SEFA MUTLU - Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, Türkiye'deki "İslami anlayışın" temelinde Osmanlı padişahlarını aldıkları tasavvuf terbiyesinin bulunduğunu söyledi.
Ekinci, Osmanlı padişahlarının tasavvufla ve tarikatlarla olan ilişkilerini AA muhabirine değerlendirdi.
Türklerin Anadolu'ya gelmeden önce İran ve Türkistan'da güçlü bir tasavvuf geleneğinin bulunduğunu belirten Ekinci, İslamiyetten sonra bu geleneği Türklerin devraldığını söyledi.
Ekinci, toplumun tekkeler aracılığıyla irşat edildiğini anlatarak, genellikleYeseviye tarikatına bağlı "kolonizatör adı verilen dervişlerin" Anadolu'ya gelmesiyle tekke kültürünün doğduğunu belirtti.
Padişahlar, sıradan müritliğe kabul edilmezdi
Tarikatlarla padişahların ilişkisinin sadece manevi olmadığını ifade eden Ekinci, şöyle devam etti:
"Padişahların tarikatlarla münasebetleri, bir tekkeyi destekleme, tekke şeyhiyle hususi bağ kurmak ve onun sohbetinden bulunmak gibi cereyan ederdi. Bu tekke destekleri tabii ki maddi desteklerdi. Tekkelerin kurulması ve idamesi için yardımlar yapılıyordu. Sohbetler genelde padişahın yanında olurdu, onların tekkeye gittikleri çok görülmezdi. Tekke şeyhleri padişahları düz bir mürit olarak kabul etmemişlerdir. Çünkü padişahların devlet işleriyle uğraşmaları gerekiyor. Müritlik, dünyadan uzleti ve zühdü gerektirdiği için bunun padişaha çok uygun olduğu söylenemez. Şeyh Ebu-l Vefa'nın Fatih Sultan Mehmet'i müritliğe kabul etmediği hatta kendi yüzünü bile göstermediği söylenir."
"Padişah mürit değil muhip olmalı"
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, padişahların tasavvufla kurması gereken dengeyi şöyle anlattı:
"Şeriatta, 'şu senindir bu benim.' Tarikatta 'hem senindir hem benim.' Hakikatte ise 'ne senindir ne benim.' Şeriatin caiz gördüğü şeyleri tasavvuf caiz görmüyor. Mesela birisi size tokat atsa, onu mahkemeye verme hakkınız var. Tarikat erbabı iseniz bunu yapamazsınız. Sineye çekmeniz gerekir. Tabii ki bu devlet adamları için mümkün değil. O zaman herkesi affetmesi gerekir. Bu nedenle padişahların tasavvufla olan irtibatlarının biraz dengeli olması gerekiyor. Bu nedenle padişahların ilişkileri mürit olarak değil muhip olarak devam etmiştir. Muhiplik, tasavvuf büyüğünü sevmek, ona gönül bağlamaktır. Müritliğin ise birtakım teknik faaliyetleri vardır."
Padişahların aldıkları tasavvuf terbiyesi ile yaşantılarını tanzim ettiğini belirten Ekinci, "Her birinde tasavvuf terbiyesi olduğu için Osmanlı padişahları düzgün itikatlı, mazbut yaşantılı insanlardır. Osmanlı'nın 600 sene belli bir çizgi üzerinde bulunması, Türkiye'de yaşanan İslam'ın diğer ülkelere göre geri ama çok daha düzgün yaşanmasında bu terbiyenin rolü büyüktür" ifadelerini kullandı.
Osmanlı padişahlarının bağlı olduğu tarikatlar
Her biri "evliya talebesi" olan Osmanlı padişahlarının bağlı olduğu bilinen tarikatlar şöyle:
" Osman Gazi, oğulları, Alaaddin ve Orhan, Vefaiyye'ye, Sultan Murat, Şeyh Postinpüş adıyla bilinen Tebrizli Seyyid Mehmed Hammari'ye, Yıldırım Bayezıd'ın damadı, Nurbahşiyye Şeyhi Emir Sultan'a, Çelebi Mehmed, Zeyniyye şeyhi Molla Fenari'ye, Sultan İkinci Murat, Mevlevi Emir Adil Çelebi'ye, Fatih Sultan Mehmet, Bayrami şeyhi aynı zamanda hocası olan Akşemseddin'e, Sultan İkinci Bayezıd, Halvetiyye'ye, Yavuz Sultan Selim, Zeyniyye şeyhi Halimi Çelebi'ye, Kanuni Sultan Süleyman, süt kardeşi Üveysi şeyhi Yahya Efendi'ye bağlıydı.
Sultan İkinci Selim, Halveti şeyhi Diyarbekirli Süleyman Amidi'ye, Sultan Üçüncü Murat, Halveti şeyhi Hüsameddin Uşşaki'ye, Sultan Üçüncü Mehmed Halvetiyye'den Abdülmecid Sivasi'ye, Sultan Ahmed, Sultan Mustafa, Sultan İkinci Osman, Sultan Dördüncü Murad, Sultan İbrahim, Halvetiyye-i Celvetiyye tarikatına tabiydi.
Sultan Dördüncü Mehmed ve Sultan İkinci Süleyman, Halveti, Sultan İkinci Ahmed, Sultan İkinci Mustafa ve Sultan Üçüncü Ahmed, Mevlevi Şeyhi Receb Enis Dede'ye mensuptu.
Sultan Mahmud ve kardeşi Sultan Üçüncü Osman, Sultan Üçüncü Mustafa, Nakşi, Sultan Abdülhamid, Sa'diyye, Sultan Üçüncü Selim, Mevlevi, Sultan Dördüncü Mustafa, Sultan İkinci Mahmud, Sultan Dördüncü Mustafa, Sultan İkinci Mahmud, Sultan Abdülmecid, Nakşi, Sultan Abdülaziz, Mevlevi, Sultan İkinci Abdülhamid, Nakşi, Şazeli ve Kadiri, Sultan Reşad, Mevlevi, Sultan Vahdettin, Nakşi tarikatına bağlıydı." - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Osmanlı Padişahlarının Tasavvuf Terbiyesi' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?