AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış Açıklaması

AA muhabirine gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Bağış, birilerinin, Türkiye büyüdükçe kendisinin küçüldüğünü hissedip,  milletin sesi yükseldikçe kendi sesinin kısıldığını fark ettiğini kaydetti.

Türkiye'nin küresel bir güç olma yolunda önemli adımlar attığını anlatan Bağış, bundan rahatsızlık duyanlar olduğunu söyledi.

Bağış, kendileri adalet, kalkınma dedikçe birilerinin uykusunun kaçtığını vurgulayarak, "Aşımıza zehir katmak, birliğimize nifak sokmak, beraberliğimizi ayrılığa dönüştürmek istediler ve tekrar Başbakanımıza, o dünya liderine ve partimize karşı yeni kirli bir plan devreye sokuldu" diye konuştu.

" Taksim'den Tahrir çıkaramadılar"

Başlarda samimi çevre dostlarının başlattığı eylemin bugün bambaşka bir çehreye büründüğünü aktaran Bağış, "Bizi bileğinin gücüyle yenemeyeceklerini anlayan şer odakları, her zamanki gölge oyunlarına başlamışlardır ve çocuklarımızı bu oyunlarına alet etmekten çekinmemektedirler. Fakat bu millet nasıl ki 10 senedir bu kışkırtmalara prim vermediyse, bu 10 gün sonunda da vermeyecektir" ifadelerini kullandı.

Bakan Bağış, Gezi Parkı eylemlerine Batı medyasının yaklaşımını da eleştirerek,  "Bu vesile ile Batı medyasının da riyakarlığını ve bizlere karşı besledikleri duyguların gerçek rengini bir kez daha görmüş olduk. Batı medyası hata yaptı. Taksim'den Tahrir çıkar sandılar ama Taksim'den Tahrir çıkmaz" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin özgürlük mücadelesini 2002'de yaşadığını belirten Bağış, "Bizim ülkemize baharın geldiğini savunanlar şunu anlamalı;  bahar Türkiye'ye geleli çok oldu. Bu ülkeye milletin baharı 3 Kasım 2002'de geldi. Hiç sivil direniş filan demesinler. Bu ülkede bir sivil direniş varsa o zaten AK Parti'dir" dedi.

"Erdoğan'ı tasfiye eylemi"

Bağış, yaşananların artık Gezi Parkı eylemi olmaktan çıktığına işaret ederek, şöyle devam etti:

"Bu eylemler Gezi Parkı eylemi değil, Recep Tayyip Erdoğan'ı tasfiye eylemidir. Ama bu millet Erdoğan'ı yedirtmez. Erdoğan, milletin ta kendisidir. Sabaha karşı, ortada hiçbir organizasyon veya plan yokken, hatta teşkilatımız millete 'gelmeyin' demesine rağmen, bir saat içinde 100 bin kişi Atatürk Havalimanı'nda Başbakan'ı karşıladı. 'Dik dur eğilme, bu millet seninle' dedi. Bunu derken de vakarını, sağduyusunu muhafaza etti."

Demokrasi ve özgürlüklerin Türkiye'ye gümüş tepsi içinde sunulmadığını ifade eden Bağış, "Milletçe onları aslanın ağzından alarak ülkemize baş tacı yaptık. Başkalarının bunu elimizden almasına izin vereceğimizi mi sanıyorlar?" dedi.

Bakan Bağış,  bu olayların tek bir sonucu olduğunu anlatarak, "O da Türkiye'ye zarar vermek. Türkiye'nin uluslararası imajı zarar gördü. 10,5 yıldır bize söyleyecek bir söz bulamayanların ağzına laf verdik. Türkiye'yi sözde değil özde sevenler bunları bu ülkeye reva görmez" diye konuştu.

En çevreci Başbakan

AK Parti hükümetinin cumhuriyet tarihinin en çevreci hükümeti olduğunu dile getiren Bağış, "Tayyip Erdoğan, bu ülkenin en çevreci başbakanıdır. Biz 'her can bir fidan' diyoruz. 10,5 yılda 3 milyar fidanı toprakla buluşturduk. AB ile çevre faslını açtık" dedi.

