Meclis Darbe Komisyonu Recai Kutan'ı Dinledi - Son Dakika
Güncel

Meclis Darbe Komisyonu Recai Kutan'ı Dinledi

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesinde oluşturulan 12 Eylül alt komisyonu, Saadet Partisi eski Genel Başkanı Recai Kutan'ı dinledi.

12.10.2012 14:09

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesinde oluşturulan 12 Eylül alt komisyonu, Saadet Partisi eski Genel Başkanı Recai Kutan'ı dinledi.

Kutan, Meclis'in komisyonlar yoluyla yaptığı bu çalışmalar ve kamuoyunun son dönemdeki darbe karşıtı anlayışı sebebiyle darbeler döneminin sona ereceğini ümit ettiğini söyledi. Darbelerin genellikle iktidarlara karşı yapıldığını belirten Kutan, "Ama bir baktık ki en önde tutuklananlar biz olduk. Rahmetli Erbakan başta olmak üzere 23 yönetici arkadaşımız tutuklandık. 10.5 ay tutukevinde kaldık" dedi.

12 Eylül'ü yapanların Milli Selamet Partisi'nin Konya mitingini gerekçe gösterdiğinin hatırlatılması üzerine Kutan, "İsrail Kudüs'ü baş şehir ilan etmişti. 6 Eylül'de Konya'da miting yaptık. O dönemki İçişleri Bakanı Orhan Eren, bazı provokasyonlar olacağına dair bilgi geldiğini söyledi. Onun üzerine mitingde bizim kullanacağımız pankart ve afişlerin listesini vererek, 'polisler miting alanına gelişte bu listeye uygun olmayanları almasın' dedik. Ancak bu yapılmadı. O dönemde tertip komitesinden bir senatör ve bir milletvekili arkadaşımız kendi imkanlarıyla 100'e yakın uygun olmayan afişleri topladılar. Mahkemede de bunlar tespit edildi. Provokasyonun birisi de İstiklal Marşı söylenirken kalabalıktan bir bölümün oturmasıydı. Bir de nereden çıktığını bilmediğimiz Kelime-i Tevhid afişi çıktı ve irtica iddiası geldi" şeklinde konuştu.

Kutan, mitingde Necmettin Erbakan'ın İstiklal Marşı'nı bizzat eline mikrofon alarak söylettiğini de anlattı. Tutuklanmalarına karar verilmesi için önce bir albay hakim Hamdi sevinç'in karşısına çıkartıldıklarını anlatan Kutan, "Ancak hakim akşama kadar bizi dinledi ve hepimizi tahliye etti. O hakimin başına gelmeyen kalmadı, emekli ettiler, mahkemeye verdiler" dedi.

"UZLAŞMA OLSA DARBE OLMAZDI"

Kutan, cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili partilerin o dönemde uzlaşamadıklarını belirterek, "Uzlaşma olsa darbe olmazdı" dedi.

28 Şubat dönemine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Kutan, 28 Şubat'ın bir asker bir de sivil kanadı olduğunu söyledi. 28 Şubat'ın önceki darbelerin hepsinden çok daha iyi etüt ve organize edildiğini, psikolojik unsurlarının iyi belirlendiğini belirten Kutan, "Elbette Atlantik ötesi güçlerin ve Tel Aviv'in de desteği vardı" dedi.

28 Şubat'ta ortalıkta Aczmendilerin dolaşmaya başladığını, Fadime Şahin ve Ali Kalkancı gibi isimlerin çıktığını belirten Kutan, "Bunun hepsinin faturası da Refah-Yol hükümetine çıkartıldı" dedi.

Kutan, bütün darbelerin içinde ordunun olduğunu ancak, darbelerin sadece cuntalar tarafından yapıldığı iddiasının doğru olmadığını söyledi. Kutan, "Mutlaka onlara destek olan bazı iç ve dış güçler vardı" dedi.

Komisyonda dinlenen isimlerin bazılarının, ülke iyi yönetilemediği için darbe olduğu, bazılarını ise darbeyi yapanların ortamı hazırladıkları şeklindeki görüşlerinin hangisine katıldığının sorulması üzerine Kutan, şöyle konuştu:

"Gerek 12 Eylül gerek 28 Şubat'ta bunun somut örnekleri ve delileri var. 12 Eylül'de bizim ev Kızılay Karanfil sokaktaydı. Bulvardaki ağaçların üzerine bombalı pankart astılar. Hiç müdahale eden olmadı. Aradan bir gün geçti askeri darbe oldu. Sonra ne bombalı pankart ne başka bir şey olmadı. Ayrıca darbe aktörlerinin çeşitli beyanları var. Mesela 'biz çok daha önce yapacaktık, ortam biraz daha olgunlaşsın istedik' diye açıklamaları oldu. O olgunlaşmayı bekledikleri dönemde de en az 10 bin genç hayatını kaybetti.

