İnsan Hakları Alanında Bireysel Başvuru Usullerinin Tanıtılması Projesi - Son Dakika
Güncel

İnsan Hakları Alanında Bireysel Başvuru Usullerinin Tanıtılması Projesi

İnsan Hakları Alanında Bireysel Başvuru Usullerinin Tanıtılması Projesi

Adalet Bakanı Ergin: "Her geçen gün insan hakları karnesi düzelen, aleyhine yapılan müracaatlar azalan bir Türkiye hedefine adım adım ulaşma peşindeyiz" "2012 sonuna kadar Türkiye, aleyhine en çok ihlal müracaatı yapılan ikinci ülkeyken, bugün 4'üncü sıraya indi. Bizim bu inişimiz devam edecek. İnşallah yıl sonuna kadar bir alt sıraya ineceğiz. Böylece klasmanda Türkiye'nin adını görmek istemediğimizi ifade ediyorum"

01.10.2013 14:38

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "Her geçen gün insan hakları karnesi düzelen, aleyhine yapılan müracaatlar azalan bir Türkiye hedefine adım adım ulaşma peşindeyiz" dedi.

Ergin, Avrupa Birliği Bakanlığı koordinesinde düzenlenen İnsan Hakları Alanında Bireysel Başvuru Usullerinin Tanıtılması Projesi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin çok önemli bir değişim, dönüşüm sürecine girdiğini ve çok önemli mesafeler katedildiğini söyledi.

Demokrasinin güçlendirilmesi, hukuk devletinin inşaası, güven veren adaletin tesisi noktasında çok önemli adımlar atıldığını belirten Ergin, 2010'daki Anayasa değişikliğiyle Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın yapısındaki yenilikleri anlattı.

Yeni kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu ve İnsan Hakları Kurulu hakkında da bilgi veren Ergin, "Medeniyet çizgimize baktığımızda bu arabulucu, uzlaştırıcı ve vatandaşla devlet arasındaki ilişkilerde hakem pozisyonu görecek müesseseler geçmişte inşa edilmiş ama son 100 yıllık tarihte bunları belki bir miktar ihmal ettik. Şimdi o ihmalleri telafi etme yolunda önemli adımlar atıyoruz" diye konuştu.

Ergin, "Bütün bunlar yeni Türkiye'nin ayak sesleri, yeni Türkiye'yi inşa eden aktörlerin ortaya koyduğu çalışmalar" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine (AİHS) imza koymuş, Avrupa Konseyinin kurucu ortaklarından olmuş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) yargı yetkisini tanımış bir ülke olduğuna işaret eden Ergin, Türkiye'nin AİHM'deki tablosuna bakıldığında hak etmediği bir noktada olduğunu, geçen yılın başına kadar en çok şikayet edilen ülkeler içinde Rusya'nın ardından ikinci sırada yer aldığını anımsattı.

Türkiye'nin aynı zamanda en çok ihlal kararı verilen ülke olduğunu da hatırlatan Ergin, "Biz bunu hak etmiyorduk ama bunu haketmiyoruz derken yaptığımız şeyler de doğru şeyler değil" dedi.

Çok partili siyasi hayata geçilen 1950 seçimlerinden sonra her 10 yılda bir askeri darbelerle ve muhtıralarla parlamentoyu kapatan, partileri kapatan, demokrasiyi askıya alan bir siyasi gelenekle 21. yüzyılda geleceğe yürümesinin mümkün olmadığını ifade eden Ergin, "Demokrasiyi askıya alan dönemler, uygulamalar, müdahaleler insan hakları ihlallerini getirdi beraberinde. O dönemlerde oluşturulmuş anayasalar, yasalar ve uygulamalar ve maalesef yargının oluşturduğu evrensel hukukla barışık olmayan içtihatlar AİHM önündeki bu karanlık tablonun baş müsebbibi diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

-"Demokrasi ve insan hakları mücadelesinde çok önemli bir döneme girildi"

Türkiye'nin, geleceğe bu yapıyla bu yüklerle yürüme şansının olmadığını vurgulayan Ergin, 2010'da yapılan Anayasa değişikliğiyle Türkiye'deki demokrasi ve insan hakları mücadelesinde çok önemli bir döneme girildiğini söyledi.

Bu sayede Türkiye'nin bugün siyasi hakları her geçen gün genişleten, insan haklarını tahkim eden, adalette önemli adımlar atan bir ülke haline geldiğini anlatan Ergin, "Türkiye'nin AİHM önündeki bu görünümünü değiştirmek ve dolayısıyla ülke içerisinde demokrasiyi güçlü, hukuku güven veren bir noktaya taşımak için atılan adımların meyveleri ortaya çıkmaya başladı" dedi.

Türkiye'nin AİHM'deki olumsuz tablosunu değiştirmek için önemli bir gayret sergilendiğini belirten Ergin, bu kapsamda Anayasa Makemesine bireysel başvuru imkanı getirildiğini, Dışişleri Bakanlığınca yürütülen AİHM'deki savunmaların, Adalet Bakanlığınca yapılmaya başlandığını anımsattı.

Türkiye'nin yurt dışı temsilciliklerinde, önemli diplomasi merkezlerinde adli müşavirler görevlendirildiğini de anlatan Ergin, Londra, Berlin, Lahey, Paris, Viyana, Newyork, Wasington'da adli müşavirlerinin göreve başladığını söyledi. Ergin, "Oradan Türkiye'nin resimini çekerek, Türkiye'de atılması gereken adımlar noktasında önemli verileri bize ulaştırmaya başladı bu arkadaşlarımız" diye konuştu.

-Tazminat Komisyonu

AİHM'e yapılan müracaatlar içerisinde en büyük kesimi oluşturan, uzun yargılamadan kaynaklı mağduriyetleri gidermek için bir tazminat komisyonu oluşturduğunu hatırlatan Ergin, "Bu komisyonun da çalışmalarına başladı ve Türkiye aleyhine yapılmış yaklaşık 4 bin dosya Türkiye'ye tekrar getirildi. Bu dosyaların şu anda 4'te biri karara çıktı. Kalanı da çok kısa süre içerisinde karara bağlanacak" bilgisini verdi.

Ergin, "Önemli mesafe aldık ve bu ortaya çıkan kararlar AİHM'in yerleşik içtihatlarıyla paralel olduğu için de etkin bir iç hukuk yolu olarak AİHM tarafından kabul edildi. Mahkeme, bu noktada yapılan müraacatları kabul etmiyor şu anda Türkiye'ye gönderiyor" dedi.

Bireysel başvuru yolu oluştuğu için de Türkiye'den AİHM'e yeni başvuru yapılmadığını belirten Ergin, şunları kaydetti:

"Bütün bu tedbirlerin sonucu şu, 2012 sonuna kadar Türkiye, aleyhine en çok ihlal müraacatı yapılan ikinci ülkeyken, bugün 4. sıraya indi. Bizim bu inişimiz devam edecek. İnşallah yıl sonuna kadar bir alt sıraya ineceğiz. Böylece klasmanda Türkiye'nin adını görmek istemediğimizi ifade ediyorum. Her geçen gün insan hakları karnesi düzelen, aleyhine yapılan müraacatlar azalan bir Türkiye hedefine adım adım ulaşma peşindeyiz. Bu yürüyüşe beraber katkı sağlayan, Türkiye'deki hakların tesisi için ve evrensel hukukla barışık şekilde yaşayabilmemiz için büyük gayret sarfeden Yargıtayımız, Anayasa Mahkememiz, Danıştayımız, ilk derece mahkemelerimiz bunların her birinin önemli katkıları olacak. Kamu Denetçiliği Kurumumuz, İnsan Hakları Kurulumuz, bütün bu kurumların, kurulların beraberce gayreti sonucunda Türkiye hak ettiği yere gelecek."

-Diğer konuşmacılar

Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu ise 29 Mart 2013'te vatandaşların idareye ilişkin şikayetlerini kabul etmeye başladıklarını belirtti.

Kamu hizmetlerinin işleyişine ilişkin etkin bir şikayet mekanizmasının oluşturulması amacıyla kurulduklarını ifade eden Ömeroğlu, "Bu doğrultuda kamu idaresinin her türlü eylem ve işlemleriyle tutum ve davranışları şikayet konusu edilebilmektedir" diye konuştu.

Yapılan projenin vatandaşların başvuru usulleri hakkında detaylı bilgi olması açısından önemli olduğunu dile getiren Ömeroğlu, "Yalnız gerçek kişiler değil tüzel kişiler de kurumumuza başvuruda bulunabilmektedir. Yani menfaatlerinin kamu idaresince ihlal edildiğini düşünen şirketler, sendikalar, vakıflar, dernekler, sivil toplum kuruluşları gibi bütün tüzel kişiler faaliyet alanlarıyla ilgili olsun veya olmasın kurumumuza başvurarak şikaletlerini dile getirebilmektedir" diye konuştu.

Kurumları için sivil toplum kuruluşlarının desteğinin önemli olduğunu söyleyen Ömeroğlu, insan hakları ile temel hak ve özgürlüklere ayrı bir önem verdiklerini belirtti. Ömeroğlu, şunları kaydetti:

"Eğer şikayet edilecek konu insan hakları, temel hak ve özgürlükler, kadın hakları, çocuk hakları ve kamuoyunu ilgilendiren genel konulara yönelikse şikayet başvurusunun kendisiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın veya başvuran kişinin menfaatinin ihlal edilmiş olma şartı aranmaksızın, şikayeti kabul ettiğimizi özellikle vurgulamakta fayda görüyorum. Bu konularda herhangi bir kişinin hak ihlaline uğraması halinde sivil toplum kuruluşları kurumumuza da başvuruda bulunabilmektedir. Ayrıca zamanında müdahale edilmemesi durumunda telafisi güç veya imkansız zararların doğması ihtimali bulunan hallerde, diğer bir başvuru şartı olan idari başvuru yolların tüketilmesi şartına, yani şikayetin ilgili kuruma bildirilip bildirilmediğine bakılmaksızın, kurumumuza doğrudan şikayet başvurusu yapılabilmektedir. Bu sayede mağdur olan bireylerin daha fazla hak kaybına uğramalarının önüne geçilmekte ve şikayetler hakkındaki araştırmalara ivedilikle başlanmaktadır. Kamuoyunda Gezi Parkı olarak bilinen olaylara ilişkin yapılan şikayet başvuruları da bu kapsamda değerlendirilmiş ve idari yolların tüketilmesi şartı aranmaksızın derhal inceleme aşamasına geçilmiştir."

Türkiye İnsan Hakları Kurulu Başkanı Hikmet Tülen de insan hakları sorunlarının uluslararası işbirliğini zorunlu hale getirdiğini söyledi.

Kurullarının çalışmalarına yönelik de bilgi veren Tülen, "İnsan hakları ihlallerinin önlenmesi için sivil toplum kuruluşlarıyla devletin işbirliği içinde bulunması gerektiğini vurguladı. İnsan hakları alanının genişliği ve çeşitliliği dikkate alındığında yükümüzün ağırlığı ve sorumluluğumuzun büyüklüğü ortaya çıkmaktadır" dedi. - Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel İnsan Hakları Alanında Bireysel Başvuru Usullerinin Tanıtılması Projesi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement