Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bugün bu şer odaklarına karşı milletimizden tek beklediğimiz, bu acı terör olayı karşısında o buz dağının altına kadar gideceğimiz yönündeki bizden gelecek açıklamaları beklemeleri" dedi.
Davutoğlu, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Bursa mitinginden çok memnun kaldığını ifade eden Davutoğlu, yaşlı bir amca ile aralarında geçen konuşmayı şöyle anlattı:
"Amca, 'Ne tür sıkıntılar içinde olduğunuzu biliyoruz. Allah bizim ömrümüzden size versin' dedi. Ben de 'Amca size de Allah daha fazla ömür versin' dedim. 'Biliyoruz, ne tür sıkıntılar içinde bu ülkeyi yönettiğinizi' dedi. Halk biliyor. Bugün bu şer odaklarına karşı milletimizden tek beklediğimiz bu acı terör olayı karşısında, o buz dağının altına kadar gideceğimiz yönündeki bizden gelecek açıklamaları beklemeleri" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin ilgilenmemesi gereken alanlara kendisini çektiği yönünde eleştirilerde bulunulduğunun hatırlatılması üzerine Davutoğlu, şunları söyledi:
"Dışarıda birileri içeride onlar gibi düşünenler, Türkiye'yi duvarlarla çevrili kendi içine kapanık bir ülke olarak tutulabileceğini zannettiler. 70'li yılları düşünün, biz imparatorluk çocukları, torunları, imparatorluğu görmeden sağcı da olsak, solcu da olsak, onurlu bir Türkiye için başkaldırdık. Bize hep şu söylendi, 12 Eylül bunun çarpıcı örneğidir; 'Bırakın dünya ile ilgilenmeyi, etrafınızdaki masum insanlarla ilgilenmeyi. Bırakın bağımsız Türkiye ya da büyük Türkiye demeyi. Siz kendi küçük dünyanızda içine kapanan bir Türkiye'nin lideri ile kavga eden bireyler olun.' Hep içeride birbirimizle kavga etmeye bizi ayarladılar. 70'li, 80'li, 90'lı yıllarda ufkumuzu şöyle yukarı doğru çıkıp da sağ, sola, Balkanlar'a, Kafkaslara, Ortadoğu'ya bakmamızı istemediler."
Davutoğlu, Ortadoğu'da Türkiye'nin en pahalı petrolü kullanmasının istendiğini dile getirerek, Irak'ta petrol anlaşmaları yapıldığında, Azerbaycan ile TANAP anlaşması yapıldığında da birilerinin rahatsız olduğunu söyledi.
Türkiye'nin Kafkasya, Balkanlar'daki girişimlerinden de birilerinin yine aynı şekilde rahatsız olduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları dile getirdi:
"Balkanlarda Bosna Hersek, Sırbistan, Türkiye üçlüsü kurduğumuzda rahatsız oldular. Bütün o çatışmaları körükleyerek bir şey kurmaya çalıştılar. 'Stratejik Derinlik' kitabını akademisyen olarak yazdığımda işin esası şuydu; bu coğrafya ancak çevre coğrafyalarla ilişkiye geçerek ve o coğrafyalardaki halklarla birlikte güç kazanır. Türkiye'nin kendi içine kapanan dünyasından çıkmasının çağrısını yapıyordum. Türkiye derin bir krizdeydi. 28 Şubat dönemiydi ve ekonomik krizi yaşıyorduk. 2001'in Mayıs'ında yayınlandı kitabım. O zaman yayınlandığında birçok kişi 'Nasıl bu kadar iddialı şeyler söylüyorsun' diye eleştiriler getirdi. Zayıf bir Türkiye'den nasıl böyle bir iddialı Türkiye çıkar. Ama çıktı, ekonomik krizler içinde boğuşan bir Türkiye'den 2001 Mayıs'ı, ondan birkaç ay sonra da AK Parti kuruldu. Ondan bir buçuk sene sonra AK Parti iktidara geldi. Aradaki fark açık bir şekilde ortaya çıktı."
-"Yanı başında Esad'ın 300 bin kişiyi öldürdüğünü örtmeye çalışıyor"-
CHP Genel Başbakanı'nın Suriye konusundaki açıklamalarını da eleştiren Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"(Bizim Suriye ile ne problemimiz var) diyor? Yanı başında Esad'ın 300 bin kişiyi öldürdüğünü örtmeye çalışıyor. Türkiye-Suriye sınırı öyle bir sınır ki dünyanın en doğal olmayan sınırlarından birinde yaşıyoruz. Türkiye, Suriye ile hiç ilgilenmemiş olsaydı sanki bu problem bize hiç bulaşmayacak mıydı? Hama'da, Humus'ta İdlib'de insanlar katledilecekti. Türkiye'ye doğru geleceklerdi, nereye doğru gidecekti bunlar. Japonya'ya mı gidecekler. Türkiye'ye gelecekler. Türkiye ilgilense de gelecekler ilgilenmese de gelecekler. Halepçe Katliamı'ndan sonra Kürtler nereye gitti, Türkiye'ye geldi. ya tarihinizi bütün sorumlulukları ile üstlenirsiniz ya da o tarih sizi ezer geçer. Ben bir insan olarak, bu coğrafyadaki acılardan dünyanın hiçbir yerinde kaçamayacağımızı düşünüyorum."
Davutoğlu, Ekim 2010'da Türkiye, Lübnan, Suriye ve Ürdün'den dört dışişleri bakanı olarak toplandıklarını aktararak, burada ortak alan oluşturma kararı aldıklarını söyledi. Ekonomi, turizm bakanlarının da toplanarak, Doğu Akdeniz'de yeni bir denge kurmaya başladıklarını kaydeden Davutoğlu, Irak'ın da buna katılmayı arzu ettiğini ancak birilerinin bundan yine rahatsız olduğunu vurguladı.
Bölgede, Suriye'yi parçalayarak Doğu Akdeniz'de mezhep temelli devlet kurmaya çalışan bir rejim olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları ifade etti:
"Şimdi bizim bütün idealimiz bölgeyi toparlamaktı, birleştirmekti. Halkların ortak kaderini tayin edecek ekonomik kültürel bir altyapı kurmak istiyorduk. Birileri bunu fark ettiği için bunu engellemeye çalıştı. Allah aşkına Boşnaklar ile Sırpların bir araya geleceğini kim düşünürdü? Türkiye aracılığıyla yeni bir Balkan düzeni tahayyül ettik. 'Kafkasya Barış Platformu kuralım' dedik. Bir gün bunlar gerçekleşecek. Türkiye hiçbir zaman içine kapanmayacak. Bu coğrafya içine kapananları tarihe kapatır."
ABD'nin bölgede yoğun bir hakimiyet oluşturduğu yönündeki soru üzerine Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye Brezilya ile birlikte Tahran'da anlaşma yaptığı zaman o anlaşma o gün kabul görseydi, anlaşmayı imzalayan, o anlaşmanın gerisinde kalan Batı, başta ABD 'doğru bir anlaşma' deyip imzalamış olsaydı, kabul etmiş olsaydı, yüzde 3,5 zenginleştirilmiş uranyumdaydı İran. Orta ölçekteki zenginleştirilmiş uranyuma geçmemişti. Eğer o gün olmuş olsaydı, İran bölgede böylesine bir politika süreci takip eder miydi? Eğer biz Suriye- İsrail görüşmelerinde, istediğimiz neticeyi almış olsaydık, acaba nasıl bir Suriye olurdu? Hepsi durduruldu bunların. Demin söylemiş olduğum dörtlü bir ittifak kurulmuş olsaydı, acaba Doğu Akdeniz'de nasıl bir tablo doğardı?"
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Başbakan Davutoğlu Canlı Yayında - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?