Diyarbakır'da çeşitli sivil toplum kuruluşları Özgür-Der'in Van ve Diyarbakır'daki şubelerine yapılan saldırıları kınadı.
Yenişehir ilçesi Ofis semti AZC Plaza önünde toplanan Özgür-Der üyeleri ve çeşitli sivil toplum kuruluş temsilcileri, saldırılara yönelik tepkilerini dile getirdi. Özgür-Der Diyarbakır Şubesi Kurucu Başkanı Serdar Bülent Yılmaz, burada yaptığı açıklamada, İslami kuruluşlara karşı başlatılan linç, iftira, sabotaj kampanyasını telin etmek üzere toplandıklarını söyledi.
Mazlum bir halk olarak Kürtlerin 100 yıldır dillerinin susturulduğunu, yaşam haklarına kastedildiğini, köylerinin yakıldığını ifade eden Yılmaz, "Henüz bu sorunu tam olarak çözememişken ve çözüm sürecine doğru yol almaya başlamışken Kürdistan'da faaliyet gösteren İslami kuruluşları Suriye'ye yardım ettikleri için hedef göstererek bir gerilim ve bastırma operasyonu içerisine girilmesini bu toprakların hayrına görmüyoruz. Kurumlarımıza atılan molotoflar, bizim bugüne kadar yaptığımız işlerden vazgeçilmesini asla ve asla sağlamayacaktır" diye konuştu.
Molotof atan gençlere seslenen Yılmaz, gençlerin yalan ve dezenformasyonla kandırıldığını kaydetti.
"Biz Müslümanız, bizi yakmaya gelen ancak bizde dirilir. Biz kimseye bugüne kadar taş ve molotof atmadık, kimsenin kalbini dahi kırmadık. Bize atılan iftiralara inanarak kurumlarımızı yakmaya, Peygamberimizin hayatının öğretildiği ilim yuvalarını yakmaya azmetmeniz karşısında sizin için üzülüyoruz. Oyuna gelmeyin" diyen Yılmaz, birbirleriyle uğraşmaktan çok öncelikli işlerinin olduğunu söyledi.
-BDP'ye eleştiri
Yaşanan olaylar nedeniyle BDP yetkililerine de seslenmek istediğini bildiren Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bugüne kadar insan hakları, ifade özgürlüğü, demokrasi gibi bayraklaştırdığınız ilkelerden niçin taviz verip vazgeçiyorsunuz, niçin çifte standart içerisine giriyorsunuz, bir sivil toplum kuruluşuna görüşlerinden dolayı saldırı yapılmasını nasıl hazmedebiliyorsunuz? Özgür-Der ki, bugüne kadar bu konularda en az yüz defa BDP ve bu topraklardaki diğer sivil toplum kuruluşlarının mağduriyetleri karşısında sesini yükseltmiş bir kurumken, Özgür-Der'in iftira edilen konu ile ilgisi olmadığı bilindiği halde niçin susmayı tercih ediyorsunuz? Gayet iyi tanıyor ve tanışıyoruz. Bu topraklarda huzur içinde Müslümanca, insanca yaşamak istiyoruz. Çabalarımız bunlara mahsustur. Şayet sizler de böyle düşünüyorsanız, bu konuda konuşmanın ve diyalogun dışında bir yöntem asla kabul edilemez. Eğerki molotofla, kurşunla, öldürerek insanların seslerini kısacağınızı zannediyorsanız, şunu düşünmenizi öneririm ki devlet 100 yıldır Kürt halkını susturabildiyse sizler de Kürt halkının bu kesimini susturabilirsiniz. Kurşun ve molotofla hiçbir konu halledilmemiştir. Zalimlerimizin yıllardır bize yaptığı şekilde birbirimize muamele edeceksek yüz yıllık bu savaştan hiçbir şey öğrenmemişiz demektir. Saldırıları şiddetle kınıyoruz."
Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı Murat Koç ise PYD ile çeşitli direniş grupları arasında meydana gelen çatışmaları bahane ederek, Rojava'da Kürt halkına yönelik bir katliam olduğu ve bu katliama Suriye halkına yardım eden kuruluşların silah ve militan taşıdığı yönündeki düzeysiz propagandanın son hızıyla sürdüğünü söyledi.
İçinde İHH ve Özgür-Der'in de olduğu İslami kuruluşları hedef alan çarpıtma ve saptırmalar, hakaret ve iftiralar eşliğinde tehdit ve hedef göstermelerin fiili saldırılara vardığını anlatan Koç, saldırıları YDG-H isimli PKK'ya bağlı grubun sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile üstlendiğini bildirdi.
Koç, "PKK medyası, Suriye'ye yapılan yardımlarda görev alan arkadaşlarımızın resimlerini paylaşarak bu kişilerin Suriye'ye Kürtleri öldürmeye gittiklerini, yardım kamyonlarının içinde katliamda kullanılmak için silahlar olduğunu söyleyecek kadar iftiralarını ileri vardırdı. Özgür-Der'i, El-Kaide ile irtibatlandırıp, yayınladıkları ve Rojava'da gerçekleştiğini iddia ettikleri vahşet ve katliam görüntülerini de ekleyerek Özgür-Der'i itibarsızlaştırmak, yardım faaliyetlerini önlemek ve camiamız aleyhine tabanlarında ve halkta bir öfke oluşturmak için çaba gösterdiler" şeklinde konuştu.
-"Bu yaptığınız, haksızlığınızın bir çeşit itirafıdır"
Görüntülerin Rojava'ya ait olmadığını farklı zamanlarda ve farklı yerlerde yaşanmış katliamlara, vahşetlere ait olduğunu gösterdiklerini vurgulayan Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"PKK'ya soruyoruz; iddialarınızda haklıysanız niçin bunları ispat edecek bir tek gerçek resim karesi, bir tek video görüntüsü bile yayımlayamıyorsunuz? Niçin o bölgeye giden gazetecileri geri çeviriyorsunuz? Niçin, Kürdistan bölgesel yönetimi lideri Mesut Barzani bile size inanmıyor? Madem haklısınız, niçin elinizdeki devasa medya imkanlarıyla fikirlerimize yine fikirlerle cevap vermek yerine, iftira, hakaret, tehdit, kurşun ve molotofla karşılık veriyorsunuz? Bu yaptığınız, haksızlığınızın bir çeşit itirafı ve acizlik değil de nedir? Sözkonusu çevreler bu çelişkiyi örtmek, saldırganlığı meşrulaştırmak için daha fazla yalan, dezenformasyon ve şiddete ihtiyaç duyuyor. Şiddeti, baskıcı, faşizan tutumlarının aracı kılanlar bu kez de saldırılarına gerekçe olarak Özgür-Der'in 'Kürtleri katleden çetelere destek verdiği' yalanına sığınıyorlar. Biz böyle çirkin bir iftirayı şiddetle reddediyoruz. Özgür-Der'in Baas zulmüne karşı Suriye halkının intifadasına verdiği destek ve mazlum, mağdur kardeşlerimize yardım çabaları hakkında karalama kampanyası yürütenler, bu çabalarımızı 'çetelere destek' şeklinde iftiralarına malzeme yapanlar Baas rejimine dolaylı suç ortaklığı yapmakta, Rojava'da dahil Suriye'de yardım alamadığı için açlık, gıdasızlık, ilaçsızlık ve benzeri nedenlerle ölen kişilerin vebalini de yüklenmektedirler."
Memur Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş ise kardeşlerinin yanında olduklarını belirterek, saldırıyı lanetlediklerini ve kınadıklarını, bu tür saldırıların bir daha gerçekleşmemesini umduklarını söyledi.
Diyanet Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ömer Evsen de kadim bir coğrafyanın kadim bir halkının bugün birbirini eziyor olmasının nedenini anlayamadıklarını, Özgür-Der ile dayanışma içerisinde olduklarını belirtti.
Mazlumun yanında zalime karşı dik duruşları için bir arada olduklarını söyleyen Evsen, "Özgür-Der susmaz, susturulamaz. Zalime karşı susmayacağız. Yaşasın Özgür-Der, bu kavimlerin İslami mücadelesi. Tüm kesimlere sesleniyoruz. Yaptığınız zulme ve kıyıma son verin. Çünkü bu ülkede tekrar yaşamaya devam edeceğiz" dedi.
Taşıdıkları dövizlerlerle saldırıları kınayan grup, tekbir getirerek, Türkçe ve Kürtçe sloganlar attı. - Diyarbakır
Son Dakika › Güncel › Özgür Der Şubelerine Yapılan Saldırı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?