"Bu, büyüyen Türkiye'yi küçültme, terörü bitirmeme, ekonomiyi tepetaklak etme operasyonudur" diyen Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

"IMF'ye borç bitti, 3. köprünün temeli atıldı, 3. havaalanı ihalesi 30 milyar avroya yapıldı, faizler düşmeye devam etti. Çözüm süreci başladı, bu ülkede son 6 aydır silah sesi duyulmadı, dağlardan şehit haberi gelmedi. Türkiye'nin büyümesini, ilerlemesini, kalkınmasını engellemeye çalışıyorlar."

"Bazıları hayatında ilk kez camiyle tanışma fırsatı buldu"

Bağış, Gezi Parkı eylemlerinin millete ve ülkeye büyük zararlar verdiğini vurgulayarak, "Fakat eylemler beni çok sevindiren şeylere de vesile oldu. Bunun için de Başbakanımıza teşekkür ediyorum. Onun sayesinde bazıları hayatında ilk kez camiyle tanışma fırsatı buldu. Eylemciler bir araya geldiler, kandili, Kur'an dinleyerek, namaz kılarak idrak ettiler. Hatta Taksim'de cuma namazı kıldılar" diye konuştu.

Bir Ermeni vatandaşın twitter mesajına değinen Bağış, mesajda, "Devrimci devrimci direnirken, kandil kutlayıp simit yiyip Kur'an dinleyen bir Ermeni haline geldim. Erdoğan kazandı galiba" ifadelerinin yer aldığını söyledi.

Bağış, CHP'nin, protesto edilen projenin altında imzası bulunmasına karşın meydanları kışkırttığını savunarak,  "Sokakları kışkırttılar ama sorumlu davranıp meydanları terk ettikleri anlar da vardı. Mesela Taksim'de cuma namazı kılınırken de kandilde Kur'an okunurken de hiç CHP'li görmedim" dedi.

Çözüm süreci

Türkiye'nin bugün kendi halkıyla barışmanın yollarını aradığını, geçmişte yok sayılmış kültürlere yeniden hoşgörüyle yaklaşmaya başladığını anlatan Bağış, şöyle devam etti:

"Önceleri Türkiye, 'Ben Kürt'üm', 'Ben Ermeni'yim', 'Ben Rumum' demenin insanı ölüme götürebileceği bir ülke iken, artık kimsenin nereli olduğunun, hangi mezhepten olduğunun, hangi dinden olduğunun önemi olmayan bir Türkiye var ve birileri bundan fevkalade rahatsız. Geçmişte yapılanın aksine, artık ret, inkar ve asimilasyonu lügatinden silip, bütün azınlıklarıyla birlik olan bir Türkiye birilerinin uykularını kaçırıyor olmalı."

Bağış, bu ülkenin en büyük sorunu olan terörü bitirmeyi her ne pahasına olursa olsun kafasına koymuş bir başbakan ve onun etrafında kenetlenmiş bir teşkilat olduğunu belirterek, "Çok değil birkaç sene öncesine kadar hapishanelerde, mahkemelerde ve seçim meydanlarında Kürtçe konuşmak yasakken, bugün 24 saat Kürtçe yayın yapan bir devlet kanalı, isteyen için Kürtçe öğrenme imkanı var. Geçmişte 'Umarım artık dağlarımızda sadece piknik yapılır' demiştim, oldu. Şimdi de diyorum ki umarım tez elden oralara yaz ve kış turizmini canlandırmaya yönelik adımlar atılır" ifadelerini kullandı.

İmkan değil, iman

Günün birlik olma, küskünlükleri unutma günü olduğunu kaydeden Bağış, "Biz birlik ve dirlik olunca dünyada onun önünde durabilecek güç yoktur" dedi.

İstiklal Marşı'ndaki "Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar/ Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var" dizelerini anımsatan Bağış,  "Bu millet, en düşkün zamanında Çanakkale'de yedi düveli bolluk sayesinde dize getirmedi. Kemikler çatırdamış, kaburgalar iç içe geçmiş, fakat o 276 kiloluk mermi namluya sürülmüş ve dünyanın en güçlü donanmasının bütün ümitleri denizin dibine batırılmıştır.  Biz millet olarak imkansızlıklarımızdan imkan çıkarmamızla ünlüyüzdür. Yeter ki birlik olalım" diye konuştu.