Aile Mezarı'nı daha genç yıllarınızda yazmak, sizin için nispeten zor mu olurdu?
Gençliğimde roman yazmak aklıma gelmedi çünkü o yıllarımda 'mantıkla' her şeyi kontrol ettiğime inanırdım. Şimdi duygu dünyasının bizi esir aldığını görüyorum. Romandaki aile siz misiniz?
Ailem romandaki olaylara benzer şeyler yaşadı ama bire bir değil. Pek çok Rum bana, "Bizi anlattın" dedi. Kitabın bir yerinde, "Ama sizin o mezara girebilmeniz için benden izin almanız gerekiyor!" diye bir cümle var. Yıllar önce bir aile tartışması sırasında buna benzer bir cümlenin kullanıldığını işittim. Bundan daha komik ve trajik bir cümle duymamıştım.
Kitapta "Hemen herkesin herkesle kavga ettiği" dediğiniz 1964 yılının özel bir önemi var. 1955'te dükkanı yağmalanan ve saçları beyazlayan babanız da 1964'te Atina'ya göç etti...
Evet, babamın ve annemin öyküsü çok acıklı. En trajik kısmı da ölmüş olan oğullarının yani abimin mezarını terk etmeleri. Ama ben romanda Rumları özel sıkıntıları çerçevesinde ele almak istemedim. Hikaye, 6-7 Eylül olaylarından hemen sonra başlıyor ama bu olayların siyasi ve trajik yanını pek işlemedim.
Özel bir nedeni var mı?
İnsanlar siyasi baskılar dışında başka nedenlerle de mahallelerini ve aile mezarlarını terk eder ve başka diyarlara göçer. Yurdun terk edilmesi Rumlara özgü bir durum değil. O yüzden bu konu Rumlarla sınırlı olsun istemedim.
Yabancı hissetmediğim için rahatsızım
"Vatanınız neresi?" sorusu size çok soruldu. Hep de farklı yanıtlar vermişsiniz. Neden?
Milliyetçi kurguya göre her birimizin bir vatanı var. Takım seçer gibi. Sonra da o takımı alkışlar, karşı tarafı yuhalar, bizim takımı savunuruz. 'Ait olmak' buysa, ben böyle hissetmiyorum. Yok, 'kendimi bildik ve yakın bir ortamda hissetmek' anlamına geliyorsa, dostlarıma yakın hissediyorum. Milli kimlikler hiç önemli değil.
Neresidir o halde bir insanın yurdu?
Bu yaşımda, ziyaret ettiğimde beni heyecanlandıran mahallemdir. 'Memleket' lafı var, vatandan çok farklı bir söz. Benim mahallem ve babaevim en 'yuva' olarak hissettiğim yer. İstanbul'un bir semti ama İstanbul'un bütünü değil.
İstanbul sizin hatırlamak istemediğiniz geçmişiniz mi? İstanbul'a sık gelirim. Üç yıldır gelmedim. Evimin civarında şöyle bir dolanırım. Küçükken oynadığım sokakları görmek isterim. Türkiye'de hiç yabancı hissetmiyorum ama bu rahat hissediyorum anlamında değil. Hatta yabancı hissetmediğim için rahatsızım diyebilirim.
Son Dakika › Magazin › Herkül Millas 'O mezara girebilmeniz için benden izin almanız gerek' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?