Şırnak1cizre'de Öldürülen 12 Yaşındaki Nihat, Gözyaşlarıyla Toprağa Verildi

Cizre'de öldürülen 12 yaşındaki Nihat, gözyaşlarıyla toprağa verildi

ŞIRNAK'ın Cizre İlçesi'nde dün arkadaşlarıyla oyun oynadığı sırada, henüz saptanamayan bir mühhimat kafasına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren 12 yaşındaki Nihat Kazanhan, gözyaşları arasında toprağa verildi. HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Kazanhan'ın ölümüne neden mühimmatın benzerini göstererek, "Siz bunları yeni ölüm aracı olarak mı kullanıyorsunuz? Bunlar gaz bombası olamaz, bunlar mermidir. Bir çocuğun ensesinden girmiş, anlına dayanmış. Buna gaz bombası denilemez. Buna ölüm maksadıyla kullanılan mermi denilir" dedi.

Cizre'de dün akşam sokakta arkadaşlarıyla oyun oynarken başından vurularak yaşamını yitiren Vatan Ortaokulu 6'ıncı sınıf öğrencisi Nihat Kazanhan'ın cenazesi, kesin ölüm nedeninin saptanması için Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Otopside çocuğun başından vurulduğu saptandı, ancak kurşuna rastlanmazken kafatasından sert plastikten yapıldığı izlenimi edinilen 'mühimmat' çıktı. Otopsinin ardından Cizre'ye götürülen cenaze ilçe girişindeki Tank Taburu Komutanlığı mevkiinde yüzlerce kişi tarafından slogan, alkış ve zılgıtlarla karşılanıp, Asri Mezarlığa kadar omuzlarda taşındı. Kürtçe ağıtların yakıldığı cenaze töreninde okunan duaların ardından Kazanhan, gözyaşları ve dualar eşliğinde defnedildi. Cenazede Kazanhan'ın arkadaşları da gözyaşı döktü.

ELÇİ: CİZRE'DE HER BARIŞTAN SÖZEDİLDİĞİNDE BİR CAN KAYBOLUYOR

Cenazenin ardından sivil toplum örgütleri Kazanhan'ın öldürüldüğü Yafes Mahallesi Çevre Yolu mevkiine gitti. Burada ilk açıklamayı yapan Şırnak Baro Başkanı Nurşirevan Elçi, DTK Eşgenel Başkanı Hatip Dicle'nin dün yaptığı konuşmadan sonra kalabalığın olaysız dağıldığını hatırlatarak, görgü tanıklarının beyanına göre yoldan geçen zırhlı bir araçtan ateş açılması sonucu Nihat Kazanhan'ın yaşamını yitirdiğini söyledi. Elçi, "Silahların susup, barış sürecinin sonuca ulaşacağı bir dönem yaşanacağı beklentisi ve özlemi içindeyken; barış sözcüğü her ağza alındığında Cizre'de bir canın daha kaybedilmesini anlamak mümkün değildir. Son bir ay içerisinde Cizre polis terörüne altı çocuğunu kurban vermiştir. Daha bir ölüm olayının şoku atlatılamamışken, yeni bir katliam haberi gelmektedir. Çocuklarımızın ölümüne neden olan polis terörünü kınıyoruz. Yaşam hakkı hiç bir şart ve koşulda ihlal edilemez ve kutsaldır. 12 yaşında bir çocuğun kafasından vurularak öldürülmesini hiç bir ağız açıklayamaz, hiç bir yürek kabullenemez. İnsanın birincil ve en temel hakkı olan yaşama hakkına yapılan saldırılar, geleceğe dair taze umutlar besleyen halkımızın belleğinde tarihin tekerrür etme korkusunu uyandırmıştır. Şiddet ve yıldırmadan beklentileri olan herkes bilsin ki; bölgemizi yaşanmaz kılma amacı taşıyan, halkımızı hedef alan her türlü saldırı karşısında bu halk tavizsizce duracaktır" dedi.

"SUÇLU BULUNSUN"

Daha önce ölen çoçuklarla ilgili etkin bir soruşturma yürütülmediği için herhangi bir görevlinin de açığa alındığını duymadıklarını ifade eden Elçi, "Diğer olaylarla ilgili olarak herhangi bir görevlinin açığa alındığı ve hatta hakkında idari ve adli etkin bir soruşturma başlatıldığını ve faillerinin tespit edildiğini şu ana dek duymadık. Bu olaylarda sorumlu olanlar hakkında en kısa süre içerisinde adli ve idari soruşturmaların etkin biçimde başlatılması ve sorumluların cezalandırılması, herkesin en haklı beklentisidir. Geçmişte yaşanan olayların failleri tespit edilip yargılanmadığından, hergün yeni bir cinayet işlenmeye başlanmıştır. Faili meçhul bırakılan her cinayetin daha büyük katliamlara kapı araladığını geçmişte gördük, yaşadık ve yeniden yaşamak istemiyoruz. Şiddeti kendi çıkarlarını korumak için meşru gören karanlık kesim, kanlı oyunlarına yine bölgemizde başlamakta ve yıllarca büyük acılarla boğuşan halkımızda korku ve panik havası yaratmaya çalışmaktadırlar" diye konuştu.

"EMNİYET MÜDÜRÜNÜN ADI HRANT DİNK CİNAYETİNDE GEÇİYOR"

Hrant Dink suikastiyle adı anılan emniyet müdürünün Cizre'ye atanmasından sonra, ölüm olaylarının yaşanmaya başladığını ileri süren

Elçi, "Kimseyi açıkça suçlu ilan etmiyoruz. Ancak hakkında yurtdışı yasağı konmuş, Hrant Dink suikastiyle anılan emniyet müdürünün Cizre'ye atanması ile ardı ardına yaşanan ölüm olaylarını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Günlerdir dile getirdiğimiz ve medyada geniş şekilde yer alan kolluğa ait araçların, plakasız gezmesi durumu batının herhangi bir yerinde yaşansa idi, emniyet müdürünün derhal yeri değiştirilir, idari yetkililer görevlerinden alınırdı. Buradan Trafik Kanunu madde 21 ve 23'e aykırı bu durumu sürdüren yetkililer hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Savcılıkları bu konuda görevlerini yapmaya çağırıyoruz. Sivil toplum örgütleri olarak adı üzerinde şüphe bulunan ve halkın olayların sorumlusu olarak gördüğü emniyet müdürünün derhal görevden alınmasını talep ediyoruz. Kavgadan ve kandan sebeplenen, bundan rant sağlayanların demokrasi ve insan haklarından rahatsız olduklarını biliyoruz. Normalleşmenin rant kapılarını kapattığı açıktır. Yaşanan bu olayların takipçisi olacağımızı, somut gerçeğin ortaya çıkarılması için tüm çabamızla çalışacağımızı halkımıza duyuruyoruz" şeklinde konuştu.

İçişleri Bakanı Efkan Ala'yı de sert bir dille eleştiren Elçi, daha önce PKK-HÜDA-PAR arasında çatışma çıkarılmaya çalışıldığını ancak bu sorunun çözümlenmesinin ardından, bu kez farklı bir dizayn yapılmaya çalışıldığını savundu.

SARIYILDIZ: CİZRE'DE 15 GÜNDÜR POLİS TERÖRÜ YAŞANIYOR

HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız da, Cizre'de 15 günden beri polis terörürünün yaşandığını öne sürüp, "Cizre'de tam 15 gündür polis terörü sürmektedir bunu açıkça ifade edeyim. 15 gündür ülkenin dört bir yanından buraya aktarılan zırhlı polis araçları ve binlerce özel tim, Cizre'de halka kan kusturmaktadır, terör estirilmektedir. Bu teröre verdiğimiz son kurban, dün akşam saatlerinde gerçekleşti hava daha aydınlıkken, sayın Öcalan'ın halkı aslında bu dönemin durumuna göre hareket ermesini, verdiği mektubunun halkla paylaşıldığı saatlerde; burada 3-4 çocuk bir arada oynarken karşı tarafta konumlanmış zırhlı araçlardan çocukların üzerine ateş açılıyor ve orada 12 yaşındaki Nihat yere düşüyor. Nihat'ın beyni daha yerde. 15 günde tam 6 çocuğumuzun beyni döküldü yerlere. Bir halkın sabrı ile ancak bu kadar oynanılır. Kürtler şu an barış hatırına bir arada, eşit, özgür bir yaşam hatırına, her şeyi sineye çekiyor. Ama çocukların ölümü ne bir savaş ahlakında, ne bir savaşın olduğu hiçbir yerde olacak bir şey değildir" dedi.

