Türkiye Pakistan Yuvarlak Masa Toplantıları

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Başkanı Süleyman Şensoy, "Hem Ortadoğu hem Güney Asya bağlamında, Türkiye-Pakistan ilişkilerinin birbirini tamamlayabileceği çok fazla alan var" dedi.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi ve Pakistan Yasal Kalkınma ve Şeffaflık Enstitüsü işbirliğiyle "Türkiye-Pakistan Yuvarlak Masa Toplantıları"nın ilki gerçekleştirildi.

Şensoy, "Yeni Dönem Türkiye - Pakistan İlişkileri: Fırsatlar ve Engeller" konusunun ele alındığı toplantıda, çok kutuplu kurulan yeni dünya sisteminde, 21. Yüzyılın üç temel parametresinin olduğunu söyledi.

Entegrasyon, mikro milliyetçilik ve öngörülemezlik olan parametrelerin yansımalarını hızla görmeye başladıklarını kaydeden Şensoy, önümüzdeki 10 yıl içerisinde BM'deki üye sayısı kadar, sisteme yeni üye devletçiklerin eklenebileceğine yönelik öngörüler bulunduğunu bildirdi.

Mevcut olan ve oluşabilecek çok sayıda küçük devletin, uluslararası rekabet içinde kendisini temsil etmesinin oldukça zor olduğunu, AB'yi model alan çok sayıda entegrasyon çalışmasının bütün dünyada devam ettiğini ifade eden Şensoy, Latin Amerika, Afrika ve Asya'da çok değişik entegrasyon çalışmalarının bulunduğunu dile getirdi. Bunların içerisinde en önemlisinin son bir yıl içerisinde güçlenen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Süreci olduğuna işaret eden Şensoy, Avrupa'nın artık askeri güç olamayacağının kesin olarak kabul edildiğini vurguladı.

Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı sürecinin başlangıç için AB üyeleri ve Amerika arasında yürütültüğünü anlatan Şensoy, şöyle konuştu:

"Transatlantik ve Transpasifik süreci tamamlandığında, çok yeni, dünya ekonomisinin yaklaşık üçte ikisini kontrol eden bir blok ortaya çıkacak. Bu blokun karşısında da yeni güç adaylarının olduğunu görüyoruz. Çin başta olmak üzere Rusya, Hindistan ve Brezilya gibi yeni güç adayları, bu sürecin karşısında duruyor. 100 yıl sonra dünyanın tekrar 'rekabet eden ülkeler' ve 'rekabet edilen ülkeler' olarak sınıflandırıldığını söyleyebiliriz. Bu rekabetin Arap Baharı ile başladığını söylemek bence çok yanıltıcı olmaz. Bu rekabetin birinci derece alan olarak Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Güney Asya'yı merkez aldığını görüyoruz."

"Türkiye'yi en çok seven ülke Pakistan"

Şensoy, çok kutuplu sistem içerisinde politika üretmenin herkes için bir bunalıma dönüştüğünü öne sürerek,  birçok aktörün uyguladığı politikalarda çoğu zaman istediğinin tam tersini alabildiğini söyledi.

"Türkiye'yi dünyada en çok hangi ülke seviyor diye sorsak, bunun tartışmasız cevabı Pakistan'dır" diyen Şensoy, burada din, dil, tarih ve coğrafyanın öne çıktığını kaydetti.

Bunların yeterli olmadığını, Türkiye ve Pakistan'ın, nitelikli insan kaynağına sahip olmasının ve bu insan kaynağının da dünya  sisteminden pay alacak şekilde refah ve teknoloji üretmesi gerektiğini vurgulayan Şensoy, şöyle konuştu:

"Türkiye ve Pakistan arasındaki zihinsel eşik, sektörel ve stratejik derinlik olarak önümüzde duruyor. Sivil ve resmi bütün kanallar arasındaki ilişkilerin hacmini büyütmemiz ve derinleştirmemiz gerekiyor. Pakistan'ın bulunduğu coğrafya birçok açıdan çok önemli. Afganistan'dan NATO'nun çekilecek olması, İran'da Batılı ülkeler arasında yürüyen barış süreci, Hindistan ve Pakistan konusunda ABD dış politikasının değişme ihtimalinin yüksek olması gibi başlıklar, Pakistan'ı bölgede çok daha önemli hale getiriyor. Güney Asya büyük ölçüde rekabetin merkezi olarak şekilleniyor. Hem Ortadoğu hem Güney Asya bağlamında Türkiye-Pakistan ilişkilerinin birbirini tamamlayabileceği çok fazla alan var."

Toplantıya Pakistan'dan, Senato Daimi Komitesi, Savunma ve Savunma Üretimi Başkanı Senatör Mushahid Hussain Sayed, eski Savunma Bakanı Syed Naveed Qamar, Pakistan'ın eski Başbakan Sözcüsü Senatör Farhatullah Babar, Kıdemli Başkan Yardımcısı Senatör Mir Hasil Bizenjo, eski Federal Bakanı Sardar Awais Ahmed Khan Leghari, Pencap Başbakanı Kıdemli Danışmanı Shaista Pervaiz Malik ve eski Meclis Üyesi Faisal Karim Kundi katıldı. - İstanbul