Deniz Feneri Davasının Görevden Alınan Savcıları Yargıtay'da Hakim Karşısına Çıktı

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Yargıtay'da görülen Deniz Feneri davasının savcılarının yargılandığı davanın, olayın iktidar odaklarına ulaşmasını önlemek için yapılmış bir müdahale olduğunu savunarak, "Bu yargılama ve duruşma sürecinde buna ilişkin hiçbir kuşku kalmadığını düşünüyorum" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmayı yürütürken görevden alınan Cumhuriyet Savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz'ün yargılandığı duruşmadaki 1 saatlik arada açıklamalarda bulundu. Tarhan, yaptığı açıklamada, bu davanın iktidar odaklarına ulaşmasını önlemek için yapılmış bir müdahale olduğunun bilindiğini savunarak, "Bu yargılama ve duruşma sürecinde de buna ilişkin hiçbir kuşku kalmadığını düşünüyorum" dedi.

Duruşmada aldığı notlara baktığında savunmada bazı şeylere işaret edildiğini kaydeden Tarhan, bunların enteresan olduğunu söyledi. Tarhan, "Zekat, fitre ve yardım paralarının mal edilmede (hovardalıkta kullanılmasından) söz edildi. Dinsel duyguların istismar edilmesinde söz edildi. Bunlar zaten bizim malumumuzdu. 'Malumun ilanıdır' diye düşünüyorum" diye konuştu.

Tarhan, "Bununla mücadele eden ve görevini yapan savcıların ellerinden dosyaların alınması ve Türkiye'de gerçek faillerine bakın, ulaşılmasını engellemek için yapılmış çok ağır bir müdahaledir. HSYK tarafından yapılmış tarafından yapılmış müdahaledir" dedi. Tarhan, davanın sahte olduğunun altının bugün bir kez daha çizilmiş olduğunu savundu.

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ise, cumhuriyet savcılarından memur gibi davranmalarının istendiğini bildirerek, "Yolsuzluğu soruşturan cumhuriyet savcıları burada sanıktı. Yolsuzluk yaptıkları hakkında zekat ve fitre paralarıyla hovardalık yaptıkları hakkında bilgiler bulunan iddialar bulunan şüpheliler burada yoktu. Avukatları vardı, aslında AK Parti hükümetinin Türkiye'de oluşturmak istediği deniz feneri adaletinin fotoğrafını görecektiniz" dedi.

Yargılanan cumhuriyet savcıları savunmalarını yaptı. Soruşturmayı yürütürken görevden alınan Cumhuriyet Savcısı Yaren, duruşmada yaptığı savunmasında, "Konu zekat, fitre ve hangi paralarının hovardalıkta kullanılması. Bu insanlar paraları almış, kendi zimmetine geçirmiş, dini duyguları kullanmış ve dolandırıcılık yapmışlar. Dava niçin 2 yıl 2 ay bekledi, ne beklendi? Savcılar tutuklanmış ve daha sonra zekat ve fitre paralarının aktarıldığı kanala (bir televizyon kanalı) çıkmış, daha sonra da dava

açılıyor" dedi.

Tamöz ise, kendisine itham edilen suçları işlemediğini belirterek, beraatine karar verilmesini istediğini belirtti.

YARSAV Başkanı Murat Arslan, dikkat edilmesi gereken şeyin, ana davadaki Deniz Feneri sanıklarının yargılanması henüz başlamadan bu davayı usulüne uygun yürüten savcıların yargılanmasına başlanmasının olduğunu söyledi. Gelinen sürecin izlendiğinden yargıya müdahalenin en somut örneklerinden birisiyle karşı karşıya olunduğunu anlatan Arslan, "Bu davayla hakim ve savcı güvencesinin tabutuna bir çivi daha çakılmıştır" dedi.

Ankara Barosu'ndan Avukat Erol Aras da, "Sanıklar yapmış oldukları savunmalara eklemiş oldukları delillerle de haklarındaki iddiaları salonda çürüttüler" dedi.

Türkiye'de bu soruşturmanın neden bu kişilere yönlendirildiğinin bugünkü duruşmada açıkça ortaya çıktığını anlatan Aras, üç savcının Deniz Feneri soruşturmasının dışına çekildiğini belirtti. - ANKARA