ESMA KÜÇÜKŞAHİN - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına atılan bombalarla şehit olan komiser yardımcıları Cennet Yiğit ile Kübra Doğanay'ın aileleri, Kayseri Özel Harekat Şube Müdürlüğündeki polislerin vefasıyla teselli buluyor.
Hain darbe girişiminde Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığının havadan hedef alınması sonucu şehit düşen 44 polis arasındaki komiser yardımcıları Cennet Yiğit ile Kübra Doğanay'ın acısı tazeliğini koruyor.
Kayseri Güzel Sanatlar Lisesi'nden sınıf arkadaşı olan iki genç kızdan Doğanay, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümünü, Yiğit ise Gazi Üniversitesi Resim Öğretmenliği bölümünü bitirdi. Başarılı iki genç kız, okudukları bölümlere rağmen gönüllerini polislik mesleğine kaptırdı. Her ikisi de özel harekat polisi olan Cennet Yiğit ve Kübra Doğanay'ın hayallerindeki mesleği sürdürmelerine hain darbecilerin attığı bombalar engel oldu.
İki genç polisin geride bıraktıkları gözü yaşlı aileleri ise kader arkadaşı kızlarının acılarını paylaşıp birbirlerine destek olarak evlatlarının şehitlik gururunu yaşıyor.
Kayseri Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şubesi Müdürlüğünde görevli özel harekat polisleriyle sık sık bir araya gelen acılı ailelerin yürekleri, kaybettikleri yavrularıyla aynı üniformayı paylaşan polislerin sıcak ilgisiyle bir nebze de olsa ferahlıyor.
Kayseri'nin Bünyan ilçesinde yaşayan Cennet Yiğit'in annesi Huriye ve babası Yahya Kemal Yiğit ile Yeşilhisar ilçesinde yaşayan Kübra Doğanay'ın annesi Hikmet ve babası Harun Doğanay, darbe girişiminin yılı nedeniyle Kayseri Özel Harekat Şube Müdürlüğünü ziyaret etti.
Ziyaret sırasında duygulu anlar yaşayan Huriye Yiğit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, burada görevli polislerin her zaman kendilerini aradıklarını, ziyaretlerine geldiklerini söyledi.
Özel Harekat'a geldiklerinde kendilerini çocukları karşılıyormuş gibi hissettiklerini ifade eden Yiğit, şöyle konuştu:
"Cennet kapıdan 'anne ben buradayım' diyecekmiş gibi geliyor. Tüm polislerimizden Allah razı olsun ama çocuğumuz özel harekatçı olduğu için bizim için burası başka. Sanki çocuğumuz kapıdan bizi karşılayacak gibi geliyor. Bizi her zaman ararlar, sorarlar. Onları evladım gibi görüyorum. Bir Cennet kaybettiysem binlerce Cennet kazandım. 15 Temmuz yaklaşırken özlem ve acı hissediyorum. Verilen cezalar içimi soğutmuyor, içeride yatıyorlar. İçimizde çok büyük bir acı var. Onlar da bir evlat acısı görmeden ölmesinler istiyorum. Onlar bizim çocuklarımızı nasıl yaktılarsa evlatlarının aynı şekilde acısını tatsınlar. O zaman 'Eyvah biz ne yapmışız' diyebilsinler. Ahiret için de 'Zalimler için yaşasın cehennem' diyorum. İyi ki cehennem var ve içim soğuyor. Yoksa onların burada aldıkları ceza benim içimi soğutmuyor. Cehennem de yandıklarını görünce içim soğuyacak."
Cennet Yiğit'in babası Yahya Kemal Yiğit ise Özel Harekat Şube Müdürlüğünde kendilerini evlerinde hissettiklerini vurguladı.
Yiğit, "Kendi evlatlarımızı sanki burada görüyoruz. Devletimizin gücünü görüyoruz burada. Buraları kendi evimiz biliyoruz, polislerimizi de kendi evlatlarımız biliyoruz. Mevlam hepsini korusun, tırnaklarına taş değdirmesin. Yavrularımız en güzel makamdalar. Bizleri de yeryüzünde en büyük şerefle şereflendirdiler. Hepsinin makamı cennet olsun. Bizim en büyük varlığımız vatanımız. Rabbim bizlere bir daha 15 Temmuz yaşatmasın. Alçaklar da şunu bilsin ki bizler bir ölür, bin diriliriz." diye konuştu.
"15 Temmuz bize acı getiriyor"
Şehit Komiser Yardımcısı Kübra Doğanay'ın annesi Hikmet Doğanay ise her 15 Temmuz'da acılarının tazelendiğini dile getirdi.
Anne Doğanay, 23 yaşında şehit düşen Doğanay'ın üç kızının ortancası olduğunu belirtti.
Özel harekat polislerinin vefasıyla bir nebze de olsa teselli bulduklarını kaydeden Doğanay, duygularını şu sözlerle aktardı:
"Kızım ile aynı yerde şehit düşen Cennet Yiğit Kayseri Güzel Sanatlar Lisesi'nde sınıf arkadaşıydı. Kübra, liseden sonra Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesini kazandı. Üniversite okurken son yılında komiserlik sınavlarına girmiş. Üniversite son sınıfta akademiyi de başarıyla tamamlamış. Bize akademiyi kazandığını mezuniyette söyledi. Çok başarılıydı, durduğu yerde durmuyordu. Pilot olmak istiyordu, İngilizce kitap setleri almıştı, hazırlanıyordu. Bunları ablasıyla paylaşmış, o söyledi bize. Fakültede iç mimarlık okurken sormuşlar, ne olacaksınız diye. Kübra 'Ben polis olacağım' demiş. 'Ne alaka sen iç mimarlık okuyorsun' demişler. 'Vatanımı çok seviyorum' demiş. Vatanını, yardım etmeyi çok severdi. İçine kapanıktı, kimseyle bir şeyini paylaşmazdı. Dedikoduyu hiç sevmezdi, dedikodunun olduğu yeri terk ederdi. Yazın okul tatil olunca tarlaya gelirdi yanımıza. Biz çiftçiyiz, şeker pancarı, kabak çekirdeği ekerdik. Tatilde hemen yanımıza koşardı yardıma, tarlada boru döşerdi, erkek çocuğu gibi çalışırdı. Tarlada boş kalınca hamağımız vardı, ona uzanır hemen bir kitap alır okurdu. Boş durmayı hiç sevmezdi, bize de 'boş yaşıyorsunuz, elinize bir kitap alın okuyun' derdi. Ben kuzumdan razıydım Allah da razı olsun. Tüm şehitlerimizden Allah razı olsun.'
Son Dakika › Güncel › Şehit kızlarının acısını özel harekatçı meslektaşlarıyla dindiriyorlar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.