Başbakan Ahmet Davutoğlu, "6-7 Ekim olaylarında iş yerlerinin hedef alınması, sadece çözüm sürecine bir darbe vurmak amacıyla değil, aynı zamanda orada yatırımın artması üzerinden kalıcı bir ekonomik altyapı oluşmasına yönelik de bir darbe vurma teşebbüsüydü"
"Her ne surette olursa olsun kamu düzeni ve huzurun sağlanmasıyla, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yatırımların yönelmesi arasındaki olumlu bağlantıyı korumaya devam edeceğiz" dedi.
Davutoğlu, Ankara Palas'ta "Güçlü ve Dengeli Büyüme için Yapısal Dönüşüm" başlığıyla Onuncu Kalkınma Planı kapsamında öncelikli dönüşüm programlarına ilişkin eylem planlarını açıkladığı basın toplantısının ardından soruları yanıtladı.
Çözüm sürecinin, bugün açıklanan eylem planlarından nasıl etkileneceğine yönelik soru üzerine Davutoğlu, ülke ekonomisindeki gelişmelerin tüm Türkiye sathına yayılmasına büyük önem verdiklerini söyledi. Çözüm süreci bağlamında da Doğu ve Güneydoğu'da güven ve istikrar ortamının güçlenmesi sebebiyle ciddi yatırım ortamının oluştuğuna dikkati çeken Davutoğlu, son 2-3 yıl içinde sürecin ivme kazanmasıyla birlikte, bölgenin ekonomik hayatında ciddi canlanma gözlendiğini ifade etti.
Son teşvik paketinde de söz konusu bölgelerin sınıflandırmada "6. bölge" kapsamında olduğuna işaret eden Davutoğlu, bu nedenle en fazla teşvike mazhar bölgelerin buralar olduğunu kaydetti. Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Huzur ve istikrar ile bu teşvikler bir araya geldiğinde önümüzdeki dönemde Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da çok büyük bir ekonomik kalkınma hamlesinin ve günlük hayatta büyük iyileşmelerin olacağına inancımız tam. Aslında bu sebeple, son 6-7 Ekim olaylarında iş yerlerinin hedef alınması, sadece çözüm sürecine bir darbe vurmak amacıyla değil, aynı zamanda orada yatırımın artması üzerinden kalıcı bir ekonomik altyapı oluşmasına yönelik de bir darbe vurma teşebbüsüydü. Bizim de hükümet olarak 6-7 Ekim olayları sonrasında süratle bütün bu zararların tazmini cihetine gitmemizin temel sebebi de bölgede yaşayan vatandaşlarımıza huzur ile ekonomik kalkınmanın birlikte gerçekleşeceği konusunda hükümetimizin kararlı bir mesajıdır. Her ne surette olursa olsun kamu düzeni ve huzurun sağlanmasıyla, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yatırımların yönelmesi arasındaki olumlu bağlantıyı korumaya devam edeceğiz."
Yeni teşvik unsurlarında vurgulamak istediği hususun teknoloji yoğun alanlara ek teşviklerin verilmesi olduğunu dile getiren Davutoğlu, teknoloji ve Ar-Ge yoğun alanlara yeterince yönelinmediğini ifade etti. Başbakan Davutoğlu, "Bunun için 6. bölge ile teknoloji yoğun alan kesiştiğinde, çok daha fazla teşvik alacak düzenlemeler getirilecek" dedi.
Güney Doğu Anadolu Projesi (GAP) ve Doğu Anadolu Projesi (DAP) projelerinde ödeneklerin, kendi dönemlerinde 7-13 misli arttığını anlatan Davutoğlu, bunun, önümüzdeki dönemde daha da artacağını bildirdi. Davutoğlu, teknoloji yoğun teşviklerin sadece bir bölgeye yönelik değil, Türkiye'nin genel yatırımları için geçerli olacağını ifade etti.
"Yüksek teknolojiye ilişkin çok önemli bir teşvik paketi üzerinde çalışıyoruz"
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de Başbakan Davutoğlu'nun talimatıyla yüksek teknolojiye ilişkin çok önemli bir teşvik paketi üzerinde çalıştıklarını bildirdi.
Şu anda 5. ve 6. bölgede, hemen hemen 1. bölgedeki toplam yatırım kadar kendilerinden alınan teşvik belgesi ve yatırım tutarının söz konusu olduğunu anlatan Zeybekci, yatırımların devam ettiğini söyledi.
Kısa vadede, tarım sektöründeki enflasyonu düşürmek için nasıl bir çözüm üretildiğinin sorulması üzerine de Davutoğlu, yapısal dönüşüm programları ve eylem planlarına bakıldığında, tarım sektörüne verdikleri özel ilginin görüleceğini ifade etti.
Toplulaştırma çalışmaları ve sulama faaliyetlerinde yapılacak modernizasyonun, kısa ve orta vadede de etki yapacak, sonuçları görülecek çalışmalar olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Aynı zamanda DAP, KOP, GAP ve DOKAP gibi projelerle belli tarım havzalarına yönelik özel stratejiler geliştirdik, geliştirmeye devam ediyoruz. Kuraklık, belirli dönemlerde yaşanan sıkıntıdır ama kuraklık olduğu dönemlerde dahi bunun fiyat etkisinin olmaması için ön alıcı tedbirler almak durumundayız" diye konuştu.
Gıda güvenliği ve tarımla ilgili alanlarda özel bir komite kurulduğunu belirten Davutoğlu, komite sayesinde bu konuların çok daha yakından izleneceğini, kuraklık riski oluşmaya başladığında hemen tedbir alınacağını ve bunun ekonomi üzerindeki negatif etkilerinin ortadan kaldırılacağını bildirdi.
Bu teknik komitenin, düzenli olarak çalışmalarını Ekonomi Koordinasyon Kuruluna (EKK) bildireceğini anlatan Davutoğlu, bu sayede ilgili bakanların tarımda olabilecek değişimleri kısa zamanda izleyerek, gerekli tedbirleri alabileceğini söyledi.
Siyasi istikrar
Bakanlıklar ve ilgili kurumlar arasındaki koordinasyonun, tedbirlerin süratle devreye sokulması açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Yine temel ilkeye dönüyoruz. Siyasi istikrarın ve uyumlu hükümet yapılarının olduğu dönemlerde bu tür kuraklık benzeri veya başka alanlarda doğabilecek krizlere müdahale edebilme kapasitesi çok yüksek olur ama kısa vadede çıkacak krizlere tepki verebilecek, onu yönetebilecek siyasi istikrar ortamı olmazsa, orta ve uzun vadedeki iklim değişikliği dolayısıyla bizim kuşak, zaten uzun vadede çok ciddi risklerle karşı karşıya. Türkiye içinde de belli yerlerde çölleşme, kuraklık emareleri ortaya çıktığında bunu çok ciddi şekilde ele almak ihtiyacı hissediyoruz. Orta ve uzun vadede daha büyük risklerle karşılaşılıyor. Sulama teknolojisindeki her gelişme, damlama ve diğer yöntemlerle hem suyun etkin kullanımını sağlar, aynı alanlarda suya ihtiyaç hissetmeyen tarıma yönelmek, yeraltı sularının korunması bakımından da büyük önem taşır. Bütün bunlara bir perspektifle bakmak lazım. Kısa, orta ve uzun vadede alınacak tedbirleri bu anlamda birbirinden ayırmak mümkün değil. Tarımla ilgili bu izleme komitesi, sadece bu yılki kuraklıkla ilgilenmeyecek. Aynı zamanda daha ileri aşamalarda alınacak tedbirleri de koordineli şekilde tüm kurumlarımızla paylaşacak."
"Komite çalışmaları başladı"
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker de kuraklığın bu yıl sadece hububatta belirli bölgelerde yüzde 12-13 civarında bir azalışa neden olduğunu söyledi. Buna karşın, üretici ile tüketici fiyatları arasındaki farkın bundan daha yüksek gerçekleştiğini ve asıl enflasyonu oluşturan hususun bu olduğunu dile getiren Eker, "Bunun bir çok sebebi var. Aradaki pazarlama zincirinin uzun olmasının bunda etkili olduğunu düşünüyoruz. Bunun sebeplerini ortadan kaldıracak komite çalışmaları başladı. Tabi kuraklıkla mücadele için de orta ve uzun vade için aldığımız tedbirler var" dedi.
- Ankara
Son Dakika › Güncel › Öncelikli Dönüşüm Programları Eylem Planları - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?