YÖK, Üniversitelerde Güvenliği Artırmak İçin Önlem Paketi Hazırlıyor

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Akdeniz Üniversitesi'nde yaşanan silahlı olayların ardından Türkiye genelinde bütün üniversitelerde güvenlik önlemlerini artırmak için bir önlem paketi hazırladıklarını açıkladı. Özcan, üniversiteler ve kolluk güçlerinin sürekli iletişim halinde olacağını ve üniversitelerde kamera sistemlerinin devreye gireceğini söyledi.

Özcan, YÖK Genel Kurulu arasında gazetecilerle birlikte yürüyüş yaparak ve masa tenisi oynayarak stres attı. Özcan, yürüyüş sırasında gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı. YÖK Genel Kurulu'nun bugünkü gündeminde iki vakıf üniversitesi ve bir meslek yüksekokulu açılması meselesi olduğunu anlatan Özcan, onları dinlediklerini, bir tanesinin İstanbul Şehir Üniversitesi, diğerinin de Batı Anadolu Üniversitesi olduğunu söyledi. Üniversitede yaşanan olayların hatırlatılması üzerine Özcan, gündemin çok yoğun olduğunu, üniversitelerde yaşanan olaylarla ilgili yayınladıkları genelgenin gündeme gelebileceğini belirtti. Üniversitelerde yaşanan olaylar için önlem paketi üzerinde çalıştıklarını dile getiren Özcan, "Birazcık olgunlaşsın size vereceğim kopyasını. Şunu yapmaya çalışıyoruz; kolluk güçleriyle üniversite idarecileri arasındaki iletişimi hızlandırmak. Böyle şeyler olduğunda hemen haberdar edip, kolluk güçlerinin olaya müdahale etmelerini sağlamaya çalışacağız. Üniversitelere kamera sistemi koymak istiyoruz. Üniversiteler oto kontrol yapsın bunlarla. Bunların sistematiği olacak" dedi.

"AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMAYACAK" Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve ÜAK Başkan Prof. Dr. Mustafa Akaydın hakkında soruşturma açmayı düşünüp düşünmedikleri yönündeki bir soru üzerine Özcan, "Hayır düşünmüyoruz" cevabını verdi. Akaydın'ın Akdeniz Üniversitesi'nde yaşanan silahlı olaylarda asıl hedefin kendisi olduğu yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine ise YÖK Başkanı Özcan, öyle bir durum olsa bunun herhangi bir yerde de olabileceğini vurguladı.

Üniversitelerdeki kontenjan artırımına da değinen Özcan, bunun Mayıs ayında yapılacağını, en fazlasını almaya çalıştıklarını kaydetti. Kontenjanları vakıf üniversitelerinin kapatacağı yönündeki iddialar üzerine Özcan, "Yok öyle, vakıf üniversitelerinin öğrenci nüfusu payı zaten yüzde 6. Esas kapasite devlet üniversitelerinde, onları arttırmalıyız" diye konuştu. Fakülte olarak ayırım yapamadıklarını kaydeden Özcan, "İlahiyatlar da lazım. Son zamanlarda ilahiyatlar terk edilmiş durumda. O kadar azaltılmış ki, neredeyse öğrenciden çok hoca var. Kaynakların israf edilmesi gibi bir şey. İsraf etmemek lazım" dedi.

Fakülte sayısının artıp artmayacağı yönündeki bir soru üzerine Yusuf Özcan, "İlahiyatlar var mesela, iktisadi idari bilimler fakültesi var, hala onun çalışmasını yapıyoruz. Bir data base oluşturuyoruz. 2.5 milyon öğrenci var. 98 bin öğretim görevlisini içine alan ana bilim dalı kontenjan artırımını bir temele dayandıracağız" şeklinde konuştu.

"ÖĞRENCİ AFFI EĞİTİM SİSTEMİ İÇİN İYİ BİR ŞEY DEĞİLDİR" Özcan, öğrenci affının gündemlerine gelip gelmeyeceği yönündeki soru üzerine, "Ben öğrenci affını hiç sevmem, çok da teşvik etmem. Eğitim sistemi içinde iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum. Her ne kadar muzdarip insanlar varsa, onlara da çözüm bulmak gerekir ama af iyi bir yol değil" dedi.

Affın kolay bir yol olduğunu belirten Özcan, buna herkesin başvurduğunu, ama çok hayırlı bir yol olmadığını dile getirdi. Doğudaki rektörlerle bir araya geldiği hatırlatılarak, kendisine aktardıkları sorunların ne olduğu yönündeki bir soru üzerine Özcan, personel, idari, akademik ve maddi durumların sıkıntıların başında geldiğini söyledi. Özcan, üniversitelerin güvenlik kaygılarının olup olmadığı sorusuna da, bu konuda kendisine çok fazla şey bahsedilmediği yanıtını verdi. Celal Şengör'le ilgili son durumun hatırlatılması üzerine Özcan, "Ayın 8'izinde görüşmüşler, bize söylemiyorlar. Biz de sormuyoruz. Kendi haliyle devam ediyor. Bozmamak lazım" diye konuştu.

24-25 dekan ataması yapacaklarını bildiren Özcan, rektörleri değişecek olan üniversitelerde ise dekan atamalarını rektör seçiminden sonraya bırakacaklarını ifade etti.

"KATSAYI 2009 YILINA YETİŞECEK" Meslek liseleriyle ilgili çalışmalara da değinen Özcan, bu konudaki çalışmalarının gayet iyi gittiğini, meslek yüksek okullarının statüsünü arttırmak için ellerinden geleni yaptıklarını vurguladı. Teknik okulların durumu üzerinde de çalıştıklarına işaret eden Özcan, "Avrupa'da olan teknolojik fakültelere çevirmek istiyoruz. Bu ikisi yapılırsa Türkiye'nin ihtiyacı olan insan gücü çok rahat karşılanabilecek" dedi.

"Meslek liselerinin ÖSS'ye girişte mağdur olduklarına yönelik konuşmalar dile getiriliyor. Katsayıyla ilgili bir değişiklik öngörülüyor mu?" şeklindeki soruya ise Özcan, onunla ilgili bir komisyon kurdukları ve o komisyonun çalıştığı yanıtını verdi. Özcan, katsayı üzerinde de çalıştıklarını belirterek, söz verdikleri için katsayının 2009 yılına yetiştirileceğini vurguladı. Başörtüsünün ÖSS kılavuzuna girip girmeyeceğinin sorulması üzerine Özcan, "Buna cevap vermiyorum biliyorsunuz" dedi.

İtalyan sanatçının öldürülmesinin hatırlatılması üzerine YÖK Başkanı Özcan, toplumsal suçluluğu kendisinin hissettiğini, yabancılara karşı değişik bakıldığını ifade etti. TCK'nın 301. maddesinde yapılacak olan değişiklikle ilgili sorular üzerine ise Özcan, siyasi konulara girmek istemediğini ifade etti.

"YÜRÜTME KURULU ASLAN GİBİ ÇALIŞIYOR" Yürütme Kurulu'nun çalışmalarına da değinen Özcan, "Yürütme Kurulumuz aslan gibi çalışıyor. Her çarşamba 14.00'de toplanıyorlar. Seçim yapacağız bugün. Kalan bir Atilla ve İsa var, biz Atilla Eriş'i seçeceğiz. Harf sırasına göre gidiyoruz. Mevzuat komisyonu, denklik komisyonu, bunlar gündemimizde rutin konular artık" dedi.

Atama kriterleri üzerinde hala uğraştıklarını belirten Özcan, çalışmaların devam ettiğini, bitmesi için az bir süre kaldığını söyledi. Kontenjanlara da değinen Özcan, Mayıs ayında bu konuyla ilgili çalışmaların yapılacağını ve bölüm açmalarının olacağını belirtti. Hiçbir ayrım yapmadan bütün kontenjanları artıracaklarını kaydeden Özcan, dekan atamaları için de yeni atanacak rektörlerden yeni dekan listesi isteyeceklerini söyledi.

Rektör seçim takvimini ne zaman belirleyeceklerinin sorulması üzerine Özcan, Haziran ayında yapacaklarını ve sınav tarihlerine özen göstereceklerini belirtti.

"ÖSS'DE İNGİLİZ MODELİNİ BEĞENİYORUM" Özcan, ÖSS değişikliğinin sorulması üzerine, "Bir grup arkadaş üzerinde çalışıyor. İngiliz modeli güzel bir model. Ben de beğeniyorum. İnsanların 5-6 konudan imtihana girmesi, oradan aldıkları 3 alanda puanla üniversiteye müracaat ekmesi hoş bir şey. Çocuklara o kadar hamallık ettirmek değmez gibi geliyor. 3 saat içinde kaderlerini belirlemek doğru değil" cevabını verdi.

Çalışmaların ÖSS'den sonra mı olacağının sorulması üzerine Özcan, "O zamana kadar bir şeyler yapmak zorundayız. Çalışmalar hızlı gidiyor" dedi. Dicle Üniversitesi'nde öğrencilerin üniversitede güvenlik olmadığı gerekçesiyle açlık grevi başlattığı yönündeki iddialar üzerine ise Özcan, bu konuda bir bilgisinin olmadığını ve böyle bir açlık grevini ilk defa duyduğunu söyledi.

Lojmana taşınıp taşınmadığının sorulması üzerine Özcan, lojmanın henüz boşalmadığını, ancak bu ayın sonunda boşalacağını ve taşınacağını söyledi. Üniversitelerdeki güvenlik tedbirleri için neler yapılabileceğinin sorulması üzerine Özcan, "İkisinin arasındaki kolluk kuvvetleriyle üniversite arasındaki ilişkiyi güçlendirebiliriz. Başka ne yapabiliriz ki? Üniversitenin içerisinde giriş kapısında turnike türü şeyler, makineler insanların üzerini arayan, kameralar koydurabiliriz. Bunların yapılmasını tavsiye ederiz" dedi.

DTCF'DEKİ KAVGALAR Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi'ndeki kavga olaylarının hatırlatılması üzerine Özcan, "Bir yere 5 bin öğrenciyi sokarsan öyle olur. Orada ciddi bir yer sorunu var. Bir kısmını başka bir yere naklettireceksiniz bölümlerin. Ben o okuldan mezunum. Öyle kalabalık bir yerde ne yaparsanız yapın birbirlerine girerler, o yüzden orada daha az öğrenci barındırmak hayırlı gibi geliyor. Bir de çocuklarla konuşmak lazım. Türkiye'de çok yapılan bir şey değil. Her iki grubun liderleriyle konuşmak lazım. Terapi gibi. Paketimizin içinde böyle şeyler de var. Öğrencilerin aileleriyle bile ilişkiye girip diyalog kurmak, olayları proaktif olmadan önlemek gibi. Tek boyutlu düşünmüyoruz" şeklinde konuştu.

Öğrencilik yıllarında hiç kavga edip etmediğinin sorulması üzerine Özcan, "Bulaşık yıkıyordum, hayatımızı kazanıyorduk. Öyle işlere vakit yoktu, lüksümüz yoktu" dedi.

(DUY-CC-CC-Y)