Yangın Gözetleme Kulesinde Ramazan

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :

Yangın gözetleme kulesinden detay

Engin Erdoğan ile röportaj

Selda Erdoğan ile röportaj

İftar anı Yangın gözetleme kulesinde ramazan

Denizli'nin Buldan ilçesinde yangın gözetleme kulesinde görev yapan Engin Erdoğan ile eşi, iftar ve sahur vakitlerini yakınlarından telefonla öğreniyor

Gözetleme işinde eşine yardım eden Selda Erdoğan:

"Buradan hiç ayrılamıyoruz. İftar davetleri olsa da gidemeyiz, biz onları çağırabiliyoruz"

MUSTAFA DERMENCİOĞLU - İşleri gereği sevdiklerinden ve akrabalarından uzakta "dağ başında" yaşayan Engin ve Selda Erdoğan çifti, oruçlarını akrabalarından gelen telefonla açıyor.

Denizli Orman Bölge Müdürlüğü Buldan İşletme Şefliğinde görevli Engin Erdoğan, haziran ayının gelmesiyle eşi Selda Erdoğan ile bin 400 metre yükseklikteki Karlık Yangın Gözetleme Kulesi'nde tüm yaz sezonu devam edecek mesaisine başlıyor. Ormanları korumak için sevdiklerinden uzakta ve yalnız bir hayat yaşayan Erdoğan çifti, ramazan ayını da diğer insanlardan farklı geçiriyor.

Tüm günlerini alan mesaileri süresince çevredeki ormanları gözetleyen Erdoğan çifti, haftada bir gittikleri Buldan ilçe merkezinden aldıkları yiyeceklerle sahurlarını yapıyor. Gün doğumundan önce sabah namazını dağların zirvesinde kılan aile, ellerinde dürbünle geçirdikleri günün ardından iftarı karşılıyor.

Dağın zirvesine ezan sesi ulaşmaması nedeniyle iftar ve sahur vakitlerini yakınlarından telefonla öğrenebilen Erdoğan çifti iftar ve sahur davetlerine katılamamanın eksikliğini hissediyor.

AA muhabirine açıklama yapan Engin Erdoğan (39), Buldan Orman İşletme Şefliğinde 15 yıldır orman işçisi olarak çalıştığını, son 8 yılını da kulelerde gözetleme yaparak geçirdiğini anlattı.

"En zor yönü hasret çekmek"

Evlendikten sonra bu işi eşiyle yapmaya başladıklarını, 5 yıldır yaz aylarını dağlarda geçirdiklerini dile getiren Erdoğan, haziran ayının başından kasım ayı girinceye kadar sevdikleriyle görüşemediklerini, işlerinin en zor yönünün hasret çekmek olduğunu ifade etti.

Ramazanda ailelerin iftar sofrası etrafında toplandığını, kendilerine yapılan davetleri de işlerinin 7 gün 24 saat sürmesi nedeniyle kabul edemediklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ormanları çok seviyoruz. Doğa ile iç içe olan, zengin ormanlara sahip Süleymanlı köyünde bu sevgi ile büyüdük. Burada yaşamak bizim için çok zor değil. Yalnız yaşamaya alıştık. Dağın başında çeşitli tehlikelere karşı tedirgin olsak da bu işi severek yapıyoruz. Dağ başında çektiğimiz hasrete rağmen ormanları yangından koruduğumuz duygusu ve doğayla iç içe yaşamak bizi dinlendiriyor."

Erdoğan, lise 1. sınıfta okuyan oğlu İsmail'in köyde dedesiyle kaldığını, ara sıra kendilerini ziyarete geldiğini kaydetti.

Selda Erdoğan da eşiyle birlikte gözetleme yaptığını, duman görmeleri halinde telsizle ekiplere haber verdiklerini, yangına müdahale sırasında da itfaiye araçlarını yönlendirdiklerini anlattı.

Görev yaptıkları dönem içinde ciddi bir yangın olayının yaşanmadığını söyleyen Selda Erdoğan, eşiyle bu işi yapmaktan mutlu olduğunu, akrabaları ve arkadaşlarıyla telefonla hasret giderebildiğini dile getirdi.

Ramazan ayını yalnız geçirmenin buruk bir duygu olduğunu ifade eden Erdoğan, "İftar için yemekleri hazırlayıp sofrayı kuruyoruz. Ezan okunduğunda köyden annem telefon ediyor, orucumuzu açıyoruz. Sahurda da telefon ediyorlar 'tamam' diyorlar. Buradan hiç ayrılamıyoruz. İftar davetleri olsa da biz gidemeyiz. Biz onları çağırabiliyoruz." diye konuştu.

Erdoğan, bu işe ilk başladığı yıllarda dağın başında olmanın kendisini ürküttüğünü ancak zamanla buna alıştığını ve sevdiğini de sözlerine ekledi.