Maliye Bakanı Şimşek Sinop'ta

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Biz sadece bizden önceki hükümetlerden daha hızlı gitmiyoruz, daha çok iş yapmıyoruz, daha büyük başarılar elde etmiyoruz, aynı zamanda dünyanın gelişmiş ülkeleriyle karşılaştırıldığı zaman birçok alanda Türkiye çok hızlı bir şekilde ilerliyor" dedi.

Bakan Şimşek, partisince Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonunda düzenlenen Sinop 4. Olağan İl Kadın Kolları Kongresi'nde yaptığı konuşmada, 1990'lı yıllarda ortalama enflasyonu yüzde 80-85 olan Türkiye'de bugün enflasyonun yüzde 7,2 olduğunu söyledi.

"Peki enflasyon ne demek" diye soran Şimşek, "Aslında enflasyon dar gelirlilerin bir anlamda soyulması demek. Yani modern hırsızlık demek. Çünkü siz bir milyar maaş artışı veriyorsunuz, ardından para basıyorsunuz, o parayı değersiz hale getiriyorsunuz. Bir anlamda modern devlet modern hırsızlık yapıyor. Bugün çok şükür para basma dönemi bitti" diye konuştu.

Enflasyonun tek hanede olduğuna değinen Şimşek, şöyle devam etti:

"Biz işçimize, memurumuza ve emeklimize hiçbir dönemde olmadığı kadar enflasyondan kat kat yüksek artışlarda bulunduk. İmkanlar arttıkça bunu daha adil paylaşmanın yolunu aradık. Bakın o dönemlerde Türkiye'nin bütçe açıkları çok, borcu da çok yüksek. Borcun milli gelire oranı yüzde 75-80 arası. O dönemde Türkiye Avrupa'nın hasta adamı olarak görülüyordu. Peki bugün nasıl? Bugün bu dengeler itibarıyla Avrupa'nın en güçlü ülkelerinden bir tanesi Türkiye'dir. Geçen sene Türkiye'nin bütçe açığı milli gelirinin yüzde 1'inin altındaydı. Türkiye'deki bütçe açığını siz OECD ülkeleriyle karşılaştırırsanız altıda biri, Avrupa Birliği ülkeleriyle karşılaştırırsanız dörtte biri. Yani bizim açığımız Avrupa'nın dörtte biri kadar küçük bir açık. Hatta gelişmekte olan ülkelerin de üçte biri kadar küçük bir açık."

Bakan Şimşek, şunları söyledi:

" AK Parti'yle birlikte Türkiye artık ayakları üzerinde durabiliyor, büyük bir yükseliş döneminde, kim ne derse desin. Türkiye gerçekten huzuru başardı. Bugün Avrupa'da bazı ülkeler var, isim vermek istemiyorum. Yüz milyarlarca avroluk yardıma rağmen bir türlü toparlanamıyor ama Türkiye, AK Parti hükümetleri döneminde kimseden yardım almadan kendi yağında kavruluyor. Biz petrol felan da bulmadık ha onu söyleyeyim, doğalgaz felan da bulmadık. Çünkü biz insanımıza inanıyoruz. Niye bunu başardık? İstikrar var, reform yaptık. En büyük reform ne? Bence en büyük reform, biz bütçede insana öncelik verdik ve en büyük kaynağı, en büyük parayı beşeri sermayeye yatırıyoruz. Beşeri sermaye ne? Siz, yani insanımız. Petrolümüz, komşularımız gibi, işte doğalgazımız fazla yok. İyi ki de yok. Boş verin. Niye? Çünkü onun sayesinde biz ekmeğimizi taştan çıkarmayı öğrendik. Şu anda bütçeden en fazla para nereye gidiyor biliyor musunuz, eğitime gidiyor."

