Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan'da dün yapılan başkanlık seçimleri, iktidardaki Demokratik İleri Partinin (DPP) adayı, görevdeki Başkan Yardımcısı Lai Ching-te'nin galibiyetiyle sonuçlanırken yeni dönemde Pekin ile gerilimlerin devam edeceği öngörülüyor.
Lai, seçimin ardından Tayvan halkının tercihini demokrasiden yana ortaya koyduğunu belirterek, Tayvan Boğazı'nda barışın ve istikrarın korunması için Pekin'e diyalog çağrısı yaptı.
Pekin sözcüleri ise "tek Çin" ilkesini vurgulayarak, Tayvan'daki seçimin sonucunun Ada'nın Çin ile yeniden birleşmesi doğrultusundaki "kaçınılmaz" eğilimi değiştirmeyeceği mesajını verdi.
Çin'in "bağımsızlık yanlısı" ve "ayrılıkçı" gördüğü Lai'nin gelecek 4 yıldaki liderliğinde Tayvan Boğazı'nın iki yakası arasındaki gerilimli ilişkilerin sürmesi muhtemel.
Tayvan'ın yeni dönemde Çin'in ABD ile ilişkilerinde kriz unsuru, büyük güç rekabetinde olası sıcak temas noktası olmayı sürdüreceği öngörülüyor.
Lai, seçim zaferiyle DPP iktidarını üçüncü döneme taşıdı
Merkezi Seçim Komisyonunun bildirdiği nihai sonuçlara göre, dün yapılan başkanlık seçiminde Lai, oyların yüzde 40,05'ini alarak seçimi kazandı.
Ana muhalefetteki Milliyetçi Partinin (Koumintang/KMT) adayı, Yeni Taipei Belediye Başkanı Hou Yu-ih yüzde 33,49, Tayvan Halk Partisi (TPP) adayı Ko Wen-je ise yüzde 26,46 oyla seçimi tamamladı.
Bu sonuçlara göre Lai, DPP'yi iktidardaki üçüncü dönemine taşırken Ada'da hükümetin gelecek 4 yıldaki lideri olacak.
Başkan yardımcısı adayı olarak seçimde Lai'yle yarışan Tayvan'ın eski Washington Temsilcisi Hsiao Bi-khim de onun yardımcılığını üstlenecek.
DPP iktidarında 2016'dan bu yana, iki dönemdir Ada'nın lideri Tsai Ing-wen, görev süresi dolduğundan seçimde aday olmamıştı.
"Demokrasi ile otoriterlik arasında tercihimiz demokrasi"
Lai, zafer konuşmasında seçimin sonucunun, "Tayvan'ın demokrasi ile otoriterlik arasındaki tercihinin demokrasi olduğunu gösterdiğini" vurguladı.
Seçimlerin Tayvan demokrasisinde yeni bir sayfa açtığını ifade eden Lai, "Tayvan, dünyanın her yerindeki demokrasilerle yan yana yürümeyi sürdürecek." dedi.
Lai, egemenlik ihtilafı içinde oldukları Çin'e de mesaj vererek, "Bu seçim, Tayvan halkının demokraside ısrarını göstermiştir. Umarız bu ses Tayvan Boğazı'nın karşı yakasında da duyulur." ifadelerini kullandı.
Çin ile ilişkilerde çatışma riskinin ancak diyalog ve etkileşimle ortadan kaldırabileceğine işaret eden Lai, "Kuşatma yerine ilişki kurmayı, cepheleşme yerine diyaloğu tercih etmeliyiz. Barışa ve ortak refaha ulaşmanın tek yolu, barış, eşitlik ve demokratik diyalogdan geçiyor." diye konuştu.
Lai, başkan olarak Tayvan Boğazı'nda barışı ve istikrarı koruma sorumluluğunun bulunduğunu ancak "Çin'in süregelen korkutma ve tehditlerine karşı Tayvan'ı savunmaya kararlı olduğunu" vurguladı.
"Seçimler, Çin'in yeniden birleşme eğilimini değiştirmeyecek"
Pekin sözcüleri ise seçimin ardından "tek Çin" ilkesini vurgulayarak sonucun Ada'nın Çin ile yeniden birleşmesi doğrultusundaki "kaçınılmaz" eğilimi değiştirmeyeceği mesajını verdi.
Çin'in Tayvan İlişkileri Ofisi Sözcüsü Çın Binhua, yaptığı açıklamada, "Tayvan, Çin'in Tayvanı'dır. Seçimler, Tayvan Boğazı'nın iki yakası arasındaki ilişkilerin genel manzarasını ve gelişimini etkilemeyecek, Çin'in yeniden birleşme eğilimini değiştirmeyecektir." dedi.
Seçimin sonuçlarının iktidardaki Demokratik İleri Partinin, Ada'daki ana akım kamuoyunu yansıtmadığını gösterdiğini savunan Sözcü Çın, "Tayvan sorununu çözme ve ulusal birleşmeyi sağlama konusundaki duruşumuz ve kararlılığımız sürüyor." ifadesini kullandı.
Çın, "tek Çin" ilkesini somutlaştıran "1992 Uzlaşması"na bağlı kalacaklarını, "Tayvan'ın bağımsızlığına" yönelik ayrılıkçı faaliyetlere ve yabancı müdahalesine karşı çıkacaklarını vurguladı.
Çin Dışişleri Bakanlığı da yaptığı yazılı açıklamada, Tayvan sorununun Çin'in iç işi olduğunu, Ada'nın bağımsızlığına yönelik girişimlere, "iki Çin" veya "bir Çin, bir Tayvan" gibi ayrılıkçı formüllere karşı çıkacaklarını duyurdu.
