Darbecilerin Uçak Sesi Müşteki Yaptı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, darbeci askerler tarafından Taksim Meydanı'nın kontrol altına alınmaya çalışılması ve bu sırada çıkan olaylarda 39 kişinin yaralanmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, uçakların sesinden etkilenerek düşen iki kişi yaralandıkları, bir kişi de aracına bazı şüphelilerin bulunduğu askeri araçlar tarafından zarar verildiği gerekçesiyle müşteki olarak yer aldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Orhan Aydın tarafından hazırlanan iddianamede, Taksim Meydanı'nda gelişen olaylar sırasında, Cumhuriyet Anıtı'nın çevresine ve meydana konuşlanan rütbeli askerler, er ve erbaşların uzun namlulu silahlarla ateş etmeleri sonucu vatandaşların yaralandığı belirtildi.

İddianamede, kim olduğu belirlenemeyen bazı şüphelilerin, etkili mesafeden ateş ederek birçok mağduru öldürmeye çalıştığı ve yaraladığı anlatıldı.

Bazı şüphelilerin içinde bulunduğu askeri araçların, yolun kapalı olması nedeniyle Beşiktaş'ta bekleyen müşteki Recep Kuşçul'un 34 NF 5153 plakalı aracına çarparak zarar verdikleri dile getirilen iddianamede, Kağıthane'de oturan müşteki Süleyman Zeren'in de 15 Temmuz gecesi evinin üstünden geçen uçakların sesinden etkilenerek düşmesi sonucu yaralandığı ifade edildi.

İddianamede, müşteki polis memuru Murat Karakeçiden'in de görev yaptığı polis merkezinin önünde alçak uçuş yapan uçakların sesinden etkilenerek düşmesi üzerine yaralandığı kaydedildi.

"Bilerek ateş açıldı"

İddianamede, tüm şüphelilerin darbe kalkışmasına bilerek ve isteyerek iştirak ettikleri hususunda kuvvetli suç şüphesi bulunduğu vurgulandı.

Somut olay değerlendirildiğinde, aralarında birlikte suç işleme kararı bulunan ve Hasdal Kışlası'nda 6. Alayda görev yapan rütbeliler, er ve erbaşlar ve onlarla beraber hareket eden kurmay subaylar ile takviye amaçlı gelen askerlerin, Taksim Meydanı'nda Cumhuriyet Anıtı çevresinde kontrolü sağlamaya çalıştıkları belirtildi.

Askerlerin, meydanda toplanan sivil vatandaşlar, dosyada yer alan bazı mağdurlar ve kolluk kuvvetlerinin "bu eylemlerin hukuksuzluğuna ve askerin kışlaya dönmesine yönelik" uyarılarını dikkate almadıkları dile getirilen iddianamede, olayın başından sonuna kadar bölgeden ayrılmayan askerlerin etkili mesafeden ölüm veya yaralanma sonucunun kaçınılmaz olduğunu bile bile sivillere ve kolluk görevlilerinin üzerine ateş ettikleri anlatıldı.

İddianamede, Taksim'e takviye amacıyla gecenin ilerleyen saatlerinde görevlendirilen askeri grup içerisinde yer alan bazı şüphelilerin de halkın tepkisi üzerine Taksim'e gidemeyerek Beşiktaş'taki lojmanlara girmek zorunda kaldıkları anlatıldı.

"Sıkı yönetim ilan edileceğini biliyorlardı"

İddianamede, şüpheliler arasında yer alan Harp Akademisi Komutanlığından gelen öğrenci subaylar ve öğretim elemanı subayların bizzat geceleyin gerçekleşecek darbe kalkışması olayından haberdar oldukları, daha gündüz saatlerinden itibaren sıkı yönetim ilan edileceğini bildikleri, gidecekleri yerlerde ne şekilde hareket tarzını sergileyeceklerini belirledikleri kaydedildi.

Dosyada yer alan öğrenci subay olan şüpheliler Günay Kaya, Ertuğrul Çelik, Birhan Şahan, Mustafa Karademir'in olay yerine gitmeden önce her şeyden haberdar oldukları ve örgütün talimatları doğrultusunda hareket ettikleri, olay mahallinde bizzat yönetimi devraldıkları, oradaki vatandaşlara yönelik eylemlerinin diğer şüphelilere göre daha sert olduğu dile getirilen iddianamede, tüm bunların bu şüphelilerin FETÖ/PDY üyesi oldukları sonucunu doğurduğu vurgulandı.