Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi, "Tahşiye" olarak bilinen gruba yönelik davanın dosyasını, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi ile aralarında yetki uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay 5. Ceza Dairesi'ne gönderilmesini kararlaştırdı.
Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Hilmi Azbay, Mehmet Nuri Turhan, Mustafa Kaplan ve Hacı Tunay Yaman ile avukatları katıldı.
Tahşiye grubuna yönelik soruşturmada usulsüzlükler yapıldığı iddiasına ilişkin yürütülen soruşturmada adı geçen şüphelilerden Mustafa Altunbulak, Recep Güleç, Ferdi Taşkaya, Ali Cihan ve Mustafa Kılıçaslan'ın avukatları, mahkemeye, müvekkillerinin suçtan zarar görme ihtimallerine karşılık davaya katılma talebine ilişkin dilekçe sundu.
Tutuksuz sanık Hilmi Azbay, Mehmet Doğan ve Saim Aşçı'nın avukatı Mustafa Doğan İlhan, davanın 5 yıldır yapıldığını hatırlatarak, "Davaya katılmak isteyenlerin bugüne kadar bu yönde bir talepleri olmamıştır. Esas itibarıyla katılma talebinde bulunanlar, müvekkillerimiz hakkında işlem yapan kişilerdir. Asıl zarar görenler bizim müvekkillerimizdir. Katılma talebinde bulunanlar hakkında dava açılırsa asıl bizim o davaya katılma talebimiz olacaktır" diye konuştu.
Sanık Naci Mumcu'nun avukatı Cüneyt Toraman, iddianame incelendiğinde, müvekkiline isnat edilen suçun katılma talebinde bulunanlara yönelik eylem içermediğini savunarak, talebin reddedilmesi gerektiğini söyledi.
Savcı yetkisizlik istedi
Cumhuriyet Savcısı Bilgin Akpınar, koşullar oluşmadığından katılma taleplerinin reddini istedi.
Akpınar, kapatılan özel yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nden İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne devredilen dava dosyasının yetkisizlik kararıyla Bakırköy ağır ceza mahkemelerine gönderildiğini anlattı.
"Sadece Bakırköy ağır ceza mahkemelerinin yetki alanında değil, başka yerlerde de suç işlenmesi, sanıkların farklı yerlerde yakalanması, ikametlerinin farklı yerlerde bulunması, ilk usul işleminin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılması, yargılamanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlaması" unsurları göz önüne alındığında mahkemelerinin yetkisiz olduğunu belirten Akpınar, dosyanın yetkili ve görevli İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesini talep etti.
Savcı Akpınar, bu mahkeme ile kendi mahkemeleri arasındaki yetki uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesi'ne gönderilmesini istedi.
Dosya, Yargıtay'a gidecek
Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Enes Sevgi, sanıklar hakkında "silahlı terör örgütü kurma, yönetme, silahlı terör örgütü üyesi olma ve silah bulundurma" suçlarından dava açıldığını hatırlattı.
Muş merkezli örgütün Türkiye'nin birçok ilinde faaliyetini sürdürdüğünün iddia edildiğini belirten Sevgi, yetkisizlik kararının gerekçesini şöyle açıkladı:
"Dosyada suç yerlerinin Türkiye'nin çeşitli illeri olarak gösterildiği, sadece Bakırköy yargı çevresindeki ilçeler olmayıp, İstanbul yargı çevresindeki yerlerde de faaliyet gösterildiğinin iddia edildiği, sanıkların yakalanma yerlerinin İstanbul yargı çevresi içinde olduğu ve Türkiye'nin birçok illerinde yakalandıkları, bu sebeple suç yerlerinin değişik olup, sanıkların ikametleri ve yakalanma yerlerinin de farklı adresler olduğu, bu sebeple usulü işlemlerin başlatıldığı ve bir süre yargılamanın İstanbul mahkemelerinde yapıldığı anlaşılmıştır. İlk usulü işlemin yapıldığı yer İstanbul mahkemeleri olduğundan Ceza Muhakemesi Kanunu'nca mahkememizin yetkisizliğine karar verilerek, dosyanın, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne, yetki uyuşmazlığının çözümü için de Yargıtay 5. Ceza Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesi kararlaştırılmıştır."
"Allah'ın mahkemesine..."
Adliye çıkışında konuşan davanın tutuksuz sanıklarından Mustafa Kaplan, "Türkiye'de hukuk yeni yeni işlemeye başlıyor. Mahkemenin bakacak bir şeyi yok ki. Bu ceza davası değildir. Siyasi bir davadır" dedi.
Basın mensuplarının "Davanın hangi mahkemeye gitmesini bekliyorsunuz?" sorusuna Kaplan, "Allah'ın mahkemesine. Bu burada hallolmaz. Dünyevi bir iş değil" karşılığını verdi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Kadir Altınışık tarafından 2010'da hazırlanan iddianamede, sanık Mehmet Doğan hakkında "silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", "tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma", "ruhsatsız silah bulundurma" suçlarından 14 yıl 6 aydan 30 yıla, sanıklar Mustafa Kaplan, Mehmet Nuri Turan, Mehmet Yılmaz Düşünüklü, Hilmi Azbay hakkında "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçlarından 10 yıldan 15 yıla, diğer 35 sanık hakkında da çeşitli suçlardan 2 yıl 6 aydan 28 yıla kadar değişen hapis cezaları isteniyor.
Türkiye'de 2009'da bazı illerde düzenlenen operasyonlar sonucunda İstanbul, İzmir, Adana ve Diyarbakır'da davalar açıldı. İzmir ve Adana ağır ceza mahkemelerindeki yargılamalarda sanıkların tümü beraat etti. Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 sanığın yargılanmasına ise devam ediliyor.
İstanbul merkezli "paralel yapı" soruşturması
Tahşiye Yayınevi'nin sahibi Mehmet Nuri Turan'ın şikayeti üzerine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından, "devletin egemenliğini ele geçirmek amacıyla baskı, yıldırma ve tehdit yöntemlerini kullanıp örgütsel yapı oluşturarak bu yapılanma altında iftira, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve belgede sahtecilik" suçlarından 14 Aralık 2014'te soruşturma başlatıldı.
Yürütülen soruşturma kapsamında aralarında İstanbul Emniyet Müdürlüğü eski Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın da bulunduğu 9 kişi tutuklandı.
Son Dakika › Güncel › Tahşiye' Davasındaki Uyuşmazlığı Yargıtay Çözecek - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?