BARIŞ YALÇINKAYA - Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Birliği (SSCB) lideri Josef Stalin tarafından 1944 yılında Gürcistan'ın Ahıska bölgesinden sürgün edilişlerinin 74. yılında Ahıska Türkleri, yaşadıklarını anlattılar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla, ilk kafilesi 25 aralık 2015 tarihinde Ukrayna'dan getirilen Ahıska Türkü aileler, Türkiye'de geride bıraktıkları acı dolu sürgün günlerinin izlerini silmeye çalışıyor. Erzincan'da 195 aile bin 937 kişi Üzümlü ilçesinde kendilerine verilen evlerde yaşamlarını sürdürüyorlar.
Ukrayna'dan getirilerek Erzincan'ın Üzümlü ilçesine yerleştirilen Ahıska Türklerinden sürgün sırasında 7 yaşında olduğunu ifade eden 80 yaşındaki 5 çocuk annesi Hayriye Agali, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1944 yılında köylerine askerlerin geldiğini ve ne olduğunu anlamadan erkekleri çağırıp kendilerinin 2 saat içerisinde köyü terk etmeleri gerektiği söylenmiş.
"Biz nereye gittiğimizi ve kaç gün gideceğimizi bilmiyoruz"
Gece yarısı evlerinden çıkarılarak askeri araçlarla taşındıktan sonra yük treni vagonlarına 5-6 aile bindirildiklerini söyleyen Agali, "Annem torbalara un, pirinç doldurdu ki götürelim yanımızda. Küçük baş hayvanımız çoktu babam bir koyunu kesip götürmek için çıkardı. Askerler tüfeklerle geldi 'Kesme bırak niye kesiyorsun' dediler. Babam ' Çocuklarım ne yesin nereye gidiyorum bilmiyoruz' diye cevapladı. Babam bir şekilde koyunu kesip içini temizleyip çuvalın içine koydu. Bize çıkacağımız söylendi, bir sürü askeri araba geldi arkalarına bindik. Ahıska'da trene doldurdular bizleri. 5-6 aile bir vagona doldular ve sürdüler bizi oradan. Biz nereye gittiğimizi ve kaç gün gideceğimizi bilmiyoruz." dedi.
"Tren durunca askerler gelip içini dolaşıyordu ölüleri alıp gidiyorlardı."
Agali, "Tren durunca askerler gelip içini dolaşıyordu ölüleri alıp gidiyorlardı. Özbekistan'a götürdüler bizi, orada bize bir ev verdiler içine girdik. Evlerin içinde otların üzerine çadırlar serip yatıyorduk. Ot kavurup yiyorduk. yağ yoktu ki yağ ile kavurup yiyelim otu. Babam geldi orada hastalandı, aç susuz öldü. Aç kaldık yokluk çektik. Oradan oraya gittik, hiç bir yerde iyi bir yuva bulamadık."
Türkiyeye geldiği için mutlu olduğunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerine kol kanat gerdiği için teşekkür ettiğini söyleyen Agali, "Çok zorluk çektik, çok cezalar gördük, Allah ömür verdi ölmedik ama iyi güne de kalmadık. Türkiye'den Çok razıyım buradan çok dua ediyorum Allah bozmasın hükumetimizi. Çok güzel evler verdiler, içerisinde her şey var, yatıyoruz Allah razı olsun. Çok razıyım."
"Gece o tarlanın içinde yattık"
93 yaşında ki Ahıska Türkü Köşeli Rical, 1944 yılının ekim ayında her köye ve evde askerlerin geldiğini ve giriş çıkış yapmalarına izin vermediklerini ifade ederek kendilerine 2 saatlik bir süre verildiğini şöyle konuştu: "İki saat içinde ne alınabilir ki. Bizim köyün altında Ermeni köyü vardı oradan askeri arabalar geldi, bizi alıp köyün altında tarla vardı oraya bizi indirdiler gece köyü gitmemize izin vermediler. Gece o tarlanın içinde yattık. Sonra tüm köyleri toplayıp vagonlara bindirdiler. 2 ay yol gittik, çok zorluk çektik, çok gurbetlik çektik. Tanımadığımız 4-5 aile ile vagona koydular bizi. Vagonları Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan'a bölüp dağıttılar."
"Özbekistan'da açlıktan ölenler oldu"
Güçlük ve zorluklar sonrası Özbekistan'a ulaştıklarını belirten Rical, şunları kaydetti:
"Özbekistan'da zenginlik bir yer değildi fakirlik vardı. Tarlada çalışanlara para veriyorlardı. Özbekistan'da açlıktan ölenler oldu. Özbekistan'a yanımıza bir şey alamadan geldik, tarlalarda çalışanlar yemek yapabiliyordu. Bir çok kişi açlıktan öldü."
Türkiye'den çok memnun olduklarını artık bir yere gitmeyeceklerini söyleyen Recal,
" Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan Allah razı olsun bize sahip çıktı, getirdi bizi buraya vatanımıza, dahada bir yere gitmeyiz artık. İçinde bulunduğumuz evler çok güzel çok memnunuz. Böyle evleri Özbekistan'da da görmedik Ukrayna'da da. Bizde Türküz vatanımıza geldik çok mutluyuz artık buradan başka bir yere gitmeyiz."
O yılları bilmediğini Özbekistan'da doğup 30 yıl sonra Ukrayna'ya gittiğini oradan da Türkiye'ye geldiğini söyleyen Niyazi Mustafa, dede ve babasını tren vagonları ile sürgün ettiklerini Özbekistan'da misafir gibi yaşadıklarını söyledi.
Mustafa, "Ukrayna'ya geldik orada da çok sıkıntılar çektik, sonra savaşlar başladı. Sağolsun Türkiye bize sahip çıktı, bizi vatanımıza getirdi. Son olarak ölecek yerimizi toprağımızı bulduk. Cumhurbaşkanı'mızın talimatıyla bize sahip çıkıp Ukrayna'dan getirdiler bizi buraya ev verdiler. Yardım ediliyor iş verdiler çocuklar okullarda öğrenim görüyorlar, Türkçe eğitim alıyorlar Rusça eğitim almıyorlar."
Üzümlü Belediyesi'nde İş-Kur bünyesinde çalışan motor ustası Ruslan Kaya, "Allah'a şükür sürgünden 74 yıl sonra devletimiz bizi öz vatanımıza kavuşturdu. Devletimiz bize iş veriyor çocuklarımıza ekmek parası kazandırma imkanı veriyor. Bizde devletimize hizmet edip çalışıyoruz."
Dünya Ahıska Türkleri Birliği Erzincan Temsilcisi Vahit Mirza,
"Büyük sürgünü biz yaşamadık ama büyüklerimizden duyduklarımız çok zulüm çekmişler. Hayvan vagonlarında aylarca kış soğuğunda ölümler olmuş, açlık olmuş çok zorluklar çekmişler. Allah bize nasip etti sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla 25 aralık 2015 tarihinde ilk kafile Türkiye'ye Erzincan'a geldi. Şu anda Üzümlü ilçesinde 195 aile ikamet etmekte. İş-Kur projelerinde her aileden birer kişi çalışmakta. Evlerimiz çok güzel ipinden iğnesine içerisinde her şey mevcut. Bizim artık son durağımız öleceğimiz yerde burası kalacağımız yerde burası." dedi.
Son Dakika › Kültür Sanat › Ahıska Türkleri Sürgün Yıllarını Anlattı (1) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?