Marmaris - Rum Köyü Karamaka İlgi Bekliyor

MUĞLA'nın Marmaris İlçesine bağlı Söğüt Köyü sınırları içerisinde kalan ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde Rumların yaşadığı belirtilen Karamaka Köyü ilgi bekliyor. Söğüt Köyü Muhtarı Kemal Karaca, 1936 yılında mübadele sonunda Sömbeki Adası'na (Simi) giden Rumların evleri, kiliseleri, yel değirmenleri ve sarnıçlarının hala durduğu bölgenin turizme açılması gerektiğini söyledi.

Marmaris'e 45 kilometre uzaklıktaki Söğüt Köyü konum itibariyle Roma ve Bizans dönemlerinde kesintisiz bir yerleşim birimi oldu. O dönemdeki ismiyle Saranda Köyü'nde Bizans dönemine ait yapılar hala ayakta duruyor. Köy içinde ve o dönemdeki ismiyle Tissanos denilen bölgede tarihi kalıntılar da hala ilgi çekiyor. Köy okulunun arkasındaki bir tepede bulunan surlarla çevrili Akropol'ün bir ucu Bozburun'a bakıyor. Söğüt, Zeytinlik, Değirmen ve Fenaket adalarından Söğüt Adası'nda Bizans döneminden kalmış bir kilise bulunuyor. Mersin Burnu'nda ise eski bir manastır, bir kuyu, taştan bir çeşme ve bir de değirmen yeralıyor. Söğüt Köyü yerli ve yabancı turistlerin de hayli ilgisini çekiyor. Kara parçası olarak Yunanistan'ın Sömbeki Adası'na en yakın yer olması nedeniyle de tercih edilen Söğüt'ün her yanından tarih fışkırıyor.

Söğüt Köyü muhtarı Kemal Karaca, Karamaka mevkiinin Aziziye Yarımadası'nın en uç noktasında bulunduğunu söyledi. Batıda Sömbeki, güneyde Rodos ve kuzeyde de Datça yarımadası bulunduğunu kaydeden Karaca, ''Sömbeki'ye yüzerek bile gitmek mümkün. Burada Osmanlı döneminde Rum halkı yaşamış. Sömbeki'de yaşayanların çoğunun atası buradan gitme. Şimdi orada yaşayan bazı insanların dedeleri Karamakalı' dedi.

SOYADINDA KARA EKİ BULUNAN YUNANLAR BURALI

«MD+BO»«MD-BO»Sömbeki Adası'nda yaşayan halkın soyadında bulunan ''kara' ekinin atalarının bu bölgeden gelmasinden kaynaklandığını ifade eden Karaca, ''«MD-BO»Örneğin Karayannis, Karakaçanyis, Karamannis gibi soyadlarına rastlanır. Onların hepsi buradan gitme olduklarından soy isimlerinin Kara ile başladığı söylenir' dedi. Rumlardan kalan kalıntılar arasında değirmen, kilise, çeşme, evler ve sarnıçlar bulunduğunu anlatan Kemal Karaca, ''Buradaki yaşam genelde tarıma ve hayvancılığa dayalıymış. 1936'daki mübadeleden sonra Rumlar Sömbeki'ye gidince burası boş kalmış. Daha sonra buraların tapuları Atatürk'ün emri ile bu bölgede yaşayan Söğüt halkına dağıtılmış. Söğüt köylülerince kullanılan tarlalar zamanla ulaşım sıkıntısı ve yaşam şartları nedeniyle terk edilmiş. Burada sadece Paşa Dayı dediğimiz Mustafa Kılıç isimli bir ağabeyimiz çobanlık yapıyor' diye konuştu.

BÖLGE TURİZME AÇILMALI

Bölgenin turizme açılmasının önemine de işaret eden muhtar Karaca, ''Burası Sömbeki'ye en yakın kara parçası. Ev kalıntıları daha limanda başlıyor. Dik tepe tırmanılırken yol boyunca çeşme, sarnıç ve kiliselere rastlamak mümkün. Araştırma veya küçük bir kazı yapılırsa bütün bölgede tarihi kalıntılara rastlanabilir. 1.5 saatlik tırmanış sonunda yerleşim merkezine ulaşılıyor. Tırmanış için patika yollar açılarak buraya turistin gelmesi sağlanmalı. Zaten bir noktadan sonra eski köyün patika yolu hala duruyor. Burası aynı Fethiye Kayaköy gibi geçmişimize büyük bir ışık tutar. Hatta nefis bir koya sahip olduğu için burada yaşayanların torunları olan Sömbekililer ile Söğüt arasında turizm festivalleri bile düzenlenebilir' dedi.

Çoban Mustafa Kılıç da, bölgede her gittiği yerde bir kalıntıya rastladığını söyledi. Bölgeye geliş gidişin çok zor olduğunu ifade eden Kılıç, ''Önce Söğüt'e gelinecek. Tekneyle veya yürüyerek 3-4 saatlik bir yolculuktan sonra ulaşmak mümkün' dedi.