Başbakan Binali Yıldırım, dini hayatın korunmasında Diyanet İşleri Başkanlığı ve müftülerin çok önemli vazifeleri olduğunu belirterek, "Ancak bu konu sadece Diyanetin değil, bütün toplumsal kesimlerin vazifesidir. İlim geleneğinin onaylamadığı tahrifata karşı çok ama çok dikkatli olmalıyız. İlahiyat fakültelerimiz, sivil toplum örgütlerimiz, imam hatiplerimize de önemli görev düşüyor. El ele vererek sorunlarımızı birlikte çözeceğiz." dedi.
Yıldırım, Diyanet İşleri Başkanlığınca Haymana ilçesinde düzenlenen 34. İl Müftüleri İstişare Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Başkanlığının Aleviliğin ve Bektaşiliğin 14 temel eserini basarak kültür hayatına kazandırdığını söyledi.
Başbakan Yıldırım, 2007'den bu yana muharrem ayında Avrupa'daki vatandaşların niyaz ve erkan konusundaki taleplerini karşılamak üzere Alevi kanaat önderlerinin de Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yurt dışında görevlendirildiğini anlattı.
Batı'daki İslam karşıtlığı ve korkusunun son yıllarda yükselişe geçtiğine işaret eden Yıldırım, "Batı ne yazık ki hoşgörüyü kaybediyor, farklılıklara tahammülünü yitiriyor. Çoğulcu, çok kültürlü demokrasiden daha az söz ediliyor. Batı içine kapandıkça eski alışkanlıkları, eski hastalıkları nüksediyor. Demokratik, insani değerlerin yerine ırkçı şiddet, nefret, ayrımcılık ve çatışma ön plana çıkıyor. Son günlerde camilerin kundaklanması, Müslümanlara karşı açıktan ayrımcılık Avrupa'da vakayı adiye haline geldi. Bu zehirli fikirler onların geleceğini de aynı zamanda tehdit ediyor. Oysa biz Müslümanlar, şiddetin her türüne 'hayır' diyoruz, reddediyoruz." ifadesini kullandı.
İslam'ın barış, kardeşlik ve güzellik dini olduğunu dile getiren Yıldırım, "Bizim için her can mukaddestir. İslam belli bir kavmin belli bir kültürel haritanın değil bütün yeryüzünün bütün insanlığın dilidir. İslam'ı temsil makamında bulunanlar bütün insanlığa hatta bütün mahlukata karşı sorumludur. İnsanlığa karşı sorumluluğumuzu layıkıyla yerine getirmek için lüzumsuz tartışmalardan özenle kaçınmalıyız." dedi.
Yıldırım, 2002'de 74 bin civarında olan Diyanet İşleri Başkanlığı personel sayısının bir buçuk kat arttığını ve bugün 117 bin seviyesine çıktığını belirterek, 23 bin 177 geçici personel de dahil olursa bu sayının daha fazla olacağını söyledi.
Türkiye'de 2002'de 78 vaizenin olduğunu anımsatan Başbakan Yıldırım, bugün ise 850'nin üzerinde vaizenin görev aldığını belirtti. Kadınların dinin öğretilmesinde daha aktif görev almasının çok büyük bir aşama ifade ettiğini aktaran Yıldırım, "Bugün Diyanet tarihinde ilk defa bir kadın başkan yardımcımız var. Kendisini de tebrik ediyorum. Bu önemli bir rakam, 11 kat artıştan bahsediyoruz. Madem nüfusumuzun yarısı kadın yarısı erkek, kadın vaize sayısının yeterli olmadığını da söylemek istiyorum. Kadın vaizelerimizin çok daha etkin, teşkilat içerisinde yer almasında büyük fayda var." diye konuştu.
Yıldırım, Avrupa, Asya, Amerika, Avustralya, Balkanlar hatta Japonya'ya kadar dünyanın her köşesindeki camilerde bin 850 Diyanet personelinin hizmet verdiğini belirterek, gurbetteki vatandaşların manevi ve milli duygularını muhafaza etmeleri ve kendi aralarındaki dayanışmaları güçlü tutması için de Diyanet teşkilatının önemli işler yaptığını anlattı.
-"69 bin 183 cami gün boyu vatandaşın hizmetinde"
Her bir vatandaşın bütün hizmetlerden aynı şekilde faydalanmasının çok önemli ifade eden Yıldırım, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı 69 bin 183 caminin gün boyu bütün vatandaşların hizmetinde bulunduğunu söyledi.
Geçen yıl 10 milyona yakın Diyanet eserinin dağıtımının gerçekleştirildiğini belirten Yıldırım, bu yıl içinde de bu eserlerin dağıtımının devam edeceğini bildirdi.
"El ele vererek sorunlarımızı birlikte çözeceğiz"
Kur'an-ı Kerim'in mealinin 27 farklı dilde basıldığını, bu yıl içinde buna 20 dil daha ekleneceğini aktaran Yıldırım, "Yazılı eserlerin basımı dışında Diyanet Televizyonu, Diyanet Radyosu, Diyanet Kur'an Radyo ve Risalet Radyo da kuruldu, hizmet veriyor." dedi.
Yıldırım, şunları kaydetti:
"Dini hayatımızın korunmasında elbette Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve size çok önemli vazifeler var. Ancak bu konu sadece Diyanetin değil, bütün toplumsal kesimlerin vazifesidir. İlim geleneğinin onaylamadığı tahrifata karşı çok ama çok dikkatli olmalıyız. İlahiyat fakültelerimiz, sivil toplum örgütlerimiz, imam hatiplerimize de önemli görev düşüyor. El ele vererek sorunlarımızı birlikte çözeceğiz.
Vatandaşımıza daha iyi hizmet vermenin yollarını hep birlikte bulacağız. Dinimize hurafelerin bulaştırılmasına müsaade etmeyeceğiz. Dini alanda edindiği itibarı kişisel ikbaline, ticaretine tahvil eden istismarcılara göz açtırmayacağız. Vatandaşlarımıza doğru dini bilgiyi ulaştırmak için görevimizi hakkıyla yerine getireceğiz."
(Bitti)
Son Dakika › Politika › 34. İl Müftüleri İstişare Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?