Hayattaki Acıdan Seyirlik Yapılmaz - Son Dakika
Magazin

Hayattaki Acıdan Seyirlik Yapılmaz

Hayattaki Acıdan Seyirlik Yapılmaz

Son filmi 'Jin'de Kürt sorununu masalsı bir dille anlatan Reha Erdem: Sabah kurmaca film çekerken, akşam haberlerde insanların öldürüldüğünü öğreniyoruz.

23.03.2013 06:02

Geçtiğimiz ay Berlin Film Festivali'nde gösterilen, hemen ardından Türkiye prömiyeri de !f İstanbul'da gerçekleşen Reha Erdem'in yeni filmi 'Jin'; Kürt bir gerilla kızın ayakta kalma savaşını anlatıyor. Yönetmen Erdem; filminin perde arkasını Sinema dergisinden Senem Erdine'ye anlattı...

Jin; Kürtçe'de hem kadın, hem de hayat anlamına geliyor. Bu bilgi ne kadar etkili oldu?

Kürtçe güzel bir dil çünkü 'hayat' ve 'kadın' tek bir kelimede buluşmuşlar. Fakat yazılışları farklı; i'yi noktayla yazdığınızda kadın, şapkalı olarak yazdığınızda hayat anlamına geliyor. Bizimki şapkalı, yani hayat anlamında...

FİLMLERİMDE POLİTİKA HEP VAR

Peki, Kürt sorunuyla ilgili bir film çekme fikri nasıl ortaya çıktı?

Bu konuyla ilgili bir film çekmeyi çok uzun zamandır istiyordum. 'Jin' yaşlarındayken, ben de politikanın içindeydim. Militan filmler çekiyorduk. Sonra bazı filmlerimiz yakalandı ve ses bantları değiştirilerek propaganda filmi olarak gösterildi. Oysa bence iyi bir filmin ses bandını değiştirseniz bile anlamı değişmemeli. Hele ki isyankar bir filmse... Bunu şu yüzden anlattım; aslında benim bütün filmlerimde politik unsurlar var. Hatta en politik filmim 'Korkuyorum Anne'dir. Oradaki 'koca' çocukların, ana-babalarıyla kurdukları ilişki, ebeveyne karşı çıkamama ve hesap soramama halleri... Darbecilere, generallere 'baba' korkusuyla zorunlu yakınlık duyanlar, annesine benzemeyen kadını kadından saymayanlar vs. Fakat bazı insanlar için politik sinemanın tek biçimi var: Hazır, hap 'cevapları' olan, net önermelerle dolu, sansasyonel formlu mesaj topları... Ben ise böyle bir sinema yapmıyorum.

GERÇEKLİKTEN HAZZETMEM

Filmin seyirciden nasıl tepkiler alacağını düşünüyorsunuz?

Jin'le ilgili duymaya en tahammül edemediğim soru; "Bu film tarafsız mı?" Yıllardır hepimizin tanıklık ettiği, birinin diğerini ezdiği net bir süreç var. Haksızlık ve şiddet söz konusu olduğunda, tarafsızlıktan bahsetmek mümkün olabilir mi? Fakat ne yazık ki böyle sorularla karşılaşıyorsunuz.

Fakat tüm bu tartışmaların; Kürt sorununun sinemada nasıl ele alınabileceğiyle ilgili zihin açıcı bir tarafı da yok mu sizce?

Evet, olayın bu tarafı beni gerçekten heyecanlandırıyor. Özellikle 'Jin'i çekerken sanatta 'gerçekçilik'ten neden hiç hazzetmediğimi bir kez daha anladım. Sabah kurmaca bir film çekiyor, akşam otele geldiğimizde; haberlerde insanların ölüm haberlerini görüyorduk. Bunu gerçekçi şekilde ele almak, sinema perdesinde birebir canlandırmak, bunu bir gösteriye çevirmek bana çok ayıp geliyor. Bence hayattaki acıdan seyirlik yapılmamalı. Bakın; ortalık içi 'kahramanlarla' dolu, militarist filmlerden geçilmiyor. Hayattaki trajediyi; ancak gerçekçi ilüzyona bulaşmayan bir form üzerinden ele alabilirsiniz. Belki o zaman acılığını hissettirebilirsiniz. 'Jin'de de bunu 'masal' yoluyla yapmaya çalıştık.

#Sayfa#

FİLMDE MASAL KİTABI GÖRSELLİĞİ VAR

"Bir eleştirmen; filmin görselliğini resimli masal kitaplarına benzetmiş. Filmi tasarlarken kafamızda tam da bu vardı, masal kitabı benzeri bir estetik... Hani o sade, her şeyin görsellikle anlatıldığı çocuk kitapları vardır ya... Bunların fark edilmesi iyi geliyor insana, çünkü filmin formuyla bunları aktarabilmesini arzuluyorum. Diyalogların ikinci anlam içermeyen basitliği, oyunculuklardaki plastiklik gibi nedenlerle böyle yaptık."

KADIN SORUYKEN ERKEK CEVAP GİBİDİR

Savaşı neden kadın üzerinden ele almayı seçtiniz?

Kürt meselesi umuyorum çözüme ulaşacak ama kadının savaşı bitecek gibi değil. Bazı izleyiciler "Bütün erkekler bu kadar kötü mü?" diye sordu. Elbette o insanların kötü olduğunu söylemiyorum. Onlar da aşk istiyorlar ama kendilerini ifade edemedikleri ve kadına değer vermedikleri için, isteklerini dile getirme biçimi şiddetten geçiyor. Diğer yandan kadınları daha üstün görüyorum; hayatla ilişkileri daha güçlü. Kadın soruyken, erkek cevap gibidir. Benim için soru daha değerli.

BENZER FİLM ÇEKMEKTEN KAÇINIYORUM

"Birbirine benzeyen filmler çekmekten kaçınıyorum. 'Jin'e başlarken bazı kamera hareketlerini kullanmamak konusunda kendime söz vermiştim. Fakat her şey beni yine oraya götürdü! Hani herkesin kendine has bir yürüyüşü vardır, birisi "Öyle yürüme" dediğinde de değiştiremez ya... Fakat 'alametifarika' lafından hoşlanmıyorum. Üslup korktuğum bir şey. Böyle olunca her şey mühendisliğe dönüşmeye başlıyor."

Sabah : http://www.sabah.com.tr

Kaynak: Sabah.com.tr

Son Dakika Magazin Hayattaki Acıdan Seyirlik Yapılmaz - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement