Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Koncuk Açıklaması

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Üretim Reform Paketi'nde yer alan ve Yükseköğretim Kanunu'nda bazı değişiklikler içeren düzenlemelerin son derece yerinde olduğunu belirtti.

Koncuk, yaptığı yazılı açıklamada, Üretim Reform Paketi'ndeki Yükseköğretim Kanunu'nda değişiklikler öngören düzenlemeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Birkaç hususta tereddütleri olsa da kanunda yapılan düzenlemelerin son derece yerinde olduğunu belirten Koncuk, "Üretim Reform Paketi'nde yer alan ve Yükseköğretim Kanunu'nda bazı değişiklikler içeren düzenlemelerin son derece yerinde olduğunu görmekten büyük memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek isterim." görüşünü paylaştı.

Bu düzenlemelere üstün gayretleriyle yön veren YÖK Başkanı Yekta Saraç'a da ülkenin "kanayan yarası" haline gelen yükseköğretimde kalite ve istihdam sorununun çözülmesi anlamında gösterdiği duyarlılıktan dolayı teşekkür eden Koncuk, "Öyle ki yapılacak değişikliklerle YÖK ile ilişkili olarak oluşturulacak Kalite Kurulunun bir anlamda YÖK'ün çıktılarını denetleyeceğini düşünürsek YÖK'ün yönetimsel olarak bir denetleme sürecine gireceğini ve paydaşlarla sürekli iletişim halinde daha şeffaf bir yönetim anlayışına kavuşacağını düşünüyoruz." ifadesini kullandı.

Koncuk, üniversitelerdeki öğretim görevlisi ve araştırmacı eksiğinin giderilmesi amacıyla emekli öğretim üyelerinin ilgili bölümün ihtiyacı ve üniversitelerin talebi üzerine 75 yaşına kadar çalışabilmelerinin önünün açılmasını, doktorasını tamamlayan öğrencilere araştırmacı olarak istihdam imkanı sunulmasını olumlu adımlar olarak gördüklerini vurguladı.

"İhtisaslaşma konusu düşünülmeli"

Yükseköğretim kurumlarının misyon farklılaşması ve ihtisaslaşması konusunun, doğuracağı sonuçlar ve uygulamadaki zorluklar nedeniyle tüm üniversitelerin ve öğretim görevlilerinin katılımıyla, ilgili sivil toplum kuruluşlarının katkısıyla daha geniş bir perspektifte ele alınması gerektiğini belirten Koncuk, şunları kaydetti:

"Üniversitelerin birbirinin aynı olmaması amacıyla misyon farklılaşması ve ihtisaslaşması öngörülürken, gerek öğretim görevlileri gerekse öğrenciler açısından yeni mağduriyetlerin ortaya çıkması ihtimali bulunmaktadır. Tarihi asırları bulan köklü öğretim kurumlarımızın böylesine büyük bir dönüşüm içine sokulması bir anlamda bu kurumlarımızın yeni kaoslar yaşamasına da neden olabilir. Bu bakımdan ihtisaslaşma ve misyon farklılaşması konusu, uygulanması bir kere daha düşünülmesi gereken önemli bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır."