İzmir Babacan; ´Tarafsızız Demek Tutarlı Değil´

Başbakan Yardımcısı, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, İzmir Genç İşadamları Derneği'nin (İGİD) düzenlediği toplantıya katıldı. Babacan, referandum konusunda yapılan tarafsızlık açıklamalarını ima ederek, ''Bakıyoruz bazı iş dünyası örgütleri bazı sivil toplum örgütleri, 'Avrupa Birliği' derler. AB konusunda açık taraftırlar. 'Türkiye AB üyesi olsun mu?' sorusuna 'evet' derler. Peki bu anayasa paketi Türkiye'yi AB'ye biraz daha yaklaştırıyor mu? Yaklaştırıyor. O zaman buna 'biz tarafsızız' demek çok tutarlı olmuyor. AB'ye 'evet'se anayasa değişikliği de AB Komisyonu tarafından tam uygun bulunduysa bu Türkiye'yi AB'ye daha da yaklaştıracak deniyorsa 'AB'ye evet ama anayasa değişikliğini bilmem' çok da tutarlı olmuyor doğrusu' dedi.

Başbakan Yardımcısı, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, İGİD'te yaptığı toplantıda yaklaşık 200 işadamına konuştu. Babacan, referandumun önemli bir dönemeç ve sınav olduğunu belirterek, 2009 yılında patinaj yapan Türkiye'nin referandum sonucuna göre geri kaymaya başlayabileceğini öne sürdü. Babacan, şöyle konuştu:

''Paket kabul edilip devreye girerse önümüz çok açılacak. Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisiyiz. Bir üstümüzde İspanya var. İspanya ekonomisi daralmaya devam ediyor ve uzun süre toparlanamayacak. Bu pek çok piyasa analistinin yorumu. Onun dışında İtalya var. Ciddi sorunları olan bir ülke. Borcu milli gelirinin yüzde 110-120'si. Biz o İspanya'nın beşinciliğini zaten gözümüze çoktan kestirdik. Arkasından İtalya var. 10- 20 yıl öteye baktığınızda inşallah İngiltere, Fransa ekonomik büyüklük açısından rahat geçebileceğimiz ülkeler. 20- 30 sene sonrasının Avrupa'sında iki ekonomi görünüyor Almanya ve Türkiye. Bir yıldır yazılan çizilen raporlara bakın. Türkiye'de iyi bir hukuk düzeni, Sağlam bir anayasal çerçeve öngörülebilir bir demokrasi. Gerçek anlamda halkın egemen olduğu bir demokrasi. Bunlar olmazsa ben açık söyleyeyim biz yerimizde saymaya devam edeceğiz. ya da Allah korusun geri gidip kaymaya başlayacağız, patinaj yapıyoruz, Allah korusun geri kaymalar başlar. Dolayısıyla bu referandum çok ciddi bir fırsat dönemeç ve sınav.'

Babacan, referandum konusunda yapılan tarafsızlık açıklamasını ima ederek, şunları söyledi:

