Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, "Vatan söz konusu ise Metin Feyzioğlu'nun uğradığı saldırılar teferruattır. Hiç önemli değil, bunlar. Bize yapılan saldırılar teferruattır diyorum. Bizim varlık sebebimiz hukukun üstünlüğünü sağlamaktır." dedi.
Çeşitli temasları nedeniyle Erzurum'da bulunan Feyzioğlu, Erzurum- Çat kara yolu üzerindeki Bölge Staj Eğitim Merkezi ve Erzurum Barosu Sosyal Tesisleri'nin temel atma törenine katıldı.
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Ünal Bingül, Erzurum Baro Başkanı Talat Göğebakan ve Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çomaklı ile merkezin temelini atan Feyzioğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Metin Feyzioğlu, iki baronun olağan genel kurul istemesine ilişkin, söz konusu bir olağan genel kurulun, mevzuata uygun bir şekilde düzenlenebileceğini söyledi.
Halihazırda sadece 2 baronun olağan genel kurul talebi olduğu yönünde bir açıklamanın basında yer aldığını anımsatan Feyzioğlu, şöyle konuştu:
"Bizim mevzuatımıza göre belirli sayıda baro yönetim kurulumuz eğer talep ederse, görüşürüz. Görüşmekten, konuşmaktan kaçmayız. Öyle bir toplantı olursa, o toplantı vesilesiyle sayıları 50 bini bulan, 5 yıldan kıdemsiz gencecik meslektaşımıza, onlara iş, AŞ bulmaya çalıştığımızı ve bunu için olağanüstü genel kurula davet edildiğimizi anlatırım. Böyle toplantı olursa yılda 250 yeni iş ürettiğimiz için genel kurula davet edildiğimizi anlatırım. Çok iyi olur bizim için ve bizim için hiç bir sakıncası yok. Meslektaşlarımız yaptıklarımızdan haberdar olur. 'Düşünce özgürlüğü sıkıntılı' diyen 82 milyon vatandaşımıza Yargı Reformu Strateji Belgesiyle 'Türkiye'ye budan sonra düşünce özgürlüğü sıkıntılı bir ülke' diyemeyecek. İnşallah bunu dedirtmemek için uğraşıyoruz."
"Bizi nasıl engellemeye çalışıyorlar onları da anlatırım"
Feyzioğlu, stajyer avukatlar için sigortalı çalışma imkanı ve ücretli çalışma sistemini hayata geçirmeye çalıştıklarını belirterek bugüne kadar yaptıklarının tamamını anlatmak için olağan genel kurulun iyi bir fırsat olacağını söyledi.
3600 ek göstergeyi almak üzere olduklarını ifade eden Feyzioğlu, "Şu an 2 baromuzdan olağan kurulla ilgili bir davet olduğu söylendi ve bu, basına yansıdı. On baromuz olduğunda gideriz. Genç meslektaşlar, stajyer avukatlar, gazeteciler ve düşünce özgürlüğü için neler yaptığımızı, tutuklama durumundan rahatsız olan vatandaşlar için neler yaptığımızı, kıdemsiz hakim sorunu ve 2 yıl kıdemli hakimlerin sorunlarını gibi büyük bir sorunu nasıl çözeriz? Bunu çözmek için neler yaptığımızı anlatırım. Küçük parmaklarının küçük tırnakları kadar katkıda bulunmayanlar, bizi nasıl engellemeye çalışıyorlar onları da anlatırım." diye konuştu.
"'Ben vatan söz konusu ise gerisi teferruattır' dedim bunu 'vatan söz konusu ise hukuk teferruattır' diyen, anlayan zihniyete sadece şaşırıyorum." ifadesini kullanan Feyzioğlu, şunları kaydetti:
"Vatan söz konusu ise Metin Feyzioğlu'nun uğradığı saldırılar teferruattır. Hiç önemli değil, bunlar. Bize yapılan saldırılar teferruattır diyorum. Bizim varlık sebebimiz hukukun üstünlüğünü sağlamaktır. Yargı reformu, strateji belgesi buna yarayacak. Hukukun kanunlaşma aşamasındayken tüm ülke buna kilitlenmişken Türkiye'yi başka bir gündemle meşgul etmenin anlamı var mı? Türkiye 125 bin avukatıyla, 79 barosuyla avukatlara çok büyük ferahlama, vatandaşlara çok daha huzur getirecek reformlara kilitlense daha doğru olmaz mı? Ama bazıları anladığım kadarıyla başka bir gelenek içerisinde ama hangi gelenek onu bilemiyorum. Sürekli hayatlarını kurultay, kongre, kurultay, kongre yapmakla geçiriyor. Sürekli kongre yerine, sürekli çalıştığımız için o kısmı atlamışız. Biz 3 ay önce kurultayı yaptık. Bu 3 ayda ne değişti? Yargı reformu hayata geçti, rahatsızlık bundan mıdır?"
"Türkiye Cumhuriyeti düşman devlet midir?"
Feyzioğlu, gündeme taşınan 'tutsak' kelimesinin anlamının farklı olduğunu ve bu söylemde bulunanları meslektaşlarının vicdanına bıraktığını ifade ederek, PKK'nın kendini 40 yıldır savaşan taraf olarak lanse etmeye çalıştığını ve birilerinin de PKK diliyle konuştuğunu belirtti.
'Tutsak gazeteci' tabirinden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Feyzioğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Bir mektup yazdı arkadaşımız. Sizin huzurunuzda soruyorum o mektupta yönetici konumundaki meslektaşımız istiyorsa cevap versin ben ismini telaffuz etmeyeceğim. 'Tutsak gazeteciler' dedi. Tüm Türkiye duysun, 'tutsak gazeteciler sorunu varsa ben toplantıya gelmiyorum' demiştim. Hukukta yabancı devletin esir aldığı insanlar için kullanılır 'tutsak' kelimesi. PKK 40 yıldır kendini savaşan taraf olarak takdim eder. 'Sen tutukladığın militanlara mahkum diyemezsin, 'tutsak diyeceksin' der, yani 'savaş esiri diyeceksin' der. Bir hukukçunun PKK'nın jargonuyla, PKK ağzıyla DHKP-C'nin ağzıyla 'tutsak avukat', 'tutsak gazeteci' demesini ben, 125 bin meslektaşımızın vicdanına bırakıyorum. Bunun muhasebesini o çok kıymetli baromuzun mensuplarına bırakıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti düşman devlet midir, FETÖ, PKK, DHKP-C savaş tarafı mıdır ? Adil yargılamaya ilişkin sorunlar olduğunu söylüyoruz. Adil yargılama sorunları var diyorum ama Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin mahkum ettiği veya tutukladığı kişilere 'tutsak' kelimesini kullanmak, savaşta, savaş esirleri için kullanılan kelimeyi, 125 bin meslektaşımızın ve o kıymetli arkadaşımızın temsil ettiğini iddia ettiği meslektaşlarımızın söyleyecek bir şeyleri vardır. Tutuklu mahkum dersiniz. Savaş hukuku söylemini dediğiniz zaman iş değişir. Herkesin kimin peşinden gittiğini bir daha değerlendirmeye davet ediyorum. Düşmanlık üzerinden siyaset olmaz. Düşmanımın, düşmanı dostumdur anlayışı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin altını oyar."
Son Dakika › Güncel › 'Varlık sebebimiz hukukun üstünlüğünü sağlamaktır' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?