Çin, Lai'yi "bağımsızlık yanlısı" ve "ayrılıkçı" görüyor
Tayvan'ın yeni seçilen lideri, Çin tarafından "bağımsızlık yanlısı" ve "ayrılıkçı" görülüyor. Çinli yetkililer, daha önce onu birçok kez "İflah olmaz", "Sorun çıkaran" gibi ifadelerle anmıştı.
Çin yönetimi, seçim arifesinde Lai'nin Tayvan'ı bağımsızlık doğrultusunda "tehlikeli bir yola" sokacağı uyarısı yapış, seçilmesi halinde çatışma ve savaş riskinin doğabileceği imasında bulunmuştu.
Pekin'in tepkisi, DPP'nin genel siyasi çizgisine karşıtlığından kaynaklanıyor. Parti, Ada'nın egemenliğinden taviz verilmemesini, fiili bağımsızlığının korunmasını savunan siyasi çizgiyi temsil ediyor.
Tayvan'da çok partili döneme geçilmesinden sonra kurulan DPP, Çin'deki iç savaşta komünistlerle mücadelede eden kurucu parti Koumintag'ın "Çin'in meşru temsilcisi olma iddiasından" çok "Tayvan'ın bağımsızlığı" fikrine yakın duruyor.
Koumintag'ın kadroları, iç savaştan sonra Çin ana karasından Ada'ya göç eden eski Çin Cumhuriyeti'nden bürokratlar, partizanlar ile onların varislerinden oluşurken DPP'nin oy tabanı, Ada'ya 17. yüzyıldan itibaren göçlerle gelen Han Çinlilerinin oluşturduğu, kendilerini "yerli" gören daha eski göçmen kitlesine dayanıyor.
Dünyadan tepkiler
ABD Başkanı Joe Biden, Tayvan'daki başkanlık seçimlerine ilişkin basın mensuplarının yönelttiği soruya verdiği yanıtta, "Tayvan'ın bağımsızlığını desteklemediklerini" vurguladı.
Dışişleri Bakanı Antony Blinken da yaptığı açıklamada, Lai Ching-te'yi zaferinden dolayı tebrik ederek, Tayvan halkını "sağlam demokratik sistemlerinin ve seçim süreçlerinin gücünü gösterdikleri" için kutladı.
Japonya Dışişleri Bakanı Yoko Kamikawa da seçimin ardından Çin ile Tayvan arasında doğabilecek sorunların diyalog yoluyla barışçı şekilde çözülmesini, böylece bölgede barışa ve istikrara katkı sağlanmasını umduklarını dile getirdi.
Avrupa Birliği, yayımladığı açıklamada Tayvanlı seçmenleri tebrik ederken Tayvan Boğazı'nın iki yakasındaki barış ve istikrarın, bölgesel ve küresel güvenlik ve refah açısından elzem olduğunun altını çizdi.
Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mümtaz Zehra Beluç, Tayvan'daki başkanlık seçimlerine ilişkin yazılı açıklamasında, ülkesinin "tek Çin" politikasına bağlı olduğuna işaret ederek, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nde yer alan hedefler ve ilkeler kapsamında hiçbir ülkenin iç işlerine karışılmaması gerektiğini anımsattı.
Tayvan'ın yeni seçilen başkanı Lai Ching-te
Asıl mesleği hekimlik olan 64 yaşındaki Lai Ching-te, 1996 yılında Tainan ilinden milletvekili seçilerek siyasete girdi. Lai, parlamentoda 4 dönem görev yaptıktan sonra 2010'da DPP'nin kalesi konumundaki Tianan'ın belediye başkanı oldu.
2017'de başbakanlığa atanan Lai, 2019'da, ertesi yıl yapılacak başkanlık seçiminde partinin adayı olmak üzere ön seçimde mevcut lider Tsai In-wen ile yarıştı. Lai, ön seçimi kazanamasa da Tsai'nin başkan yardımcısı adayı olarak oy pusulasındaki yerini aldı.
Tsai'nin 2020 Başkanlık Seçimi'ni kazanmasının ardından Başkan Yardımcısı olan Lai, DPP liderinin, partinin 2022'de yapılan yerel seçimlerdeki başarısızlığının ardından genel başkanlıktan istifa etmesi üzerine 15 Ocak 2023'te genel başkanlığa seçildi.
2024 Başkanlık Seçimi'nde DPP'nin adayı olarak seçimi kazanan Lai, Tsai'nin iktidar süresinin dolacağı 20 Mayıs'ta yemin ederek görevine başlayacak.
DPP içinde bağımsızlık savunucularının oluşturduğu "Yeni Dalga" fraksiyonunun önde gelen temsilcilerinden Lai, 2017'de verdiği söyleşide kendisini, "Tayvan'ın bağımsızlığının pragmatik işçisi" olarak tanımlamıştı.
Lai, parti liderliğine aday olduktan sonra bağımsızlık yanlısı söylemini yumuşatma yoluna gitmiş, 2024 seçimlerinin kampanya sürecindeki seçim tartışmasında bağımsızlık ilanına ihtiyaç olmadığını, Tayvan'ın halihazırda "egemen" olduğunu belirterek, Ada'nın özerkliğinin korunmasına vurgula yapmıştı.
Son Dakika › Güncel › Tayvan'da yapılan başkanlık seçimlerini DPP adayı Lai Ching-te kazandı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?