''Türkiye ekonomisini objektif şekilde değerlendiren Türkiye'ye İstanbul'dan ya da dışardan bakan çok sayıda ekonomist var. Çok sayıda analiz yapılıyor. Türkiye'yle ilgili. bu referandum da çok önemli bir analiz konusu. Referandumda sonuç ne çıkarsa Türkiye ekonomisi nereye gider? Türk varlıklar değer mi kazanır değer mi kaybeder. Faizler yükselir mi düşer mi? Türkiye'nin risk primi yükselir mi düşer mi? Onlarca şu ana kadar analiz yayınlandı. En son büyük bir Japon kuruluşu açıkladı. Referandumda 'evet' çıktığında Türk ekonomisi için bunun çok daha iyi olacağı konusunda hepsi mutabık. Bunu bir Hükümet üyesi olarak söylemiyorum. Anayasa paketini hazırlayan ekip üyesi olarak söylemiyorum. Sadece dışardan Türkiye'yi gözlemleyenlerin İstanbul'da objektif analiz yapanların raporlarından söylüyorum. 'Hayır' çıkması durumunda da Türkiye ekonomisi için bunun iyi olmayacağı zararlı olacağı konusunda tam bir mutabakat var. İdeolojinin ya da siyasi perspektifin ön planda olduğu köşe yazıları bir kenara ben objektif bilimsel değerlendirmelerden bahsediyorum. Bakıyoruz bazı iş dünyası örgütleri bazı sivil toplum örgütleri, 'Avrupa Birliği' derler. AB konusunda açık taraftırlar. AB Türkiye olsun mu sorusuna 'evet' derler. Peki bu anayasa paketi Türkiye'yi AB'ye biraz daha yaklaştırıyor mu? Yaklaştırıyor. O zaman buna æbiz tarafsızız' demek çok tutarlı olmuyor. AB'ye 'evet'se anayasa değişikliği de AB Komisyonu tarafından tam uygun bulunduysa bu Türkiye'yi AB'ye daha da yaklaştıracak deniyorsa 'AB'ye evet ama anayasa değişikliğini bilmem' çok da tutarlı olmuyor doğrusu.'

TÜRKİYE EKMEĞİNİ TAŞTAN ÇIKARIYOR

Başbakan Yardımcısı Babacan, 2002 yılında Hükümet ilk kurulduğunda ülkenin batakta, tarihin en önemli krizinden çıkmış olduğunu belirterek, ''O zaman bize ækaynağı nereden bulacaksınız' diyorlardı. Biz de 'kaynak Türkiye'dir' diyorduk Enerjiyi dışardan ithal ediyoruz. Hammaddesinin önemli bir kısmını ithal eden bir ülkeyiz. ABD'den yüzde 70- 80 hammadde alıp, yüzde 80 sanayi ürünü satıyoruz. Ekmeğini taştan çıkaran bir ülkeyiz artık hazır yiyen bir ülke değil' dedi.

CUMHURİYET TARİHİNİN EN DÜŞÜK FAİZLERİNİ YAŞIYORUZ

Devlet Bakanı Babacan, ekonomide güven istikrarın önemine değinerek ''Akşamdan sabaha ne olacağı belli olmayan bir ülkede her şey zorlaşıyor. 2009 yılında dünya önemli bir kriz yaşadı. Şu anda büyüme var ama bu büyüme yoğun bakım odasındaki hastanın biraz daha iyileşmesi. Dünya ekonomisi daha yoğun bakım odasından çıkamadı. Çok ciddi tedbirler ve kararlı adımlar gerekiyor. Geçen yıl bir karar aldık. Bu krizden çıkışla ilgili stratejimizi açıkladık. Üç yıllık orta vadeli program ortaya koyduk. Yapacaklarımızı yapmayacaklarımızı açıkladık. Yabancı ülkeler bugünü, yarını ve bir sonraki haftayı ancak planladıklarını gördük. Bütçe açıklarını keseceğiz. Borcu kontrol altına alacağız. Türkiye olarak geçen yıl adımlarımızı attık ve bu karmaşadan kendimizi sıyırdık ve kenara koyduk. Cumhuriyet tarihinin en düşük faizlerini yaşıyoruz. Böyle bir şey yok. Türkiye tarihinde bu güvenin istikranın ve ne yapacağını bilmeyi ortaya koymanın sonucu. Büyümenin kaynağı özel tüketim ve özel üretim. İnsanlar geleceğe güvenle bakıyorsa elindeki parayı harcar. ABD'de yüzde 5'ler düzeyindeki işsizlik yüzde 10'a çıktı. Orada çalışanların yüzde 10'u da part-time çalışıyor. Bizde o yok. Onu da kattığınızda işsizlik yüzde 20'ye çıkıyor' dedi.

Toplantı sonunda Ege ve Batı Akdeniz Sanayici ve İşadamları Federasyonu Başkanı Ramazan Davulcuoğlu ile İGİD başkanı Mehmet Timuroğlu, Bakan Babacan'a plaket verdi.