MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, "Girişimcisinden KOBİ sahibine, esnafından çiftçisine, memurundan emeklisine, Türk milleti gırtlağına kadar borçlandırılmış durumda. Doğan her bebek 5 bin 220 dolar borçlu doğuyor" dedi.
Tanrıkulu, partisince Adana Büyükşehir Belediyesinin tiyatro salonunda düzenlenen toplantıda, siyasetin tıkandığını ve bunun sebebinin AK Parti'nin uyguladığı yöntemler olduğunu savundu.
İktidarın ekonomide sıkıştığında, siyasette dar bir alana düştüğünde sorumluluğu başkasının üzerine atarak durumun içinden çıkmaya çalıştığını iddia eden Tanrıkulu, "Bunun son örneğini geçtiğimiz 14 Aralık'ta yapılan operasyonda görüyoruz. 14 Aralık'ta Bakanlar Kurulu üyelerinin bir kısmının dahi bilmediği bir operasyon gerçekleştirildi. Saltanat merkezli bu operasyon sonucunda bir takım kişiler yerlerinden ve görevlerinden edildi. Türkiye'nin gündemi saptırılmaya çalışıldı. Burada ana gaye, yolsuzluk ve rüşvetle mücadele haftasının bastırılması, kamuoyu tarafından unutulmasıydı" diye konuştu.
Tanrıkulu, partilerinin rüşveti, yolsuzluğu, vurgunu, talanı ve iltiması sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde bu haftadan itibaren anlatmaya devam edeceğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bu, 17-25 Aralık süreci boyunca anlatılacak bir konu değil. Türkiye'nin gündeminde olmaya nasıl ki bu hafta boyunca devam ediyorsa önümüzdeki günlerde ve süreçte yine yolsuzluk, rüşvet, haksızlık, hukuksuzluk, kanun tanımama Türkiye'nin gündeminde olmaya devam edecek. Bu gündemi yine başka konuyla saptırmaya çalıştılar. Osmanlıca tartışmaları... Aslına bakarsanız, Osmanlıca tabiri de yanlış. Eski Türkçe'nin veya Osmanlı Türkçesi'nin eski harflerle, Arap harfleriyle yazılması şeklinde doğru algılamamız gereken bir alanı yine iktidar, 'kaçak saray'da oturan temsilcisi gündemi değiştirmek adına tartışma ortamına soktu. Bugünlerde İmralı, Kandil, iktidar yanlıları arasında süregelen bu tartışma ortamı, bizlerin gözünden bir takım olayları kaçırmaya yönelik uygulamalar olarak karşımıza çıktı."
"Bu ülkeyi borçlular ülkesi haline getirdiler"
Türkiye'nin sadece siyasi yönden değil, ekonomik yönden de riskinin ve tehlikesinin arttığını savunan Tanrıkulu, "Ekonomik özgürlüğünü kaybeden bir millet, politik özgürlüğünü de kaybedecektir. Türkiye ekonomisine baktığınız zaman, büyük bir gayretle gizlenmeye çalışılan, çökmüş ekonomik rakamların, öngörülerin her geçen gün daha da arttığını görüyoruz" diye konuştu.
Yaklaşık 12 yıldır sürdürülen "basiretsiz" uygulamaların "siyasi istikrar ekonomik istikrarı da getirecektir" büyüsünü de bozduğunu belirten Tanrıkulu, şunları kaydetti:
"12 yıldır Türkiye'de şöyle bir masal anlatılmıştır bize; 'Ülkede tek başına bir iktidar var, siyasi istikrar getirir, bu siyasi istikrar ekonomik istikrara da dönüşecektir.' Ancak gelin görün ki bu yapılagelen uygulamalar sonucunda Türkiye ekonomisi en riskli ülkeler konumuna tekrar sokulmuştur. Girişimcisinden KOBİ sahibine, esnafından çiftçisine, memurundan emeklisine, Türk milleti gırtlağına kadar borçlandırılmış durumda. Doğan her bebek 5 bin 220 dolar borçlu doğuyor. Evlatlarımız 5 bin doların üzerinde borçla doğuyor. Bu ülkeyi borçlular ülkesi haline getirdiler. Bunun sonucunda vatandaş, bir bankadan aldığı krediyi diğer bankadan aldığı krediyle kapatmanın yolunu arıyor."
"Her dört gençten bir tanesi işsiz"
İktidarın ekonomi politikalarını eleştiren Tanrıkulu, "Türkiye'de işsizlik yüzde 10.5 civarında. Bu resmi rakamlar ama çalışmayanlar, iş aramaktan artık ümidini kaybedenler, bir kenarda oturanlar, şu arka sıralarda oturan gençlerin arasındaki işsizliğe baktığınız zaman işsizlik, yüzde 28. Her dört gençten bir tanesi işsiz. Yok mu hepinizin evinde? Mutlaka vardır" dedi.
Ekonominin de sanal büyüme yaptığını ve işsizliği azaltmadığını anlatan Tanrıkulu, "12 yıldır işsizlikte tek bir rakam ilerletemediler. 2002 yılında yüzde 10 ile işsizliği bırakmıştık, şimdi işsizlik yüzde 20. Değişen bir şey yok" ifadelerini kullandı.
Yabancılara toprak satışını da eleştiren Tanrıkulu, hükumetin hesapsız şekilde iç ve dış borçlanmayı arttırdığını ileri sürdü.
Tanrıkulu, 17-25 Aralık sürecinde bakanların, bakan çocukları, bürokrat ve zenginlerin yer aldığını savunarak, internete sızan tapelerin hepsinin gerçek olduğunun kanıtlandığını iddia etti.
Tanrıkulu, şöyle devam etti:
"Bir paralel örgüt söylemi çıkarıldı. Şimdi diyoruz ki eğer bir paralel varsa, eşkenar, dörtgen, paralel bunu 12 yılda tespit etmeliydiniz. Devletin istihbaratı, emniyeti elinizde, hukuk elinizde niye şimdiye kadar paralel değildiniz, başka bir söylemdeydiniz. Bize göre asıl paralel doğrularımızı eğip, büken AKP ile PKK arasındadır. Biz 17-25'i bir milat olarak düşünüyoruz. Artık bu saatten sonra Türkiye'de bu adamlar manen ve vicdanen bitmiştir. Bundan emin olmanızı istiyorum."
Cumhurbaşkanlığı sarayını eleştiren Tanrıkulu, "Ankara'da kaçak bir saray var. Neden kaçak, yapıldığı yerden tutun da inşaatını türünden, malzemesinden, aldığı iskan ruhsatına kadar hepsi kaçak" dedi.
Tanrıkulu, hiçbir kötü yönetimin kalıcı olmadığını belirterek, bu günlerin gelip geçeceğini iddia etti. - Adana
Son Dakika › Güncel › 'Türk Milleti Gırtlağına Kadar Borçlandırılmış Durumda' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?