Türkiye'nin Başarılı 10 Kadın Ressamı ve Muhteşem Eserleri - Son Dakika
Kadın

Türkiye'nin Başarılı 10 Kadın Ressamı ve Muhteşem Eserleri

Türkiye\'nin Başarılı 10 Kadın Ressamı ve Muhteşem Eserleri

Üzerinden yıllar geçse de eserleri hala yeni kalan ve adından söz ettiren Türk tarihinin ilk kadın ressamları…

06.03.2017 15:13  Güncelleme: 15:26

Türk tarihi birçok sanatçıyı kaydetmiştir tozlu defterlerine. Ama kimileri eserleriyle o tozlu tarih sahnesinin merdivenlerinden zaman geçtikçe çıkmaya devam etmiştir. İşte üzerinden yıllar geçse de eserleri hala yeni kalan ve adından söz ettiren Türk tarihinin ilk kadın ressamları…

1. Fahrünnisa Zeid

Şakir Paşa ailesinden yetişen ünlü bir sanatkâr olan Fahrünnisa Hanım Zeid 1901 yılında Büyükada'da Şakir Paşa Konağı'nda doğdu. Dame de Sion'dan sonra Sanayi-i nefise mektebi'ne giren sanatçı, ilk evliliğini tanınmış yazar Edip İzzet ile yaptı. İkinci eşi ise Ürdünlü Prens Zeid'dir. Eşinin görevi dolayısıyla Avrupa'nın sanat merkezlerinde yaşama fırsatı bulmuş ve resim çalışmalarına aralıksız devam etmiştir. Kendi yaşamı ve sanatını anlatan bir kitabı da bulunuyor. 1991'de Ürdün'de vefat eden Zeid, Lirizm ve romantizme dönük resimleriyle ve son döneminde yoğunlaştığı portreleri ile tanınıyor.

2. Emine Fuat Tugay

Geniş kültür bilgisi ve İngilizce yazdığı Oxford tarafından basılan kitabı ile tanınan Emine Fuat, meşhur Mareşal Gazi Ahmed Muhtar Paşa'nın torunu ve ünlü Kumandan, Bakan ve Büyükelçilerden Mahmud Muhtar Paşa'nın kızıdır. 1897 yılında İstanbul'da doğdu. Resim eğitimini Zürih'te ve Almanya'da yaptı. Eşi, ünlü elçilerimizden Ahmet Hulusi Tugay'dı. Emine Fuat hayırseverliği ve özellikle de hayvanlara olan düşkünlüğü ile de tanınıyor. Tarih ve sanat bilgisi, değişik kültürler ve insanlara olan alakası ile ülkemizi de diğer ülkelere karşı olgunlukla temsil etmiş, değerli sanatçılarımızdan biriydi. 1975 yılında hayata gözlerini kapadı.

3. Hale Asaf

Ailevi nedenlerden dolayı 16 yaşındayken Almanya'ya gönderilen sanatçı, annesi'nin İsviçre'de veremden ölümü üzerine bir süre İsviçre'de yaşam sürdü. Daha sonra yurda dönerek kısa bir süre istanbul Güzel Sanatlar Akademisine devam etti. Kısa yaşamı süresince meydana getirdiği çoğu eseri Fransa'da kaldığı için (eldeki verilerden yola çıkarak) tarzının Matisse görüş ve tekniğine bağlı kaldığı varsayılıyor. Matisse'de olduğu gibi Hale Asaf da şematik, biçimleri fazla belirlenemeyen,kroki, niteliğinde bir desen, boya katları arasında sızan çizgileri örten parlak, az karışımlı renkler belirir. Hale Asaf'ın bir süre, Paris'te Jeune Europe Galerisinde çalıştığı da edinilen bilgiler arasında.

4. Melek Celal

Sanatçı Melek Ziya, 1896 yılında İstanbul'da doğdu. Sanayi-i Nefise'de ve yurtdışındaki Güzel Sanatlar Okulları'nda eğitimini tamamladı. Kıbrıs'ın tanınmış kişilerinden Celal Sofu ile evlilik yaptı. Uzun yıllar İstanbul Moda'da oturan Melek Celal, ikinci evliliğini Almanya'nın ünlü doktorlarından Lampe ile yaptı. Melek Celal son yıllarını yerleştiği Münih kentinde geçirdi ve 1976 yılında orada öldü. Eski eserlere derin tutkusu dolayısıyla el işlemelerinden ve giysilerden oluşan geniş bir koleksiyonu vardı. Kitaplar ise, bir diğer merakıydı, sanatçının Fransızca, İngilizce ve Almanca yayınlanmış kitapları da bulunuyor.

5. Mihri Müşfik

İlk Türk kadın ressamlarından olan Mihri Müşfik, Portre ve Figür çalışmaları ile tanınan sanatçılarımızdan. Önce ressam Zonaro'da ders almış, daha sonra Roma ve Paris'te özel atölye ve sanat okullarına devam etmiştir. 1914'te Inas (kız) Sanayi-i Nefise müdürlüğüne getirilen Müşfik. daha sonra ABD'ye yerleşmiş,,1938-1939-1943 Dünya sergilerine katılmıştır.ABD'de öldüğü bilinmesine rağmen ne zaman öldüğüne dair kesin bir tarih yok.

6. Müfide Kadri

1907-1908 1889'da doğan Müfide Kadri, küçük yaşta resim ve musikide gösterdiği kabiliyetle dönemin sanat üstadlarının dikkatini çekmiş. Osman Hamdi Bey resimlerini görünce inanamamış ve gözü önünde resim yaptırarak Müfide Kadri'nin kabiliyetini görmüş ve ikna olmuş.Müfide Kadri, Osman Hamdi'nin tavsiyesi ile bir süre Halil Paşa'dan ders almış ve çok genç yaşta ilk kadın resim öğretmeni olmuştur.Ancak henüz 22 yaşında 1911'de hayata gözlerini kapamıştır. Ölümünden sonra Müfide Kadri'nin resimleri satışa çıkarılmış, bazıları da Almanlar tarafından satın alınmıştır.

7. Nazlı Ecevit

1900 yılında İstanbul'da doğdu. Meşrutiyet döneminde kızlar için açılan İnas Sanayi-i nefise Mektebi'nin ilk öğrencilerindendi. Ankara ve İstanbul'da resim öğretmenliği yapan Ecevit, her resim tarzını oldukça özgün fırça darbeleriyle tuvale aktarmıştır.. Mesleği ile ilgili derneklerde başkanlık yapmış,manzara, portre ve ölü doğaları ile tanınmıştır. 1922-1947 yılları arası verdiği aradan sonra tekrar resme başlamış. 1948-75 arası Devlet Resim ve Heykel Sergilerinin hemen hemen hepsine katılmıştır. Eserleri çoğunlukla yağlıboya, suluboya, pastel ve karakalemdir. 1985 yılında vefat etmiştir. nazlıı

8. Sabiha Bozcali

Dört ayrı ülkede resim eğitimi alan tek ressamımız Sabiha Bozcali'dir. İlk olarak 16 yaşında Münih'e gönderilen sanatçı, yurda döndüğünde ise Sanayi-i Nefise mektebine gitti. Kazandığı burs ile 1930-33 yılları arasında Paris'te ressam Paul Signac'ın öğrencisi oldu. Yurda döndükten sonra Mısır'a davet edilerek sarayın duvarlarını süsleyen tablolar yaptı. Daha sonra Roma'da Papalık Müzesi'nde de aynı tarz çalışmalar yaparak ününe ün kattı. 1998 yılında aramızdan ayrıldı.

9. Şükriye Dikmen

Tek figürlü kadın ve genç kız portrecisidir. Genellikle kontrplak üzerine çizdiği, sınırları belli, iri gözlü, minyatürleri, Japon estamplarını hatırlatan kadın başları, kalın dudak çizimleri, ince boyun çizimleri ile Şükriye Dikmen'in kadın figürleri,oldukça iddialı çalışmalardır (Resim; Portre. 54x114cm. Kontrplak üstü yağlıboya)

10. Aliye Berger

1903 yılında İstanbul'da doğan Berger, küçük yaşta keman çalışması ile müziğe yöneldi. Daha sonra resme yönelmesi, belki de yine ressam olan ağabeyinden kaynaklanmıştır. Bir konjurda birinciliği alan tablosu ile kendine özgü bir üne kavuştu. Eşi İstanbul'un tanınmış ailelerinin çocuklarına ve Osmanlı Sarayı'ndaki müzikseverlere özel dersler veren Macar kökenli virtüöz Berger'di. 1974 yılında öldü. Dışavurumcu oyma baskıları ile tanınan sanatçı, 1954'de Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneğinin açtığı yarışmada "Güneş" adlı kompozisyonu ile birincilik,1955'te de Tahran Biennalin'de ikincilik aldı.1951-54 arası oyma baskı tekniğini yaymak amacı ile, İstanbul manzaraları ve tebrik kartları da üretmişti.

www.topukluhaber.com


Son Dakika Kadın Türkiye'nin Başarılı 10 Kadın Ressamı ve Muhteşem Eserleri - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement