İzmir'deki Altın Madeninin Kapasite Artırımı

İzmir'in Efemçukuru bölgesinde altın madeni işleten TÜPRAG Metal Madencilik AŞ'nin kapasite artırımı amacıyla aldığı Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun nisan ayında yürütmesinin durdurulması sonrası esas hakkındaki kararın hazırlanması için taraflar dinlendi.

İzmir 6'ncı İdare Mahkemesindeki duruşmaya Ege Çevre ve Kültür Platformu ile TMMOB Ziraat Mühendisleri Odasının avukatı Arif Ali Cangı, İzmir Tabip Odası vekili Abdullah Hızal, Türkiye Barolar Birliğinin (TBB) avukatı Ömer Turgut Erlat, Çevre Şehircilik Bakanlığı Hukuk Müşaviri Bayram Keskin ile TÜPRAG vekili Şeyda Ataman katıldı.

Taraflar, davaya ilişkin görüşlerini mahkemeye sundu.

Avukat Cangı, altın madeniyle ilgili projenin gündeme gelmesinden bu yana çevre ve yer bilimcilerinin uyarılarının dikkate alınmadığını, madenin 2011 Haziran'dan bu yana faaliyetlerini sürdürdüğünü belirterek, İzmirlilerin sağlığının tehlikeye atıldığını ileri sürdü.

Cangı, şirketin hazırlattığı tadilat ÇED raporunun, İzmir Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğünün (İZSU) davet edilmediği Ankara'daki İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısında kabul edildiğini bildirerek, "Bugün sessiz kalınırsa, yarın çok geç olabilir. İzmir'in kanser kenti haline gelmesini istemiyorsak altın madenine karşı çıkmamız gerekiyor. Altın madeni yüzünden 200-300 bin kişiye su sağlayacak Çamlı Barajı'na izin verilmemektedir. İzmir'in, gelecekte susuz kalmak istemiyorsa bu davaya sahip çıkması gerekir." dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekili Keskin ise davanın reddedilmesi yönünde karar verilmesi görüşünü bildirdi.

Mahkeme başkanı, gerekçeli kararın 15 gün içinde yazılı olarak açıklanacağını belirterek, duruşmaya son verdi.

Olay

İzmir 6'ncı İdare Mahkemesi, geçen Nisan ayında, Efemçukuru Altın Madeninin kapasite artırımı için 17 Kasım 2015 tarihli aldığı ÇED olumlu kararının yürütmesini durdurma kararı vermişti. Mahkeme, altın madeni projesi için 31 Aralık 2012'de verilen ÇED olumlu belgesini iptal eden İzmir 1'inci İdare Mahkemesinin kararını bozan Danıştay 14'üncü Dairesinin kararını gerekçe olarak göstermişti. Yürütmeyi durdurma kararıyla birlikte keşiften vazgeçen mahkeme, esas hakkında karar vereceğini açıklamıştı.