Güneş Selçuklu'dan Yükselir

Burası Selçuklu… Celaleddin Rumi, İbn-i Sina, Alp Arslan, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli ve Farabi’nin hizmet aşkını emanet bıraktığı, medeniyet güneşinin parladığı bereketli topraklar… Şu var ki Osmanlı İmparatorluğu ile kopan bağlarımız son dönemlerde yeniden onarılmaya başlandı. Ancak bu süreçte en az Osmanlı kadar bu coğrafyanın karakterini mayalayan bir başka büyük medeniyet sanki biraz geri planda kaldı. Konya Selçuklu Belediyesi, adını taşıdığı Selçuklu mirasına olan vefa borcunu ödemek amacıyla bir süredir önemli çalışmalara imza atıyor. Son olarak Cumhurbaşkanlığı’nın himayesinde devasa bir külliyat ve belgesele imza atan Belediye’nin bu gayretinde emeği bulunan Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ile Büyük Selçuklu Mirası adlı eseri konuştuk.

Selçuklu hoşgörüsü

-Büyük Selçuklu Mirası önemli bir kaynak çalışma. Nasıl başladı bu yolculuk?

Bizim Anadolu Selçukluları ile ilgili bir envanter çalışmamız olmuştu. 2009’dan itibaren de buna çalışıyoruz. İsmimiz Selçuklu Belediyesi, dolayısıyla bu mirasın sahibi de biziz. Selçuklular Anadolu topraklarını bize yurt haline getirmişler ve bu coğrafyada yaşayan insanlarla hoşgörü kültürüyle yaşamaya devam etmişler. 850 yıl önce ortaya iyi bir model koymuşlar. Maalesef çok erken ayrılmışlar tarih sahnesinden. Buna rağmen Anadolu deyince aklımıza gelen Hz. Mevlanalar, Yunus Emreler, Pir Sultan Abdallar, Hacı Bektaş Veliler hep Selçuklu döneminde yaşamış büyük insanlar. Ecdattan bahsederken hep kazanılan savaşlardan, fetihlerden bahsediyoruz ama onların ortaya koyduğu ilim hayatı da anlatmalı.

-Bu çalışmalar kapsamında yapılan projeler neler?

Büyük Selçuklular’ın bugün üzerinde yirmi sekiz devlet bulunan hâkimiyet alanındaki eserlerin envanterini çıkardık. Üç aşamalı bir çalışma. Birincisi Selçuklu eserlerinden oluşan mimari eserlerin ortaya konulduğu üç ciltlik bir kitap. 12 ülkede çekimler yapıldı. 400’ün üzerinde eser belirlendi. Ama şu anda kitabımızda 320 eser var. Bir kısmı ya yerinde yoktu ya da kötü restorasyonlarla artık kimliğini yitirmiş binalardı. İran, Afganistan, Suriye, Yemen gibi zor coğrafyalarda çalışıldı. Projenin Cumhurbaşkanımızın himayesinde olması Başbakanımızın da destek vermesi bize çok önemli kapıları açtı. Yurtdışına kaçırılmış eserler vardı. Özellikle ABD, Rusya Federasyonu, Almanya, İngiltere, Fransa gibi ülkelerdeki müzelerde çekimler yapıldı. Böylece toplam beş ciltlik bir eser ortaya konuldu. Bütün bu çalışmanın hikayesini anlatan 180 dakikalık bir belgesel çekildi. Üç buçuk yıllık bu emeğin ardında bir bilim heyeti var. Metinler Prof. Dr. Osman Eravşar ve Prof. Dr. Haşim Karpuz tarafından yazıldı. 18 Haziran’da Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde tanıtımı yapıldı.

-Belgeselin gösterimi nerede yapılacak?

Televizyon kanallarıyla görüşmeler yapılıyor.