-Sağlık alanı

AK Parti hükümeti olarak birinci önceliklerinin eğitim, ikinci önceliklerinin ise sağlık olduğunu, bu alanlarda büyük yatırımlar yaptıklarını anımsatan Şimşek, "Bu sene yaklaşık 81 milyar yani eski parayla 81 katrilyon parayı biz sağlığa harcayacağız. Kimin sağlığına? 78 milyon vatandaşımızın sağlığına. Yani bütçeden en büyük ikinci pay nereye gidiyor? Sağlığa gidiyor. Milletin parası nereye gidiyor, milletin sağlığına gidiyor, milletin eğitimine gidiyor" dedi.

Dünyada gelişmiş ülkelerden önemli bir kısmının OECD grubunda olduğuna değinen Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"OECD'de Amerika Birleşik Devletleri var, İngiltere var, Fransa var, Almanya var, Kanada var, İtalya var, Japonya var vesaire. Bu ülkelerle Türkiye'yi karşılaştırdığımız zaman sağlıktan şöyle bir şey görüyoruz. Bebek ölüm oranı bin bebek başına bu gelişmiş ülkelerde binde 30'lardan binde 10'un altına indirmişler, 30 yılda indirmişler. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri sağlıktan reform dönemlerinde büyük atılım dönemlerinde bu başarıyı yani binde 30'dan binde 10'un altına 30 yılda indirmişler. AK Parti kaç yılda yapmış biliyor musunuz, AK Parti 10 yılda başarmış bunu. Bin de 31,5'ten binde 7,8'e indirmişiz. Yani biz sadece bizden önceki hükümetlerden daha hızlı gitmiyoruz, daha çok iş yapmıyoruz, daha büyük başarılar elde etmiyoruz, aynı zamanda dünyanın gelişmiş ülkeleriyle karşılaştırıldığı zaman birçok alanda Türkiye çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Sağlıkta bir devrim yapılmıştır."

Bakan Şimşek, eğitim ve sağlıktan sonra en çok altyapı eksikliklerini tamamlamak için çaba harcadıklarını, Türkiye'nin ulaşım altyapısında önemli çalışmalar hayata geçirdiklerini ifade ederek, şöyle dedi:

"Şu Karadeniz yolunu kim bitirdi, biz bitirdik. Bolu Tüneli herhalde 15-20 yıl sürdü. Adamlar 3 kilometrelik yolu bitirememişler. Şimdi onun 3-4 kat uzunluktaki tünelleri yapıyoruz. Bitiriyoruz, konu bile olmuyor. Niye? Çünkü Türkiye eski Türkiye değil. Türkiye güçlü Türkiye. Milletin kaynağı millete gidiyor. Eski Türkiye el açan Türkiye idi. Onun bunun parasına muhtaç olan bir ülkeydi. Gerçekten böyleydi. Bugün Türkiye böyle mi? Geçen sene Birleşmiş Milletler bir rapor yayımlıyor. Dünyada milli gelirine oranla en çok insani yardım yapan birinci ülkeyiz. Sadece Türkiye'de yoksullukla mücadele etmedik. Komşuda yangın var, millet Türkiye'ye geliyor. Onlara biz bakıyoruz. Niye? Çünkü hem insani bir görev ama şunu anlatmaya çalışıyorum, Türkiye bunu yapabiliyor, Türkiye bu güce sahip. Nasıl oldu, petrol mü bulduk, hayır. Tam aksine sadece milletten aldığımızı tekrar millet için harcıyoruz. Onun için bu istikrar çok önemli. Geldiğimizden bu yana sürekli reform yapıyoruz."

-7 Haziran seçimleri

Dünyanın büyük bir krizden geçtiğini ve hala söz konusu krizden çıkılamadığını, Türkiye'nin bu krizi fırsata çevirmesi için ise bir süredir çalıştıklarını ifade eden Mehmet Şimşek, "Sayın Başbakanımızın başkanlığında çok kapsamlı bir reform programı açıkladık. Ekonominin bütün alanlarını sosyal bütün alanlara kaliteli yaşamdan, kentleşmeden, enerjide dışa bağımlılıktan tutun birçok konuyu kapsayan bir reform programı. Bu reform programını uygulayarak biz Türkiye'yi yeniden büyük yükselişe, onun zeminini hazırlayacağız ama bunun için istikrar gerekiyor, bunun için güçlü halk desteği gerekiyor" ifadesini kullandı.

"O nedenle 7 Haziran çok önemli" diyen Şimşek, şöyle konuştu:

"Her seçim önemlidir. Bundan önce de geçirdiğimiz her seçim çok kritikti. Her defasında 'bu seçim çok önemli' demişizdir. Doğrudur. Her seçimin kendine özgü bir önemi vardır. Bu seçim çok kritik bir seçimdir. Niye? Çünkü, şu coğrafyaya bakın, Türkiye'nin etrafına bakın. Türkiye'yi bu zorluklarla zayıf bir hükümet yönetebilir mi? Şu Suriye'de olup bitenleri görüyor musunuz? Tam bir insanlık trajedisi yaşanıyor. 300 bin insan hayatını kaybetti. 7-8 milyon insan evinden barkından oldu. İç savaş var. Irak, istikrarsızlık var. Yemen, iç savaş ve istikrarsızlık var. Libya aynı şekilde. Kafkaslar'da birçok sorun var. Kuzeyde sorun var. Böyle problemli bir konjonktürde yani jeopolitik risklerin çok yüksek olduğu, jeopolitik gerilimlerin, çatışmaların yoğun olduğu bir dönemde aslında herkesin bir araya gelip bu istikrarın devamı için çalışması lazım. Onun için bu seçim çok kritik bir seçimdir. Zayıf bir hükümet olsa bu küresel krizde Türkiye'nin hali ne olurdu ben merak ediyorum. Zayıf bir hükümet olsa Ortadoğu'da bu sorunlar yaşanırken Türkiye'nin hali ne olurdu? Türkiye çok geniş bir coğrafya için umut kaynağı."

-Çözüm Süreci

Bakan Şimşek, Türkiye'nin birçok sorunu çözülmesine rağmen hala sorunlarının olduğunu ifade ederek, "20-30-40 yıllık çift haneli enflasyonu biz tek haneye indirdik. Çok yüksek faizleri biz aşağıya, tek haneye indirdik. Bütçe açıklarını kapattık, milletimize yatırım, hizmet imkanı sunduk ama Türkiye'de hala bazı sorunlar var. Mesela hala o sorunlardan bir tanesi Kürt meselesidir. Şimdi bu sorunu çözmeden Türkiye küresel anlamda büyük bir aktör, ekonomik güç anlamında arzuladığı yere gelemeyebilir. Zaten bunu bildikleri için içeriden dışarıdan bu sorunun çözülmemesi için, bu işin istismarını yapan çok kişi var" dedi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, şunları kaydetti:

"Çözüm süreci Güneydoğu'da benim milletvekili olduğum bölgede bir parti tarafından istismar ediliyor, çünkü çözümsüzlükten, çatışma ortamından nemalanıyorlar. Batı'da da bu işi istismar edenler var ama biz bu sorunu çözeceğiz. Nasıl çözeceğiz? Bin yıldır zaten beraber olan kardeşlerimizle birlikte biz daha çok demokrasi, daha çok temel hak ve özgürlük ekseninde ama birliğimizi beraberliğimizi koruyarak sorunumuzu çözeceğiz. Biz bunu söyleyince bazı çevreler ürküyor, niye biliyor musunuz? Türkiye kendi sorunlarını daha çok demokrasi içerisinde, birlik ve beraberliğini koruyarak çözerse çok güçlenecek. Niye biliyor musunuz? Çünkü 30-40 yıl içerisinde Türkiye terörle mücadeleye en 350 milyar dolar harcadı. Az para değil, çok büyük para. Şimdi önümüzdeki 30 yılda biz o 350 milyar doları eğitime harcasak, altyapıya harcasak, araştırma geliştirmeye harcasak, sanayicimize destek olarak harcasak kim Türkiye'yi tutar. İşte çözüm süreci demek aslında geçmişte heba olan kaynakların, enerjinin Türkiye'nin kalkınmasına kanalize edilmesi demektir."

(Bitti)