Zirve Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve OSAM Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Dilek, Osmanlıdan sonra kurulan yeni Türkiye'nin tamamen batılı değerlere göre inşaa edildiğini söyleyerek, "Bunun asıl sebebi 19. yüzyılın başlarından itibaren Avrupa coğrafyasının küresel ve ekonomik sistem içerisinde edindiği merkezi rolden kaynaklanmaktadır." yorumunu yaptı.
Dilek: "Avrupa, Türkiye için yaklaşık son iki asırdır "Önemli Öteki" konumundadır. Bu topraklar üzerinde meydana gelen her dönüşüm, buna Türk modernleşmesi adı verilmiştir, bir şekilde Avrupa'nın izinden gitti. Yani Avrupa Türkiye'nin kendisine benimsediği rol modeldir; onun takdiri veya tekdiri bu ülkenin aldığı her türlü yönelim için birer değer - ölçüm parametresi olmuştur. 60 yıldır süregeden Avrupa Birliği'ne uyum sağlama gayretleri, aynı tarihsel sürecin ardışık ve mantıken bağlantılı görünümleridir." dedi.
Türk modernleşme ideallerinin uzun dönemler boyunca bir elit ideali olarak kaldığını ve geniş kitlelerce yaygınlık kazanmadığını dile getiren Dilek, esas gayenin Avrupa'da meydana çıkan kudretli-merkezi devlet modelinin bir benzerini Anadolu'da inşa etmek olduğunu vurguladı.
Dilek: "Günümüzde Avrupa hatta Amerika'yı da içine alan, genel anlamı ile 'Batı' şüphesiz ekonomik sistem içerisindeki tek egemen blok değildir. Çin ve Hindistan gerçekleştirdikleri yüksek tempolu büyüme ile Batı'ya alternatif birer ticaret ve teknoloji öbeği olarak belirdi." tespitini yaptı. Türkiye'nin son on yıllık dış ticaret rakamları ekonomik denge noktasının hızla batıdan doğuya doğru kaydığını gösterdiğini ve bundan dolayı da Avrupa'nın 'rol model' olma özelliğini kaybettiğini belirten Dilek şunları söyledi: "Türkiye'nin batıda nasıl bir imaja sahip olduğu Türkiye için yavaş yavaş önemini kaybediyor. Buna paralel olarak Türk siyasal hayatı içerisinde uzun dönemdir Avrupa Birliği'ne girmek 'oy kazandıran' bir siyasa olmaktan çıktı."
"Türkiye'nin gidişatı hakkında ne düşündüğüne kulak kesilen ve böyle yaparken de ekonomik değil düşünsel kaygılar güden bir topluluk var. Böyle hissedenler için Avrupa bugün kesinlikle bir zamanlar taşıdığı maddi güçten yoksun, yakın ve uzağındaki ülkeler arasında ne buyurgan bir tesiri vardır ne de onlar için benimsenecek tek modeldir. Avrupa sadece bir konuda tek modeldir o da; bireye özgürlük ve yoksulluktan azade olma vaadinde bulunamayan hiçbir rejimin meşruluğa sahip olmayacağının bu coğrafya da tartışmasız Kabul edilmesidir." şeklinde konuştu.
"Türkiye demokrasisinin Avrupa'da nasıl algılandığına 'güçlenmenin' bir enstrümanı gibi bakmayan, tersine demokrasiyi kendi başına bir erek haline getiren insanların sayısı artıyor" diyen Dilek, "Türkiye'de hızla büyüyen, bu nüfus; Türk demokrasisi ile Avrupa demokrasisi arasında hala kapatılması gereken derin bir makas görmektedir. Bu algı nedeniyle de onlar açısından Türkiye üzerine Avrupa'da söylenen ve yazılan her türlü demokrasi kritiği bir bakıma pusula niteliğindedir veya olmalıdır.
Maddi refah artışı arayan bugünün Türkiye'si çok merkezlidir. Bu manada da Avrupa'daki Türkiye algısı ile bu ülkenin bayındırlığı arasında eskiden var olan algı çoktan zayıfladı. Öte yandan, demokrasi ideali ile Avrupa arasındaki bağ bir eksilme olmadan bugün de var. Türkiye'nin Avrupa'daki imajı sadece bu açıdan bir değerlendirme kriteridir." diye sözlerine ekledi.
Son Dakika › Güncel › Öteki Türkiye Avrupa'yı Ötekileştirdi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?