Orsam'dan "Twitter'da Türkçe Konuşan Deaş Destekçileri" Çalıştayı

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Güvenlik Çalışmaları Koordinatörü Doç. Dr. Haldun Yalçınkaya, araştırma neticesinde Twitter'da DEAŞ'a bağlı hesapların yüzde 15'inin örgütün diğer sempatizanları üzerinde etkili olmaya başladığını fark ettiklerini, bu yüzde 15'lik dilimi kontrol edebilirlerse geri kalan hesapları da olumlu taraflara yönlendirebileceklerini belirtti.

ORSAM tarafından, ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Halkla İlişkiler Bölümünün de desteğiyle organize edilen "Twitter'da Türkçe Konuşan DAEŞ Destekçileri" başlıklı çalıştay düzenlendi.

TOBB ETÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve ORSAM Başkanı Doç. Dr. Şaban Kardaş, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, "Twitter'da Türkçe Konuşan DEAŞ Destekçileri" başlıklı raporun henüz taslak aşamasında olduğunu belirterek nihai sonuç elde etmek için araştırmanın devam edeceğini söyledi.

TOBB ETÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve ORSAM Güvenlik Çalışmaları Koordinatörü Doç. Dr. Haldun Yalçınkaya da bu araştırmanın üzerinde birkaç yıldır yoğun çalışmalar yapıldığını ifade ederek "Bütün sorunları çözecek bir sihirli değneğimiz yok. Türkçe konuşan DEAŞ destekçilerinin tweetlerini bir anda anlayamayız." diye konuştu.

Yalçınkaya, araştırması sırasında görüştüğü bir DEAŞ sempatizanından elde ettiği izlenimlere değinerek DEAŞ'ın gündeminin başında dini meseleler değil, dünya meselelerinin olduğunu ve bunun başında da PKK'ya düşmanlığın geldiğini vurguladı.

Bu durumun Suriye'de DEAŞ ve PKK/PYD arasındaki mücadelenin yansıması olduğunun altını çizen Yalçınkaya, "Bu bizim için anlamlı bir söz. Bu PYD ile PKK arasındaki bağın somut bir kanıtıdır." ifadelerini kullandı.

Terör örgütü DEAŞ'ın yapılan operasyonlar neticesinde güç kaybettiğini dile getiren Yalçınkaya, örgütün sempatizan toplamak için gündemine siyasi meseleler yerine yeniden dini meseleleri almaya başladığına işaret etti.

Yalçınkaya, yapılan bu araştırmayla DEAŞ destekçilerinin gündemlerinin sürekli olarak değişip değişmediğini anlamaya çalıştıklarını söyleyerek "Twitter'ın DEAŞ'a karşı yürüttüğü kampanyalar nedeniyle örgüt mensupları bu platformdan ayrılarak başka sosyal ağları kullanmaya başladı." dedi.

"DEAŞ'a bağlı hesapların yüzde 15'i örgütün diğer sempatizanları üzerinde etkili"

Yalçınkaya, Twitter'in PKK/PYD'ye karşı bir kampanya sürdürmediğini ve dolayısıyla bu örgütlerin üyelerinin Twitter'ı etkin olarak kullanmaya devam ettiklerinin altını çizdi.

Twitter'da DEAŞ destekçilerinin hesaplarından atılan tweetlerin yüzde 20'sinin Türkiye dışından olduğunu saptadıklarını ifade eden Yalçınkaya, "Araştırma neticesinde DEAŞ'a bağlı hesapların yüzde 15'inin örgütün diğer sempatizanları üzerinde etkili olmaya başladığını fark ettik. Dolayısıyla eğer yüzde 15'i kontrol altına alabilirsek, geri kalan hesapları olumlu taraflara yönlendirebiliriz." değerlendirmesini yaptı.

Fırat Kalkanı Harekatı ile DEAŞ ve Türkiye arasında fiili sınır bağlantısı kalmadığını belirten Yalçınkaya, bu gelişmeden sonra örgüt yanlısı Türkçe tweet sayısında ciddi azalma olduğunu dile getirdi.

ORSAM uzmanlarından Sosyal Ağ Analisti Bedi Çelik de Twitter'daki DEAŞ üyelerini saptamak için dört aşamalı bir metodoloji kullandıklarını söyledi.

Çelik, şunları kaydetti:

"Birinci aşamada DEAŞ destekçilerine ait Twitter'daki 'çekirdek' hesapları saptamakla başlıyoruz. Burada kesin delillerle DEAŞ üyesi olduğuna emin olduğumuz kişileri belirledik. Bunları tespit etmekteki kriterimiz öncelikle örgüt sempatizanlarının attıkları tweetleri okumak, onların profil resimlerine bakmak, takipçi ve arkadaş listelerini elde etmek."

Diğer aşamalarda da DEAŞ üyesi olduklarından şüphe etmedikleri kişilerin arkadaş listesindekileri takip ederek bunların örgüte bağlılık derecelerini ortaya koymayı hedeflediklerini söyleyen Çelik, Twitter'ın çok hızlı bir şekilde DEAŞ mensuplarına ait hesapları kapatmasıyla kişileri tespit etmekte bir hayli zorlandıklarını dile getirdi.

TOBB ETÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr. Tansel Özyer de "Bu süreçte ORSAM'ın yapmaya çalıştığı, bir yapının içindeki beyin kısmının nasıl çalıştığını anlamak. Muhatabınızın ne yapmak istediğini bir adım önden görmekle uluslararası terörizmle mücadelede bir adım öne geçilebilir." şeklinde konuştu.

Çalıştaya çok sayıda akademisyen ve araştırmacının yanı sıra doktora ve yüksek lisans öğrencileri katıldı.