28 Şubat'ta da, imam hatip lisesi hocalarının dosyalarını bile bize mal etmeye çalıştılar. Üzülerek ifade ediyorum; Fadime Şahin niye çıktı? Biz bilmeyiz tanımayız ama bize fatura edildi. Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı çıktı. Şimdi Ergenekon'da bunların organize olduğuna dair iddialar da ortaya atıldı. Dolayısıyla psikolojik ortam önce hazırlanıyor, sonra da 'milletin arzusu üzerine 'deniyor."

"DARBELERDE EN BÜYÜK ZARARI ORDU GÖRDÜ"

Darbeler döneminde sanılanın aksine en büyük zararı ordunun gördüğünü anlatan Kutan, 27 Mayıs 1960 darbesinde ordudan 260 general ve yüzlerce subayın ihraç edildiğini, 1963 yılındaki darbe gerişimi sonrası bin 459 harp okulu öğrencisi ihraç edildiğini, 12 Mart'ta 600 subay, 12 Eylül darbesinden sonra 397 subay, 176 astsubay 447 askeri öğrenci ordudan çıkartıldığını anlattı. Kutan, 28 Şubat'tan sonra da 900 ün üzerinde subay ve ast subayın ordudan atıldığını belirterek, "Yani bu darbeler sonunda ordudan toplam 235 general 6 bin civarı subay bin 900 askeri öğrenci ihraç edildi" dedi.

"28 ŞUBAT DÖNEMİNDEKİ ADAMLARIN O DÖNEMDEKİ TAVRIYLA, BURADA KONUŞTUKLARI FARKLI"

'Hangi adımlar atılmasaydı darbeler olmazdı?' yönündeki bir soruyu da Kutan, "Ders alınsaydı eğer tarih tekerrür mü ederdi?" karşılığını verdi. Kutan, darbelerden çıkartılacak büyük dersler olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Ümit ediyorum ki bunların büyük etkisi olacak, mesela bu davaların açılmış olması… Şimdi bazı basın patronlarını çağırdınız, işadamlarını da çağırdınız. Basına intikal eden beyanlarını okuyoruz. 28 Şubat dönemindeki adamların tavrıyla burada ifade edilenler birbirinden yüzde 100 farklı; hepsi tam demokrat kesilmişler. Önemli bir gazete patronuna o dönemde, 'biz sizden fazla bir şey istemiyoruz olayları bir fotoğraf hassasiyetiyle gazetelerinize intikal ettirin, haberleri yorumla yayınlamayın. Köşe yazıları her türlü yorumu yapar ama okuyucuya saygı gereği olayları aynen yazın' dedim. 'Biz de öyle yapıyoruz' dedi. 'Çıkardığın gazeteyi okuyor musun sen' dedim. 'Olur mu öyle şey, okuyorum tabii ki' dedi. 'Laflarından o çıkıyor' dedim. İnşallah bütün bunlar toplumda demokrasi kültürünü de büyük ölçüde geliştirecek. Şimdi zaman zaman soruyorlar, 'ya hoca niye Yeltsin gibi tankların üstüne çıkamadı?' diye. Tankların üstüne çıkılacak dönem olur, çıkılamayacak dönmem olur. O dönem tankın üstüne çıkılamazdı. İnanıyorum ki bugün böyle bir şey oysa tankların üstüne çıkacak çok insan olacaktır."

"ORDU İÇİNDE KADROLAŞMAYA ÇALIŞMADIK"

Ordu içinde 12 Eylül'de kendilerini destekleyenlerin olup olmadığına ilişkin de Kutan, "Bizim orduda kadrolaşalım istikametinde bir çalışmamız kesinlikle olmadı. Ancak ordudaki İslam'ı yaşamakta olan ordu mensuplarının hepsini bizimle irtibatlandırdılar. Yani 'bu adam namaz kılıyor o halde MSP'lidir' denildi. Bunlardan önemli bir kısmı ihraç edildi. Halbuki hiçbirini tanımıyoruz" dedi. - ANKARA

Kaynak: İHA

Son Dakika Güncel Meclis Darbe Komisyonu Recai Kutan'ı Dinledi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement