Aşk İlişkilerimizi 0-7 Yaş Dönemi Belirliyor" - Son Dakika
Genel

Aşk İlişkilerimizi 0-7 Yaş Dönemi Belirliyor"

"Aşk ilişkilerimizi 0-7 yaş dönemi belirliyor"İSTANBUL - İSTANBUL İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi tarafından düzenlenen ve Uzman Psikolog Gülşah Pınaroğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı 'Aşk İlişkilerinde Kimsin?

31.03.2017 12:59
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

"Aşk ilişkilerimizi 0-7 yaş dönemi belirliyor"

İSTANBUL - İSTANBUL İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi tarafından düzenlenen ve Uzman Psikolog Gülşah Pınaroğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı 'Aşk İlişkilerinde Kimsin? Kişilik Özelliklerinin Aşk İlişkilerine Yansıması" başlıklı seminer İKBU öğrencilerinin büyük ilgi ve katılımıyla gerçekleştirildi.

Öğrencilerin kişilik özellikleri ve ilişkiler arasındaki bağı kurmalarını ve ilişkilerde kendilerini tanıyarak yol haritası çizmelerini hedefleyen etkinlikte, Uzman Psikolog Gülşah Pınaroğlu ve öğrenciler arasında sohbet havasında bir seminer gerçekleştirildi. Seminerde aşkın tanımından, ayrılık acısına, ilişkiyi yaşama biçimlerine kadar birçok konu masaya yatırıldı.

"0-7 yaş döneminde annemizle kurduğumuz ilişki, ilişkilerimizde yaşayacaklarımızı belirliyor"

İlişkilerimizdeki tutumlarımızın çok büyük bir kısmını erken yaşta yaşadıklarımızın belirlediğine dikkat çeken Uzman Psikolog ve Psikoterapist Gülşah Pınaroğlu; "Kişilik özelliklerimiz ilişkilerimizi nasıl yaşadığımızı ve olayları nasıl algıladığımızı belirleyen bir unsurdur. Herkes tarafından bilindiği gibi 0-7 yaş grubunda, kişiliğimizin %80'i oluşuyor. 0-7 yaş döneminde annemizle-babamızla kurduğumuz ilişki, bizim yetişkinlikte yaşayacaklarımızı belirleyen, hayatımızda nelerin olup neleri olmayacağına karar veren bir sistemi oluşturuyor diyebiliriz. Her birimizin bir kişilik özelliği var ve bu özellikler 0-7 yaş grubunda anne babamızla kurduğumuz ilişki, sosyal ve kültürel çevremiz ile kurduğumuz ilişki ve aldığımız örf adetlerden oluşuyor. Psikolojide kişilikler sınıflandırılıyor. Sınıflandırmanın amacı daha kolay tanım yapılabilmesi. Amaç etiketlemek değil sadece kolay tanımlar yapılabilmesi ve kişileri özelliklerine göre ayırarak daha kolay müdahale edilebilmesidir. Çeşitli kişilik özellikleri var. Örneğin; obsesif, borderline, narsisistik, histerik ve histrionik kişilik özellikleri bunlardan bir kısmı. Her birimizde bunlardan birer parça bulunuyor. Beş temel kişilik özelliği var ve biz bu kişilik özellikleri üzerinden ilişkimizi, aşkımızı yaşıyoruz ve sergiliyoruz. Her kişilik her insan kendine özgüdür. İlişkiyi yaşayış biçimleri de onların kişilik özellikleriyle belirlenir. Örneğin narsistik kişilik özellikleri taşıyan biriyle borderline kişilik özellikleri taşıyan birinin aşk yaşayışı birbirinden farklıdır" ifadeleri kullandı.

"Psikoterapi insanların sosyal hayatta yaşadıkları problemleri çözebilmek ve onarabilmek adına vardır"

İlişkilerde kişilik özelliğine dönüştürdüğümüz çocukluk öğretilerimizin değiştirilebileceğini zamanla daha uyumlu hale gelinebileceğini ifade eden Gülşah Pınaroğlu ; "Kişilik özelliklerimizde ki aksaklıkları onarmak mümkündür. Sevgi öğrenilebilen bir şeydir. Çocukluğumuzda sevgiyi öğrenmemiş olabiliriz. Annemizden babamızdan o sevgiyi istediğimiz şekilde alamamış olabiliriz. Tamamlanmamış olabilir. Aşk zaten tamamlanma arzusudur. Biz tamamlandığımız kişilerle birlikteliğimizi sürdürürüz, fakat bu ilişkilerde problem oluyorsa psikoterapi bu durumlar için vardır. Psikoterapi insanların sosyal hayatta yaşadıkları problemleri çözebilmek ve onarabilmek adına vardır. Problemlerin kendiliğinden çözümü bazen gerçekten zor olabiliyor. Bazen de insanlar karşılarına çıkan iyi bir insanla da kendilerini onarabiliyor" dedi.

"Ben hep aynı kişiyi buluyorum diyenler psikoterapi yardımı almalı"

Psikoterapi yardımıyla psikiyatrik tedavilerin ayrıma değinen Gülşah Pınaroğlu; "Yaşadığımız ilişki problemleri, bizim işlevselliğimizi bozacak derecede ise işimizde gücümüzde, yememizde içmemizde uykumuzda ciddi problemler meydana getiriyorsa psikiyatrik bir destek alınmalı. Psikoterapi bu kısımdaki kişilere değil daha işlevselliğini sürdürebilen, özel hayatında ufak tefek problemler yaşayan örneğin 'ben hep aynı kişiyi buluyorum' diye yakınan danışanlara yardımcı olabilir. Danışanlar bilir ki aynı kişiyi bulduklarında hep tekrar eden bir durum vardır ve aynı çatışmaları, problemleri yaşar. Bunu çözmek adına psikoterapiye gelebilirler" dedi.

"İlişkiler konusu öğrencilerin en çok destek aldığı konuların başında geliyor"

Üniversite olarak psikolojik destek çalışmalarına hassasiyet gösterdiklerini ve öğrencilerin sıklıkla danıştıkları konulara eğilerek etkinlikler düzenlediklerini ifade eden İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Psikolojik Destek Biriminden Klinik Psikolog Elif Tuğçe Çolakoğlu; "İlişkiler konusu öğrencilerin en çok destek aldığı konuların başında geliyor. Bunun dışında özgüven problemi, sosyal fobi, sınav kaygısı olabiliyor ancak daha yoğun olarak ilişki problemleriyle ilgili başvurular ile karşılaşıyoruz. Bu sebeple bu konuyla ilgili bir konferans düzenlemeyi tercih ettik. Üniversite yılları öğrencilerimizin ergenlikten çıkıp, genç yetişkinliğe geçtikleri dönem. Hem kendilerini tanıdıkları, hem karşılarındaki bireyleri tanımaya, anlamaya çalıştıkları bir dönem. Bu dönemde zaman zaman zorlanmalar, bocalamalar yaşayabiliyorlar. Bu zorlanmalar romantik ilişkilerde olabildiği gibi, anne baba ilişkileri, arkadaşlık ilişkilerinde de olabiliyor. Bu süreçte hem kendilerini tanımaları ve farkındalık kazanmaları adına, hem de karşılarındaki bireye kendilerini nasıl aktardıkları ve nasıl geri bildirimler aldıklarını fark etmeleri adına bu konferansı düzenledik" şeklinde konuştu.

"Üniversitemizde öğrencilerimiz sorunlar üzerine konuşabilme fırsatı elde ediyor"

Elif Tuğçe Çolakoğlu psikolojik desteğin özellikle öğrencilerin eğitim ve eğitim sonrası dönemlerinde sağlıklı adımlar atabilmesi için çok önemli olduğunu vurgulayarak; "Başkalarıyla paylaşmakta zorlandıkları konuları burada paylaşabiliyor olmaları öğrencilerimize iyi geliyor. Sorunları sesli olarak dile getirebiliyor olmak onlar için iyi bir adım oluyor. Sorunları sorguladıkça farkındalık kazanmaları, kendi duygularını ve düşüncelerini fark etmeleri, geçmişten gelen birtakım öğretiler ve alışkanlıklar nasıl benliğimize yerleşti, nasıl neden-sonuç ilişkileri kuruldu ve bunlar onların ilişkilerinde nasıl ortaya çıkıyor, hayata dair oluşturdukları kurallar onları nasıl etkiliyor, danışmanlık sürecinde bunlara dair farkındalık kazanıyorlar. Zaten kendilerini tanımaya başladıkça, karşılarındaki insanı daha iyi anlamaya başlıyorlar. Gelişimsel dönemleri itibariyle de, psikolojik danışmanlık ile yararlı bir destek sağladığımızı düşünüyorum. Burada bu hizmetin hem ücretsiz olması, hem çok kolay ulaşılabilir olması öğrenciler için büyük bir imkan. Gelişim sürecinde benliğin oluştuğu, karakter özelliklerinin oturmaya başladığı bir dönemde böyle bir destek almaları tabi ki ileriye dönük kişilik gelişiminin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini sağlıyor" ifadelerini kullandı.

Aşk İlişkilerimizi 0-7 Yaş Dönemi Belirliyor"
Kaynak: İHA

Son Dakika Genel Aşk İlişkilerimizi 0-7 Yaş Dönemi Belirliyor' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement