Deprem gerçeğini, yalnızca depremler meydana geldiği zaman hatırlamak yerine, yaşamın tüm zamanlarını ve alanlarını bu olguya göre düzenlediğimiz takdirde deprem felaketlerinden en az dereceyle etkileneceğimizi dile getiren Aktan, sağlam ve güvenilir binalar inşaa edildiği ve deprem öncesinde, deprem sırasında, deprem sonrasında yapılması gerekenler öğrenildiği ve uygulandığında depremden korkmaya gerek kalmayacağını vurguladı.
Cengizhan Aktan, açıklamasına şöyle devam etti: "%92'si deprem bölgesi olan ülkemizde, nüfusumuzun %95'i deprem bölgelerinde yaşamaktadır. Biz de yöre olarak, Saros Körfezi'ndeki sahillerimiz açısından 1. derecede, Keşan merkezi açısından 2. derecede deprem kuşağında yeralmaktayız. Bölgemizde 1912 yılında Şarköy ve Gelibolu başta olmak üzere önemli yıkımlar yaşanmıştır. 100 yılı aşkın bir süre bu boyutta bir deprem olmaması, hiç olmayacağı anlamına gelmiyor. Tersine, fay hatlarındaki birikimin artmış olması ihtimali yüksek. Bilindiği gibi, Marmara Bölgesi açısından da İstanbul merkezli büyük bir deprem olasılığı ülkemizin gündeminde. Son olarak Prof. Celal Şengör, dün yaptığı açıklamada, bu depremin 7.6 büyüklüğünde beklendiğini de ifade etti. Ancak ne yazık ki sadece büyük yıkımlar olduğu, yüksek sayıda can kaybı yaşandığı zaman dikkatimizi bu gerçeğe yöneltiyoruz, üzerinden bir süre geçtikten sonra her şeyi unutuyoruz. Dolayısıyla önlem de almıyoruz. Deprem kuşağında yaşayan insanlar olarak, 365 günümüzü, bu gerçeği aklımızdan çıkarmadan yaşamak zorundayız. Sağlam ve güvenilir binalar inşaa etmeli, Deprem Yönetmeliğine uygun yapılar satın almalıyız. Deprem öncesi, deprem anı ve depremin hemen ardından yapmamız gerekenleri öğrenmeli ve çevremizdekilere de öğretmeliyiz."
Keşan Doğal Afet Arama Kurtarma Derneği'nin, hem deprem ve benzeri doğal afetlerde arama kurtarma faaliyetlerine ekip hazırlamak, hem de halkımızı deprem konusunda bilgilendirmek ve bu gerçeği her an hatırlatmak amacıyla kurulduğunu da dile getiren Aktan, konuya ilgi duyan herkesi KEDAK'ta yeralmaya ve KEDAK'ı desteklemeye davet etti.
17 AĞUSTOS'TA NE OLDU?
17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03:02'de, Kocaeli/Gölcük merkezli, Richter ölçeğine göre 7,5 Mw büyüklüğünde gerçekleşen deprem, büyük çapta can ve mal kaybına neden oldu.
17 Ağustos depremi, tüm Marmara Bölgesi'nde, Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmi raporlara göre, 17.480 ölüm, 23.781 yaralı oldu. 505 kişi sakat kaldı. 285.211 ev, 42.902 iş yeri hasar gördü. Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50.000 ölüm, ağır-hafif 100.000'e yakın yaralı oldu. Ayrıca 133.683 çöken bina ile yaklaşık 600.000 kişi evsiz kaldı. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden değişik düzeylerde etkilendi. Bu nedenle Türkiye'nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir. Deprem gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu maddi kayıplar açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biridir. Depremin Türkiye'nin önemli bir sanayi bölgesi olan Marmara Bölgesi'nde meydana gelmiş ve çok geniş bir coğrafyayı etkilemiş olması, ülkede büyük sıkıntılara neden oldu."
Son Dakika › Güncel › KEDAK'tan 1999 Depreminin Yıldönümünde Açıklama Yaptı… - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?