Buz gibi hava. Ayaklarında ne çorap, ne de ayakkabı. Hatta yiyecekleri bile yok. Onlar, doğdukları topraklarda savaşın gölgesinde kalan çocuklar.
İstemeden savaşın çocukları oldular. Bombaların arasında kalan ruhları kadar bedenleri de ağır yaralar aldı. Koşup oynamak şöyle dursun, rahatça yürümek bile alndı ellerinden.
Üstelik birçoğu dünyanın o çirkin yüzüyle ufacıkken karşılaşarak bu hayttan ayrıldı. Kimi betonların arasında kaldı, kimi de serin sularda son nefesini verdi; tıpkı Aylan bebek gibi.
Yaşıtlarından önce olgunlaşmaya başladılar. Her sabah bomba seslerine ve ne yapacaklarını bilmedikleri günlere gözlerini açtılar. Yurtlarından edildiler, kaçtılar, sığınmak için bir liman aradılar kendilerine.
Yeni hayaller kurarak çıktıkları yolculuklarda önlerine birçok engel çıktıkça onların sorumlulukları arttı. Küçücük bedenleri ve güçsüz kollarıyla ağır yüklerin altına girdiler.
Yaşadıkları boylarından büyüktü belki ama yüzlerine gülümseme yerleştirmek de bir o kadar kolaydı. Suriye'de. Arakan'da. Afrika'da... Mazlum coğrafyalarda zulme uğruyorlar. Dünyanın gözleri önünde hakları elinden alınan çocuklar yine de gülümsüyor. Çünkü onlar çocuk. Onların hayalleri, umutları hiç bitmez.
(İHA)
Son Dakika › Güncel › Savaşın gölgesinde çocuk olmak - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?