AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, "Biz 'anayasa değişikliği' demiyoruz, 'yeni anayasa' diyoruz. Türkiye'nin anayasayla ilgili sorunu ancak bu anayasa ruhunu teslim ettiği zaman çözülecektir, başka türlü değil" dedi.
Şentop, AK Parti İzmir İl Gençlik Kolları Başkanlığı'nın Hisar Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde düzenlediği "Yeni Türkiye Yeni Anayasa" Konferansında, anayasanın kavram olarak Türkiye'de başından beri doğru anlaşılmadığını, anayasaya aşırı vurgudan dolayı herkesin bütün sorunların çözümünün anayasa ile gerçekleşeceğini düşündüğünü söyledi.
Anayasanın kendisine yüklenen bu anlamı taşıyamaz hale geldiğini, herkesin anayasa ile ilgili yeni bir anayasa yapılsa da sukutuhayale uğrayacağını dile getiren Şentop, şunları kaydetti:
"Anayasa kavramı o kadar yükseltilmiştir ki anlaşılmaz hale gelmiştir. Yeni Türkiye ile yeni anayasa bir madalyonun, madeni paranın iki yüzü gibidir. Yeni Türkiye dediğiniz şey o madeni paranın tura tarafı, yeni anayasa dediğimiz şey de madeni paranın yazı tarafıdır. Yani bir başka ifadeyle bizim siyasette, hukukta, devlet anlayışında, sosyal hayatta ifade ettiğimiz yeni Türkiye'yi somut olarak anlatacak olursak yeni bir Türkiye olarak isimlendirebiliriz. Ama bunu soyut olarak, teorik olarak izah edecek olursak da yeni anayasa diyebiliriz. Yeni anayasa ve yeni Türkiye birisi diğerinin soyut diğeri de öbürünün somut hali olmak üzere aslında aynı kavramlar olarak kullanılabilir."
"Bu CHP çakma"
Cumhuriyet Halk Partisinin 1950 seçimlerinde kaybolduğunu, bugünkü CHP'nin gerçek CHP olmadığını ifade eden Şentop, 1981 yılında Türkiye'de bütün siyasi partilerin kanunen kapatıldığını, tüzel kişilerin hayatının kapatma ya da kapatılmayla sona erdiğini dile getirdi.
CHP de dahil bütün partilerin 1981'de kapatılarak "öldüğünü", 1991'de 10 yıllık boşluktan sonra partinin Deniz Baykal tarafından yeniden kurulduğunu belirten Şentop, "Ölüyü diriltebilme imkanı yok. 10 yıl önce ölen parti aynı isimle yeniden kuruluyor. CHP'liler 'Atatürk'ün kurduğu CHP' diyorlar yalan. 'Deniz Baykal'ın kurduğu CHP' diye söz etmeleri lazım partiden. Bu CHP çakma" diye konuştu.
Seçimle iktidara gelemeyen siyasi düşünceyi seçimi kazanamasa da iktidara getirecek bir formülün bulunduğunu, bunun adının da Türkiye'de "anayasa" olduğunu vurgulayan Şentop, şöyle devam etti:
"Türkiye'de seçimle iktidara gelemeyen bir siyasi düşünceyi seçimi kazanamasa da iktidara getirecek, seçimi kaybetse de iktidarda tutacak bir formül. Anayasaya hangi organı yazarsanız o da anayasal organ olarak millet adına egemenlik yetkisi kullanabilir. Ne münasebet, milletten yetki mi almış, hayır. Nereden alıyor yetkiyi, anayasadan alıyor. Demek ki bu darbe sonrasında 1961'den bu yana bulunan formül bu. 'Madem biz milletten egemenlik yetkisini alamıyoruz, biz de bunu bir katakulliyle milletten değil de anayasadan alalım.' Nasıl, önce milletten anayasaya yetkiyi aktaralım, sonra anayasa üzerinden bu yetkiyi alalım."
"Hüküm bazında baktığımızda anayasanın yüzde 50'sinden fazlası değişti ama Türkiye'de anayasayla ilgili tartışmalar bitmemiştir" diyen Şentop, "Tartışmaların merkezinde halen anayasa vardır. 12 Haziran seçimleri öncesinde yeni anayasa tartışmaları oldu, seçimlerden sonra uzlaşma komisyonu kuruldu, 2 yıl çalışıldı. Bütün partiler 'yeni anayasa yapılmalıdır' dedi ama olmadı" ifadesini kullandı.
"Anayasayı doğru okumak lazım"
Hala anayasanın tartışmaların odağında olduğunu aktaran Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anayasayı doğru okumak lazım. Kül yutmadan okumamız lazım. Anayasa baktığımızda temel hak, hürriyetler var, hukuk devleti, demokrasi... Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde çağdaş anayasalarda olan her şey var zannedersiniz. Anayasanın bir başlangıç kısmı vardır, bu başlangıç kısmı anayasanın metnine dahildir anayasaya göre. Anayasanın 3'üncü, 5'inci, 17'nci maddesi neyse başlangıç kısmı da öyle bir anayasa hükmüdür. Bunu dikkatli okumak lazım. 'Bu anayasadaki temel hak ve hürriyetler, bu anayasadaki demokrasi, bu anayasadaki hukuk devleti' diyor. Anayasa, temel hak hürriyetleri, demokrasiyi, hukuk devletini kendine göre yeniden tanımlamış. Bu anayasadaki değişiklikler yoluyla bunların içeriğini değiştirebilir miyiz diye düşünürsek hata ederiz. Çünkü o uzun başlangıç kısmının sonuna doğru diyor ki orada 'bu anayasa sözüne ve ruhuna sadakatla anlaşılır ve uygulanır.' Anayasanın, kendisine göre anayasanın bir sözü var bir de ruhu var. Sözünü biliyoruz okuduğumuz kelimeler, cümleler bunlar sözü. Ruhu nerede? Problem bu ruhla ilgili. Anayasanın ruhu varsa, bir anayasaya ruh koyuyorsanız bu sefer bu ruhun ne olduğunu söyleyecek bir otoriteye ihtiyaç var. Ruh çağırıcıları... Anayasanın ruh çağırıcısı da Anayasa Mahkemesidir. Anayasa Mahkemesi bu manada anayasadaki işte o ruhun ne olduğunu söylüyor. Bu ruh meselesi çok önemlidir. Çünkü bazı kanunlar mesela anayasanın sözüne değil de ruhuna aykırı olduğu için iptal ediliyor mahkeme tarafından."
"Problem ruhla ilgili"
Merhum Turgut Özal ile Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer'in cumhurbaşkanı adayı olduğu zaman anayasa maddesinin okunduğu gibi anlaşıldığını, Abdullah Gül'ün adaylığında ise o ruhun devreye girdiğini ifade eden Şentop, şunları söyledi:
"367 yorumu işte anayasanın ruhundan çıkıyor. İşte problem ruhla ilgili. Metne baktığınızda metinle ilgili sorun yok. Anayasa metnini, Türkiye'de gerçekten hukuk devleti, demokrasi, insan hakları anlayışına sahip yöneticiler, hakimler, savcılar doğru şekilde uygulayabilir sorun çıkmaz. Ruh devreye girince hükümlerin bir kıymeti kalmıyor. Bunların hepsini yeni baştan yorumlayan anlayış hakim oluyor mahkemelere, Anayasa Mahkemesine filan. Biz 'anayasa değişikliği' demiyoruz, 'yeni anayasa' diyoruz. Türkiye'nin anayasayla ilgili sorunu ancak bu anayasa ruhunu teslim ettiği zaman çözülecektir, başka türlü değil. O ruh cesetten muhtemelen ayrıldı, ayrılmak üzere Türkiye'de ama esasen bunun yerine yeni bir anayasa gerçekten böyle bir ruhu olmayan, hukuk metni halinde anayasa yapmamız gerekiyor."
Bu ruhun devreye girdiği sürece Türkiye'nin anayasayla ilgili sorununun bitmeyeceğine işaret eden Şentop, bu nedenle yeni anayasa dediklerini vurguladı.
AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican, Şentop'a konferans sonrasında, diktirdikleri fidanların sertifikasını verdi. - İzmir
Son Dakika › Güncel › Yeni Türkiye Yeni Anayasa' Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?