Kooperatifçilik Haftası - Son Dakika
Güncel

Kooperatifçilik Haftası

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Birleşmiş Milletler'in (BM), Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan ettiği 2012'de Türk kooperatifçiliğinin radikal düzenlemeler yapılacak şekilde yeniden ele alınması gerektiğini...

24.06.2012 11:52

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Birleşmiş Milletler'in (BM), Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan ettiği 2012'de Türk kooperatifçiliğinin radikal düzenlemeler yapılacak şekilde yeniden ele alınması gerektiğini söyledi.

Bayraktar, Kooperatifçilik Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, dünyada tarıma uygun arazilerin giderek azaldığını, buna karşın nüfusun arttığını; bugün 7 milyar olan dünya nüfusunun 2050 yılında 9 milyara ulaşmasının beklendiğini, artan bu nüfusun beslenebilmesi için dünya gıda üretiminin yüzde 70 oranında artırılmasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Dünyadaki sınırlı tarım alanlarının rasyonel kullanımı ve

birim alandan alınan verimin yükseltilmesi yanında tarladan sofraya kadar her aşamada gıda kayıplarının azami ölçüde önlenmesinin de büyük önem taşıdığını vurgulayan Bayraktar, bu hedefe ulaşmada, üretici organizasyonlarına büyük görev düştüğünü ifade etti.

Bayraktar, BM Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Bankası yöneticilerinin gıda krizini önlemede, krizlere çare üretmede kooperatifçiliğin çözüm olabileceğini her fırsatta dile getirdiklerini hatırlattı.

Bayraktar, 'Kooperatif İşletmeler Daha İyi Bir Dünya Kurar' ana temasıyla, kooperatifçiliğe daha fazla ilgi çekmek ve bu konuda farkındalık oluşturmak amacıyla Birleşmiş Milletler'in, 2012 yılını 'Uluslararası Kooperatifler Yılı' olarak ilan ettiğini söyledi.

Bayraktar, bugün başarılı olmak ve yaşamlarını sürdürmek isteyen kooperatiflerin profesyonel bir yönetim anlayışıyla hareket ederek, verimlilik ve etkinlik kurallarını dikkate almak durumunda olduğunu anlattı.

Dünya ve Türkiye kooperatifçiliğinde büyük farklar göze çarptığını belirten Bayraktar, şöyle konuştu: "Gelişmiş ülkeler ve özellikle Avrupa Birliği'nde kooperatifler; tarım politikaları, tarımsal destek uygulamaları, tarım bankacılığı ve tarım ürünleri piyasalarının en önemli aktörü ve yönlendiricisi konumunda. AB mevzuatı, ilgili kurum ve kuruluşların görevlerinin bir kısmını üretici örgütlerine devrini öngörüyor. Türkiye'de ise kooperatifler örgütlü yapılar olarak, devletin desteklemek istediği tarım, esnaf ve sanatkar kesimine kaynak aktarmakta bir araç olarak kullanılmıştır. Bu bakımdan kooperatifler ekonominin sırtında bir yük olarak görülmektedir."

KOOPERATİFLERİN ÜRÜNLERİN İŞLENMESİNDEKİ PAYI

Tarımsal ürünlerin işlenmesinde kooperatiflerin payının Türkiye'de yüzde 1 ile yüzde 10 arasında iken, bu payın AB ülkelerinde yüzde 30 ile yüzde 100 arasında değiştiğine işaret eden Bayraktar, şöyle devam etti:

"Türkiye'de mevcut 13 bin tarımsal kooperatifin pazarda hiçbir etkinliği görülmezken, Almanya, İspanya ve Fransa'da 2 bin-3 bin kooperatif, 70-80 milyar Avro'luk; Hollanda'da ise sadece 51 kooperatif 48 milyar Avro'luk bir tarımsal ürün pazarını kontrol ediyor."

Tarımsal işletmelerin küçük ve çok parçalı olduğu ülkemizde ekonomik örgütlenmenin yetersiz kaldığını anlatan Bayraktar, şunları söyledi: "kooperatiflerin bir üst çatı kuruluşa bağlı bulunmamaları nedeniyle tarımsal örgütler arasında yeterli koordinasyon sağlanamamıştır. Bunun sonucu olarak üreticinin pazar payı bir türlü artmamış, girdisini pahalıya alan üretici, ürününü değerinin altında satmak zorunda kalmıştır. Tarımsal ürünlerde üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasında beş kata varan fiyat farkı oluşmasının sebebi, üretici örgütlerinin yeteri kadar olmaması ve güçsüz olmalarıdır."

Ülkemizde sosyal adaletin sağlanması, kırsalda ekonomik kalkınmanın hızlandırılması ve bölgeler arası dengesizliğin giderilmesi için de kooperatifçiliğin yaygınlaştırılması ve geliştirilmesinin şart olduğunu anlatan Bayraktar, "Kooperatifleşmenin özellikle tarımsal işletmelerle doğrudan ilgili olması ve nüfusun önemli bir kısmının tarımda çalışması konunun önemini daha da artırmaktadır."

KOOPERATİFLER YASAL BOŞLUK VE KARMAŞIKLIKLARDAN KURTARILMALI

Kooperatifçilik sektörünün denetlenmesi, geliştirilmesi, devlet tarafından bu amaçla mali, teknik ve hukuki desteğin verilmesine katkıda bulunulması gerektiğini kaydeden TZOB Genel Başkanı

Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Devlet temel olarak yasa koyucu ve yasaları düzenleyici pozisyonunu güçlendirmeli ve kooperatifleri yasal boşluk ve karmaşıklıklardan kurtarmalı, devletin kooperatiflere müdahaleci rolü azaltılarak kooperatifleşme teşvik edilmeli, kooperatifler mali yönden güçlendirilmeli ve desteklenmelidir"

Bayraktar, kooperatiflerde iç denetlemenin daha işlevsel bir yapıya kavuşturulması, dış denetlemenin

tarafsız, kamu kurumları ya da profesyonel özel şirketler tarafından yapılmasının önem taşıdığını da vurgulayarak, "Kooperatifçilikte temel sorunlardan birini oluşturan denetim ve eğitim eksikliğinin giderilmesi için denetim, eğitim ve Ar-Ge faaliyetlerini yürütecek bir kurumsal yapının sağlanması

gerekmektedir" dedi.

TARIMSAL ÖRGÜTLENME TEK ÇATI ALTINDA TOPLANMALI

Son yıllarda eğitim seviyesinin yükselmesi ve ortakların bilinçlenmesine paralel olarak kooperatifçilikte önemli gelişmeler yaşandığını belirten Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ayrıca mülga, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan Kooperatifçilik Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2012-2016) değişen ülke ve dünya koşulları çerçevesinde ülkemizdeki kooperatifçiliğin mevcut sorunlarının giderilerek, ideal bir yönde geliştirilmesine yönelik atılan önemli bir adım olarak göze çarpıyor."

Dünyada tarımsal kooperatiflerin genellikle tek bir çatı altında örgütlendiğinin görüldüğünü belirten Bayraktar, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye'de ise tarımsal örgütlenme üç farklı yasa ile altı ayrı bakanlık bünyesinde yer almakta ve bu bakanlıklar arasında bir koordinasyon sağlanması mümkün olamamaktadır. Bizde de tarımsal örgütlenmenin gerek Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde gerek gelişmiş diğer ülkelerde olduğu gibi, Konsey veya Konfederasyon benzeri bir üst örgütte tek çatı altında toplanması gerekmektedir. Türkiye'de (Devletin kaynaklarından nasıl istifade ederiz) zihniyetinden ziyade, (Ortakların güç ve kaynaklarını en etkin nasıl harekete geçirebiliriz) anlayışının hakim olduğu bir örgütlenme modeli geliştirilmelidir. Tarımsal örgütlerin daha fonksiyonel bir yapıya kavuşturulabilmesi için görev tanımlarının yeniden ele alınarak kayıt tutma ve yayım hizmetleri, Ar-Ge çalışmaları, girdi ve kredi temini, depolama, ambalaj ve pazarlama safhalarında daha aktif rol almaları sağlanmalıdır." - ANKARA

Kaynak: İHA

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement