Dha Yurt Bülteni-7

1)BAKAN YARDIMCISI SAFRAN: EĞİTİMDE REFORM ZOR İŞ

MİLLİ Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran, "Eğitimde reform yapmak zor iş. Eğitimde reform, gemiyi açık denizde onarmak gibi bir şey. Hayatı durduramıyor, okulları kapatamıyorsunuz, eğitime ara verelim diyemiyorsunuz. Gemi yol alırken bu değişikliği yapmak zorundasınız. Çok büyük radikal değişiklikler, paradigma değişikliği yapmak istiyoruz ama gemi yol alıyor" dedi. Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ve Türk Eğitim Derneği işbirliğinde 'Yeni Öğretmenler Yeni Başlangıçlar' adlı projesi kapsamında mesleğe yeni adım atmış kadın köy öğretmenlerine yönelik çalıştay, Antalya IC Otel Belek'te yapıldı. Kadın köy öğretmenlerinin bulundukları bölgeye adaptasyonunu sağlamak, meslektaşlarının gerisinde kalmasını engellemek ve bulundukları köylerde rol model olmalarına yardım sağlamak amacıyla düzenlenen çalıştaya, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran, Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, Zurich Sigorta Genel Müdür Baş Yardımcısı Esra Bozkurt katıldı. Projenin ilk toplantısına 55 öğretmen katıldı. Açılış konuşmasını yapan TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, öğretmenlerin yetkinliklerini artırıp, çalışma koşullarını iyileştirip, sorununu tanıyacak şekilde çalışılırsa, ülkenin kalabalık genç nüfusunun risk olmaktan çıkıp, fırsata dönüşeceğini söyledi. Sanayi toplumundan kaynaklı köylerden şehre göç yapıldığı dönemlerden bahseden Pehlivanoğlu, "Eskiden köylerde öğretmenler rol modeldi, bilirkişiydi. Bugün de bunu yapmaya çalışacağız. İçinde bulunduğunuz koşullar kolay değil. Bu projeyle sizin öğretmen yetkinliğinizi yukarı taşımayı, psikolojik destek vermeyi, sizin köyde öncü olduğunuz evlatlarınız ve köydeki kadınlar için yol gösterici olmanızı istiyoruz. 5 yılda projeyle 1000 öğretmene ulaşmak çok önemli bir rakam. Bunu gerçekleştirirsek köye geri dönüşü sağlamaya çalıştığımız bu günlerde köyün kıymetli, değerli öğretmeninin de köyde en önde olan kişi olmasını sağlayabiliriz" diye konuştu.

Projeyle kadın öğretmenlerin görev yerlerindeki zorlukları, ihtiyaçları belirleyeceklerini anlatan Pehlivanoğlu, "Önemli olan sizin profesyonel yaşamınızın başlangıcınızda yetkinliğinizi artırmak ve sizin orada yaşayabileceğiniz sorunlara engel olmaktır. Bu ülke güçlü, atalarına layık olacaksa bu sizlerin sayesinde olacak. Sakın yılmayın, çalışmayanlardan etkilenmeyin. Maalesef bu milletin evlatlarını emanet ettiğimiz sistem ideal noktada çalışmıyor. Biz iyi öğretmenler yetkin müdürlerle dengeleri değiştirebiliriz" dedi.

'KADIN ÖĞRETMENLER DAHA FEDAKAR'

Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran ise kadın öğretmenlere çok güvendiklerini söyledi. Türkiye'deki kadın eğitimci ve öğretmen sayısının Avrupa Birliği ortalamalarının üzerinde olduğunu vurgulayan Safran, kadın öğretmenlerin görevlerinde daha fedakar davrandığını söyledi. Kadın öğretmenlerin annelik içgüdüsü gibi nedenlerden öğrencilere şefkatle yaklaştığını anlatan Safran, bu güçlü bağın öğrencilerin başarısına çok yansıdığını belirtti.

Bakanlık tarafından ilk öğretmen tayinlerinin genelde doğu ve güneydoğu bölgelerine yapıldığından bahseden Safran, "Ekonomik ve sosyal kültürel olarak dezavantajlı bölgeye gitme şansı çok fazla kadın öğretmenlerimizin. Projenin önemi burada başlıyor. Bizim kadın öğretmenler konusunda çok acı tecrübelerimiz var. Bu dezavantajlı bölgelerde belki de üniversitelerde verdiğimiz yetersiz öğretmen eğitiminden dolayı birçok arkadaşımızı maalesef acı hatıralarla anmak zorunda kaldık. Sizi hayata, eğitime bağlayan olduğunuz yörelerde örnek insan, rol model olmanızı sağlaması bakımından çok önemli" diye konuştu.

'EĞİTİMDE REFORM GEMİYİ AÇIK DENİZDE ONARMAK GİBİ'

Eğitimde reform yapmanın zorluğunu anlatan Safran, şunları söyledi:

"Eğitimde reform yapmak zor iş. Eğitimde reform yapmak gemiyi açık denizde onarmak gibi bir şey. Hayatı durduramıyor, okulları kapatamıyorsunuz, eğitime ara verelim diyemiyorsunuz. Gemi yol almış, gemi yol alırken bu değişikliği yapmak zorundasınız. Milli Eğitim Bakanlığı'nın işi burada zorlaşıyor, güçleşiyor. Biz gerçekten çok büyük radikal değişiklikler, paradigma değişikliği yapmak istiyoruz ama gemi yol alıyor. Onu batırmama ve yol almasını sağlayarak istediğimiz limana ulaştırmak için mecburen açıkta onarmak istiyoruz. Bu bakımdan eğitim reformları güç oluyor."

Çalıştaya katılan kadın öğretmenlerden Fatma Korkmaz, proje kapsamında köylerde yaşadıkları zorlukları paylaşıp, ortak çözümler üretmeyi hedeflediklerini söyledi. Meslektaşlarıyla deneyimlerini paylaşarak öğretmenlik mesleğini en iyi şekilde yapmayı istediğini anlatan Korkmaz, ülkeye faydalı öğretmen olmayı hayal ettiğini söyledi.

Öğretmenlerden Sena Kından ise projeyle daha iyi koşullarda görev yapmayı istediğini dile getirdi. Köyde çalışmanın zorluklarını anlatan Kından, "Çoğu zaman malzeme, materyal bulamıyorsunuz. Çoğu zaman bilgisayarınız bile olmuyor. Merkezdeki öğretmenler bu imkanları çok rahat kullanabiliyor. Biz sürekli evde kendi vaktimizde materyal hazırlamak zorunda kalıyoruz. Kendimize ayıracağımız vakti okul için çalışarak harcıyoruz. Bu tabi ki kötü bir şey değil ama zamanımızdan gidiyor. Öğrencilere bilgisayar projeksiyonla anlatım yapmak daha iyi olur" diye konuştu. Siirt'te bir köy okulunda görev yapan Özden Dolmuş, projeyle eğitim ve öğretimi kolaylaştırmasını, çocukların öğrenimini kolaylaştıracak materyale ulaşımı, okullardaki olanakların iyileştirilmesini istediklerini belirtti. Gülçin Çokyiğit de 15 haneli küçük bir köyde birleştirilmiş sınıflarda öğretmenlik yaptığını anlattı. Projeye dahil olmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Çokyiğit, "Yaşadığımız yer çok küçük, şartlarımız çok zorlayıcı. Mümkün olduğunca okulun fiziki yetersizliklerinin giderilmesi, eğitimin daha kaliteli yürüyebilmesi için kitap, materyal desteği sağlanmasını istiyoruz. Biz de gerçekten çocuklar için faydalı olabilelim" dedi.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu"nun konuşması

Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran"ın konuşması

Toplu Fotoğraf çekiminden görüntü

Röp1: Sena Kından

-Röp2: Özden Dolmuş ve Gülçin Çokyiğit

Salondan detay görüntü

838MB//7.39

Haber: Tolga YILDIRIM- Kamera: Aslı DURAN/ANTALYA,

================================================

2)KARABÜK İL SAĞLIK MÜDÜRÜ KAZADA YARALANDI

KARABÜK İl Sağlık Müdürü Ahmet Sarı'nın bulunduğu makam otomobilene, arkadan gelen yolcu minibüsü çarptı. Kazada başını çarpması sonucu yaralanan Sarı, ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Kaza, 10.00 sıralarında Karabük Valiliği önündeki Atatürk Bulvarı'nda meydana geldi. Karabük yönüne giden Mehmet Bahadır S.(26), idaresindeki 78 M 6074 plakalı yolcu minibüsü, Karabük İl Sağlık Müdürü Ahmet Sarı'nın içerisinde bulunduğu Ali Orhan(49) idaresindeki 78 BP 085 plakalı makam otomobiline arkadan çarptı. Kazada başını çarpması sonucu hafif yaralanan Ahmet Sarı, olay yerine gelen sağlık ekiplerince ambulansa konularak Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.

Yolcular başka araçlarla gidecekleri yerlere ulaşmaya çalıştı. Kaza yerinde inceleme yapan polis ekipleri yolcu minibüsünün 23 metre fren izini tespit etti. Mehmet Bahadır S., ifadesi alınmak üzere karakola götürülürken hasar oluşan araçlar çekiciye konularak yoldan kaldırıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Kaza yapan araçlar

-Polisin incelemeleri

-Minibüsün kaldırılması

-Minibüs sürücüsü Dosya adı: krbmudur Süre: (01.36) Boyutu: (213 MB.)

Haber-Kamera: Bülent DİKTEPE/KARABÜK,

================================================

3)ECEM'İN SIRLARI GÜNLÜĞÜYLE ORTAYA ÇIKTI

KOCAELİ'nin Gölcük ilçesinde, 17 yaşındaki Ecem Balcı'nın öldürülmesiyle ilgili görülen davada günlüğüne yazdıkları şok etti. Ecem Balcı'nın eniştesinin kendisini taciz ettiği, intihar etmek istediğini yazdığı günlüğü okundu.

Gölcük'te yaşayan Ecem Balcı, 5 Ocak günü kayboldu. Kızının kaybolmasının ardından Esra Ercömert, 14 Ocak günü Kandıra'nın Kaltalkayası mevkiinde kayalıklardan denize atlayarak, yaşamına son verdi. Anne Esra Ercömert'in cesedi, denizde 2 gün süren aramalar sonucunda bulunarak, toprağa verildi. Annesinin intiharı üzerine de ortaya çıkmayan genç kızın izini süren polis, Ecem Balcı'nın en son annesinin erkek arkadaşı Süleyman Kara ile görüştüğünü belirledi. Cep telefonu kayıtları incelendiğinde de Ecem'in, erkek arkadaşına, Süleyman Kara'nın define bulduğunu, çok zengin olduklarını söylediği mesajlar bulundu. Süleyman Kara'nın, Ecem Balcı'nın kaybolmasından sonra 'Tarihi eser kaçakçılığı' suçundan tutuklanarak, cezaevine konulduğu ortaya çıktı. Cezaevinde ifadesi alınan Süleyman Kara, Ecem Balcı'yı öldürdüğünü itiraf ederek, cesedi gömdüğü yeri gösterdi. 15 Şubat gecesi Gölcük'ün Ayvazpınar köyündeki ormanlık alanda yapılan kazıda Ecem Balcı'nın cesedi bulundu. Süleyman Kara ilk duruşmada ise suçlamaları kabul etmedi.

Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan dava bugün görülmeye devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık Süleyman Kara, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmada intihar eden anne Esra Ercömert'in intihar etmeden önce yazdığı mektubu ve Ecem Balcı'nın günlüğü okundu. Mektupta Esra Ercömert'in, kızı Ecem Balcı'yı suçlar ifadelerde bulunduğu  ve kızına ithafen, 'Seni hiç affetmeyeceğim' yazdığı mektubunda şu ifadeler yer aldı:

"Bu mektubu bulduğunuzda ölmüş olacağım. Hakkımı herkese helal etmiyorum. Ecem, yıllarca bana çektirdin. Parayı sevdin. Para nerede sen orada. O yüzden benim yokluğum sana fazla gelmeyecek. Özlem Hanım, sen öldün geberdin. Gökhan ve Öznur, Allah sizin belanızı versin. Ecem seni hiç affetmeyeceğim. Allah'ım beni ne olur affet. Kara ailesinden tüm bunları yaşadıkları için çok özür diliyorum. Beni affedin."

Ecem Balcı'nın babası Gökhan Balcı'nın avukatı mektubun Esra Ercömert tarafından yazılıp yazılmadığının araştırılmasını talep etti.

Sanık Süleyman Kara'nın avukatı duruşmada Ecem Balcı'nın günlüğünden bazı kesitler okudu. Günlükte Ecem'in eniştesi tarafından uğradığı taciz ve babası tarafından kendisinden hakaret edildiğine dair ifadeler yer aldı. Günlükte yazan, "Eniştem tarafımdan tacize uğradım. Gece ben uyurken benden faydalanmaya çalıştı. Hiçbir şey yapamadım. Çok korktum. Bunları uzun uzun yazmak istemiyorum. Bunları başka zaman okuduğumda hatırlamak istemiyorum. Bir de psikopat babam var. O yaşanan enişte olayında bana or..pu gözüyle baktı. Babam hayatımdaki hiçbir şeyden memnun değil. Yaptığı tek şey de durup dururken arayıp bağırıp ağzıma s...p kapatmak. İntihar etmek istiyorum. Hem de çok fazla. Bir amacım yok, sevenim yok, param pulum yok, mutsuzum. Ölsem her şey çok güzel olacak. Ama ölünce de sıkılırım. Gerçi burada da sıkılıyorum da neyse yoruldum. Yine patlama derecesine gelecek olursam yaparım" ifadeleri dikkat çekti.

Duruşmada söz verilen Süleyman Kara, "Benim Esra'yı baskı altına almam gibi bir şey söz konusu değildir. Bu iddiayı kabul etmiyorum, Ayrıca benim karakolda ifademin alındığı görüntülerin celbini istiyorum. Bu görüntülerde benim yaşadığım kötü muamele ve işkence görülecektir. Ben yakalanmadan önce İçişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'na gidecektim. Ecem'i teslim edecektim ancak bana izin vermediler. Ecem'e ait sim kartı telsim edecektim." dedi.

Mahkeme heyeti, Esra Ercömert'in yazdığı intihar mektubunun incelenme talebinin dava dosyası ile ilgili olmadığından araştırılması talebinin reddine, Gölcük Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılarak günlükte ismi geçen kişiler hakkında cinsel istismar suçundan açılan bir dava olup olmadığının bildirilmesine, diğer tanıkların dinlenmesine karar vererek duruşmayı 30 Nisan tarihine erteledi.

Duruşma sonunda açıklama yapan Ecem Balcı'nın babası Gökhan Balcı, "Ecem'i suçluyordu, annesi yaptı diyorlardı. Mektuba bakınca annesinin serzenişleri var zaten. Nereden tutarsanız tutun ne yaparlarsa yapsınlar aklayamayacaklar kendilerini. Emniyet hiçbir şekilde bulamadı, bir buçuk ay aradılar bulamadılar bu arkadaş gitti her noktasına kadar anlattı bulundu." dedi.

Gökhan Balcı'nın avukatı Aslı Şen, "Duruşmada en çok ilgimizi çeken nokta Süleyman Kara'nın soruşturma aşamasında baskı gördüğünü söylemesi. Ancak baskı altında ifade verdiyse, Ecem'in mezarının yerini, konumunu nasıl biliyordu? Dolayısıyla burada yine

davayı uzatmaya yönelik, karıştırmaya yönelik beyanlarını tekrar ettiler. Takipçisi olacağız." diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Adliye önünde baba Gökhan Balcı açıklaması

-Adliye detaylar

-Avukat Aslı Şen açıklama

KOCAELİ/DHA

================================================

4)SİİRT'TE FISTIĞIN FİYATI SON 3 YILDA YÜZDE 100 ARTTI

Görüntü Dökümü:

-------------------------------------------

Siirt fıstığının tezgahlardaki görüntüsü

Fıstığın satılır iken görüntüsü

Fıstık üreticilerinin fiyat konusunda açıklaması

Fıstığın pazarlarda satılmasının görüntüsü

Fıstıkları satışa sunmadan önce ayıklayan esnafın görüntüsü

Detay ve genel görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet Yücel DURAK/SİİRT,

GÖRÜNTÜ BİLGİSİ: ÖZEL

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 173 MB

=============================================

5)HDP'Lİ VEKİLLERDEN LEYLA GÜVEN'E DESTEK NÖBETİ

Görüntü dökümü

------------------------------

DTK binasından görüntü

Nöbete katılan vekiller

HDP'li Turan'ın açıklaması

Gazetecilerden görüntü

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Canan ALTINTAŞ- Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 230 MB

=============================================

ÖZEL)

6)VERİMLİLİK SİSTEMİYLE ÇALIŞILAN TEKSTİLDE 4 KITADAN 42 ÜLKEYE İHRACAT

Görüntü Dökümü:

---------------------------------

Fabrikadan görüntü

Üretilen ürünlerin görüntüsü

Faysal Taşkın ile röp.

Genel ve detay görüntüler

Kamera-Haber: Arif ARSLAN-Reşat YİĞİZ/BATMAN,

GÖRÜNTÜ BİLGİSİ : ÖZEL

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 254 MB

===================================================

7)KAYSERİLİ KADIN GİRİŞİMCİDEN İTALYA'YA MODA İHRACI

KAYSERİ'de, moda tasarımcısı Begüm Başmısırlı (41), Azerbaycanlı modacı ve kostüm tasarımcısı Güneş Abbas ile yaptığı tasarımları İtalya'nın dünyaca ünlü moda merkezi Milano'da yer alan firmanın Ar-Ge merkezine gönderiyor. Başmısırlı, tasarım alanında marka olmak istediklerini belirterek, "İtalya'da tasarımlarımız çok beğeniliyor. Kayseri'den farklı bir firma olarak dünyaya yayılmak istiyoruz" dedi. Kayserili iş kadını Begüm Başmısırlı, kentte tasarladığı ürünleri İtalya'nın Milano şehrinde faaliyet gösteren moda firmasının Ar-Ge merkezine gönderiyor. Merkez tarafından beğenilen tasarımlar ise üretime geçildikten sonra Avrupa'da birçok mağazada yerini alıyor. Başmısırlı, 2 yıl önce küçük bir atölye ile yola çıktıklarını, zamanla kendilerini geliştirdiklerini söyledi. Başmısırlı, şöyle konuştu: "Geldiğimiz noktada kişiye özel kıyafetler ve özel günler için kıyafetler tasarlıyoruz. Yabancı tasarımcılarla çalışıyoruz. Yurt dışına ihracat yapıyoruz. İtalya'da Milano'da bir firma ile tasarım üzerine çalışıyoruz. Çizimleri Kayseri'de yaparak, İtalya'daki Ar-Ge şirketi ile paylaşarak üretime sunuyoruz. Yurt dışına sadece tasarım üzerine ihracat yapıyoruz. Kendi firmamız adına yurt dışına yayılmak ve marka olmak istiyoruz. Atölyemizdeki çizimlerin tamamı yabancı tasarımcılar tarafından yapılıyor, farklı kültürlerden Kayseri'ye gelen tasarımcılarımızın, kültürleri eserlerine de taşınarak, eşsiz bir ürün ortaya çıkıyor. Sadece kadınlar için tasarım yapmıyoruz. Erkek tasarımlarımız da var. 'Haute couture' ve 'günlük tarz' dediğimiz kıyafetler üretiyoruz. Erkek konsepti ile tasarım gömlekleri yapıyoruz."

Kayseri'de üretim yapma ve dünyaya ihraç etme hayali olduğunu dile getiren Begüm Başmısırlı, "İleride şubeleşmeyi düşünüyoruz. En büyük hayalim de açtığım şubelerde atölyelerim olması. Çünkü hiçbir insan hazır giyimdeki gibi standart değil. Herkesin vücudu farklı olduğu için, anında müdahale edebilmek ve onların vücut ölçülerine uygun tasarımlar yapıp orada üretebilmeyi hedefliyorum" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü

-------------------

Kayserili girişimci iş kadını Begüm Başmısırlı ile röportaj

Azerbaycanlı tasarımcı Güneş Abbas'ın çizimlerinden görüntü

Girişimci ve tasarımcı kadınların ürünleri incelemesinden görüntü

Atölyedeki ürünlerden görüntü

-Genel ve detay ürünler

Haber- Kamera: Samed Aydın SUN/KAYSERİ,

Süre:   4.29    Boyut:  540 MB