç vericidir. Başbakan Paris'teki vahşi katliam nedeniyle IŞİD, El-Kaide, AKP ortaklığının, iş birliğinin iyice dünyada tartışılır hale gelmesi ve Türkiye'de iyice teşhir olmasından kaynaklanan kendi üzerilerindeki basıncı atmaya çalışıyorlar. Sayın Başbakan, bu güne kadar sizler bu ülkede kamplaşma, kutuplaşma, ayrımcılık yapmamış olsaydınız toplumda o kadar gerilim de olmayacaktı."
Demirtaş, insanların dini inancı ve mezhebinin kıymetli olduğunu, hiç kimsenin başkasının inancına hakaret edemeyeceğini, ancak bunun karşılığının da katliam olamayacağını söyledi.
Cumhuriyet gazetesinin yetkililerinin de hakaret niyetleri olmadığını, dayanışma için yaptıklarını söylediklerini belirten Demirtaş, "Eğer ortada bir yanlış varsa, gidip İsrail Başbakanı ile kol kola yürüyen sensin. Yanlışsa Paris'teki yürüyüş yanlıştı. Bunun öz eleştirisini ver. Paris'teki katliamla dayanışma göstermek doğruysa Türkiye'de de dayanışma gösterilmeli. Kimse buradan kendine pay, provokasyon, kutuplaşma, kamplaşma çıkarmaya çalışmasın" dedi.
Kimlikleri ve kültürleriyle yaşadıklarını ispatlamak için çok mücadele verdiklerini ifade eden Demirtaş, "Artık haklarımızın Anayasal güvence altına alınacağı zamana geldik. Alevilik, mezhep, inanç din midir? Bu Aleviler dışında kimseyi ilgilendirmez. Kürtçe dil midir, roman mı yazılır, eğitim yapılır yapılmaz mı? Bu Kürtler dışında hiç kimseyi ilgilendirmez. Biz bu konuları geçtik. Bu ülkede artık hangi hak ve özgürlüklerimizle Anayasal güvence altında yaşayacağız. Ülkemizi nasıl yöneteceğiz. Bunun kararının verileceği zamana geldik. Türkiye bir değişim ve dönüşüm sürecine girmiştir. Bu toplumsal bir ihtiyaçtır" diye konuştu.
"Erdoğan'ın sarayındaki merdivenlerdeki fotoğraf da budur"
Selahattin Demirtaş, mücadele eden toplumsal kesimle değişim isteğini hep canlı tuttuklarını dile getirerek, hükümetin 12 yıldır kendilerinin bıraktığı mirası yediğini öne sürdü.
"Muhalefet olarak, toplumsal güçler bir arada olmayı başarabilseydik, değişimin öncü gücü olacaktık" diyen Demirtaş, 2015'in bu açıdan fırsat olduğunu söyledi. Demirtaş, geleceğiyle ilgili ailesi ve çocukları için kaygılı olduğunu belirterek, tek parti, tek düşünce ve tek mezhep sisteminin olduğunu savundu.
Demirtaş, "En son Erdoğan'ın sarayındaki merdivenlerdeki fotoğraf da budur. O fotoğrafta biz yokuz. Ülkenin yarısı kadın ama o fotoğrafta kadının rengi yoktur. Ülkenin yarısından fazlası Türk olmayan etnik kimliklerden, inançlardan oluşur, ama orada tek bir Türk olmayan yoktur, tek bir Alevi inancı yoktur" ifadelerini kullanarak, 16 Türk devletinin ne yanlış bir teori üzerine kurgulandığını söyledi. Demirtaş, "Bir aldatmaca, sahte tarih üzerine kurgulanmış merdivenler ile bir padişah gibi bir şey vardır. O da tam padişah değildir. O merdivendeki her şey yalandır" dedi.
Cizre'de yaşanan olaylar
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "Cizre'de yaşanan olaylar bazı yazarlar tarafından fırtına öncesi sessizlik olarak nitelendiriliyor. 1990-1992'de Şırnak'ta yaşananlar gibi benzeri bir sürecin yaşanacağı endişesini yaşıyor musunuz, tedirgin misiniz?" sorusuna Demirtaş, şu yanıtı verdi:
"Umarım Cizre, 1990'lı yıllardaki gibi bir duruma gelmeyecek. Hiç birimiz asla buna izin vermeyiz. Cizre'de devlet içerisinde çöreklenmiş bir ekip var. Hükümet de bunların kim olduğunu biliyor, koruyor. Onları oradan alsa Cizre'de sorun bitecek aslında. Ciddi bir provokasyon üreten ekip var. Ne olduğunu, kim olduğunu bizden daha iyi biliyor devlet. Umarım onlar bu yönlü bir müdahale yaparlar ve kısa sürede Cizre normale döner."
Demirtaş, "Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan çözüm süreciyle ilgili 'yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik' dedi. Siz de 'yakında dananın kuyruğu kopacak' dediniz. Müzakere süreci kamuoyuna ne zaman açıklanacak. Takvim açıklanacak mı?" sorusu üzerine, bu cümleyi Ortadoğu'daki emperyal müdahale için söylediğini kaydetti.
"Yüzyıl önce de emperyalistler Ortadoğu'ya müdahale etmişlerdi. O zaman danayı onlar almıştı, kuyruk ezilen halklarda kalmıştı. Bu defa umarım öyle olmayacak. Ortadoğu'da emperyalist müdahalelere izin vermeyeceğiz, bunun için halkların birlikte hareket etmesi gerekir" dediğini hatırlatan Demirtaş, şunları kaydetti:
"Çözüm süresiyle ilgili bir cümle değildi. Fakat hükümet temsilcileri yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik demişlerse bilmiyorum. Biz öyle bir durum görmüyoruz. Fazla hızlı yüzmesinler. Kuyruğu falan da geçebilirler bu hızla. Ortada fol yok yumurta yok. Ne değişti çözüm sürecinde de kuyruğuna geldiler, biz de merak ediyoruz. Alevilerle anadilde, yönetim mekanizmasıyla ilgili atılan bir adım yok. İfade özgürlüğüyle ilgili adım yok. Her şey daha da geriye gitti bu süre zarfında. Kuyruk dedikleri orasıysa doğru kuyruğuna gelmişler. Geriye doğru gitmişler. Bence yanlış yöne doğru yüzüyorlar. İleri doğru gitmekte fayda var."
Demirtaş, partinin Alevi politikalarına ilişkin soru üzerine de Alevi toplumunun belirlediği talepleri savunabileceklerini ifade ederek, "Alevi toplumu kendi içinde uzun yıllardır mücadele üretiyor. Kendi çalıştaylarını yaptılar, bitirdiler. Bunu mitinglerle duyurdular. Hükümetin oturup yeniden çalıştay yapmasının bir anlamı yok. Onlar yapmışlar zaten" dedi. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Hdp Eş Genel Başkanı Demirtaş Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?