"ALA'YA ÇAĞRI: MEMURLARIN SANA YANLIŞ BİLGİ VERİYOR, KANDIRIYOR"

İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın açıklamasına da tepki gösteren Sarıyıldız, "İçişleri Bakanı bir açıklama yaptı; 'Cizre'de söz konusu saatlerde kurşun patlatılmadı söz konusu saatlerde gaz atılmadı' denildi. Biz de diyoruz İçişleri Bakanı, ya buradaki memurların, ya buradaki emniyet amirlerin seni yanıltıyor. Seni kandırıyorlar, yada sen bir halkın aklıyla kafa buluyorsun. Bizi aldatıyorsun, biz buna bir daha gelmeyiz. böyle orada ahkam kesmek kolaydır. Buraya gelin, buradaki gerilimin tırmanmaması için, çocukların daha fazla ölmemesi için derhal buraya el atın. Şu an burada hiçbir nizami ülkede gerçekleşmeyen şeyler var. Söz konusu yasa, sayın baro başkanımızın söz ettiği yasa, henüz çıkmamış iken polis terör estiriyor. Polis sizden cesaret alıyor. Bu politikalarınızdan cesaret alıyor. Çocuklarımızı durmadan vuruyor, öldürüyor. Sabrımızla çok oynanıyor. Bir halk daha nereye kadar dayansınki? Ama halkımız yine sayın Öcalan'ın mesajına çok büyük değerler biçiyor. Bu sürece, özellikle oynamak isteyen devletin içerisinde odaklanmış güçler var. Biz bunun çok farkındayız ama mevcut siyasal iktidar, AKP hükümeti de buna sessiz kalıyor, temel sorun burada" dedi.

"ŞIRNAK VALİSİ; YENİ SİLAHLARI ÖLÜM ARACI OLARAK MI KULLANIYORSUNUZ?"

Sarıyıldız, Kazanhan'ın ölümüne neden olan mühimmatın benzerini gösterip, "Şırnak Valisi'ne de sesleniyorum; senin emrindeki polisler, burada çocuklar öldürüyor. Çocukların beyni daha yerde, çocukların beyninde sizin kullandığınız silahlardan şu mermiler çıkıyor. Siz bunları yeni ölüm aracı olarak mı kullanıyorsunuz? Bunlar gaz bombası olamaz, bunlar mermidir. Bir çocuğun ensesinden girmiş, anlına dayanmış. Buna gaz bombası denilemez. Buna ölüm maksadıyla kullanılan mermi denilir. Devleti ciddi olma, AKP hükümetini de, bu dönemin, bu sürecin ruhuna göre hareket etmeye davet ediyoruz. Halkımızın başı sağ olsun. Tüm demokratik kamuoyunun başı sağ olsun. Şüphesiz Cizre yalnız bırakılmamalı. Ama dönemin ruhuna göre hareket edilmeli. Bu dönemin tepki tarzı biliniyor. Şüphesiz devleti, AKP hükümetini, bu dönemin ruhuna uygun hareket etmeye zorlayacağız. Biz tüm çabamızla bu ülkede bir daha tek bir kurşun patlamasın diye, tek bir çocuk daha ölmesin diye uğraşacağız. Bizim bu çabamızı çarpıtmak isteyenlere şunu söyleyelim; amacınıza ulaşamayacaksınız ama hiçbir zaman bu halk devletin pervasız uygulamalarına, baskıcı uygulamalarına, esareti dayatan uygulamalarına boyun eğmeyecek. Şu ana kadar çok bedel ödedik, boyun eğmedik, bundan sonrada eğmeyeceğiz" dedi.

Konuşmaların ardından cenaze törenine katılan kalabalık, 5 dakikalık oturma eylemi yaptı. Eylemden sonra Sarıyıldız ve beraberindekiler, toplu olarak Nihat Kazanhan için Cudi Mahallesi'ndeki taziyesine katıldı.

"ARAÇ ASKERİYEDEN ÇIKTI, VURAN ASKERİ GÖRDÜM"

Dün öldürülen Nihat Kazanhan'ın oyun oynadığı alana yakın olan M.R. adlı çocuk, yaşadıkları anlarını şöyle anlattı;

"Keskin nisancı silahını çıkartı tam onu vurdu ve yere düştü. Ben de bildim birisini vurduğunu ve ben koştum gittim onun yanına. Biz kaldırdık ve onu hastaneye götürdük. Polis de bize geldi. Bizi yakalayacaktı ama biz onu hemşirelerin yanına bıraktık sonra da biz kaçtık. ve sonra biz geldik herkese bir çocuk yaralanmış dedik. Kim olduğunu bilmiyorduk sonra öğrendik. Gittik annesine söyledik. Kobra ateş etti, askeriyenin içinden çıktı geldi, durdu keskin nisancı çıktı, bişi yapmamıştık, oturuyorduk. Onun kafasına vurdu yere düştü. Sonra bağırdı hepimiz kaçtık onu götürdük hastaneye. Onu vuran askeri gördüm."