HEM kendi partisi SPD'den hem de diğer partilerden birçok politikacı da ya telefon ederek ya da medya yoluyla Schröder'in doğum gününü kutladılar.
Hatta övgüler yağdırdılar. Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/ CSU) Federal Meclis Grubu eski Başkanı Friedrich Merz, haftalık 'Bild am Sonntag' gazetesine verdiği demecinde, "Büyük şeyler başarmak için başbakan olarak uzun süre görevde kalınmaması gerektiğini Schröder gösterdi. Bugün herkesin işi varsa, ülkemiz bunu her şeyden önce Başbakan Schröder'e ve onunun başarılı 'Gündem 2010' politikasına borçlu" dedi. Yani Friedrich Merz, çok açık bir biçimde 'Sezar'ın hakkını Sezar'a, Schröder'in hakkını Schröder'e verdi'.
Aslında Gerhard Schröder'den koltuğu 2005 yılında devralan ve hala da oturmakta olan Başbakan Angela Merkel de daha önceki yıllarda benzer şeyler söylemişti. Merkel de "Gerhard Schröder, 'Günem 2010' ile ülkemize büyük yararlılık göstermiştir" diyerek övgüler yağdırmıştı. Şüphesiz Başbakan Merkel, hala bu görüşünün sonuna kadar arkasındadır. Çünkü Schröder'in 'Hartz IV' olarak bilinen 'Gündem 2010' adı altında 2005 yılında hayata geçirdiği 'sosyal reform' sayesinde Almanya'da işsizlik sistematik olarak düşmüştür.
'Gündem 2010' yüzünden Schröder koltuğunu kaybetmiş ve 18 Eylül 2005 tarihinde yapılan genel seçimlerden CDU/CSU 'en güçlü kanat' olarak çıkmıştır. Aynı akşam Alman televizyonlarında canlı yayınlanan ve parti liderlerinin katıldığı 'Filler Turu' programında SPD'li Başbakan Gerhard Schröder, "Siz gerçekten kendisinin başbakan olacağını söyleyen Bayan Merkel'in böyle bir önerisine benim partimin 'Evet' diyeceğine inanıyor musunuz? Ben kiliseyi köyde bırakmamız gerektiğini düşünüyorum" dediği halde, Merkel, SPD'yi yanlarına alıp CDU/CSU ile 'büyük koalisyon hükümeti'ni kurdu. Tabii başbakanlık koltuğuna da oturdu.
*
Evet, 'Gündem 2010' Schröder'i koltuğundan etti ama semeresini hem 2005'te hem de daha sonraki yıllarda Merkel ile CDU/CSU topladı.
*
Gerhard Schröder'i ilk kez şahsen 1990'lı yılların başında Aşağı Saksonya Eyalet Başbakanı olarak görev yaptığı dönemde Hannover'de Yabancı Gazeteciler Cemiyeti üyeleriyle yaptığı bir toplantıda tanıdım. Düşündüğünü, aklından geçenleri çok açık biçimde ifade eden bir politikacıydı. Kendisini 1980-1986 yılları arasında Bonn'da Federal Meclis milletvekilliği yaptığı dönemde tanımamıştım, ama bir gece kafayı çektikten sonra evine dönerken başbakanlık binasının dev bahçesindeki demir parmaklıklara tırmanıp, "Ben buraya girmek istiyorum" diye bağırdığını okumuştum.
Nitekim girdi de. Hem Bonn'da hem de Berlin'de başbakanlığı döneminde ve görevi bıraktıktan sonra Gerhard Schröder'le söyleşiler yaptım. 2004 yılında Türkiye'ye yaptığı resmi ziyarete katıldım. Schröder, hep Türkiye'nin ve Türklerin yanındaydı.
'Almanyalı Türklerin' ise Schröder için özel bir yeri vardı. Almanya'ya Türk iş gücü göçünün 40'ıncı yılında yaptığımız bir söyleşide, Türklerin, Almanya'nın kalkınmasına ve bugünkü refah düzeyine ulaşmasına çok büyük katkıları olduğunu söylemişti.
"Türklere müteşekkiriz" demişti.
Kan bağına değil, doğulan yere dayalı Alman vatandaşlığı, Schröder döneminde gerçekleşti. Gerhard Schröder, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde (AB) yerini almasını hep kararlı bir biçimde savundu. 1999'da Helsinki Zirvesi'nde Türkiye'ye adaylık statüsü verilmesinde ve 2005'te Türkiye ile AB arasında müzakerelerin başlamasında Schröder etkin bir rol oynadı. Almanya'da 'politik gelenekleri' bozarak başbakanlığı bıraktıktan sonra Rus enerji şirketleri Kuzey Akımı ve Rostnef'in Denetim Kurulu Başkanlıklarını üstlendi. Geçen yıl Güney Kore kökenli Soyeon Kim ile beşinci evliliğini yaptı. Her şey gönlünce olsun Sayın Schröder...
Herzlichen Glückwunsch zum Geburtstag. (Doğum günün kutlu olsun).
Son Dakika › Güncel › Schröder 75 Oldu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?