Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Yemen'de Husilere düzenlenen hava operasyonuna ilişkin "Ortada henüz Türkiye'nin almış olduğu bir karar yoktur. Türkiye'nin bu anlamda bir tavrı yok. Bizim oradaki temel meselemiz, meşru olarak seçilmiş Yemen yönetiminin gerçekten uluslararası camia tarafından ortak şekilde korunması ve oradaki meşru zeminin güçlendirilmesidir" dedi.
A Haber'de Murat Akgün'e konuk olan Kurtulmuş, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Suudi Arabistan öncülüğünde Yemen'deki Husilere yönelik hava harekatına ilişkin değerlendirme yapan Kurtulmuş, dünyadaki sistemin, Soğuk Savaş sonrasında büyük bir kapışma ortamı içerisinde olduğunu söyledi.
Batı'da dünyaya nasıl hükmedeceği konusunda anlaşamayan güçlerin, dünyanın çeşitli yerlerinde birtakım savaş bölgeleri oluşturduğunu, bu bölgeler üzerinde kendi iç savaşlarını özellikle İslam dünyasının üzerine yüklediklerini ifade eden Kurtulmuş, " Irak'ın işgali ile başlayan süreç böyle, Suriye'deki iç savaş böyle, Arap Baharı'ndan sonra gelişen süreçler böyle" diye konuştu.
Sünni- Şii cephesi arasındaki kutuplaşmanın artırılarak, bütün coğrafyanın Sünni-Şii çatışması üzerinden kan gölüne döndürülmesi yönünde bir plan olduğunu dile getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"El Kaide noktasında 5-6 yıldır devam eden gelişmeler göz önüne alındığında Yemen'deki kriz, aslında 'geliyorum' diyen bir krizdi. Bu mezhep çatışmaları konusunda herkesin son derece dikkatli ve uyanık olması lazım. Sorunların gerçekten barışçı bir şekilde çözülmesi lazım. Ben, birilerinin kendi çözemedikleri kavgayı, İslam'ın iç savaşı haline getirme istediği olduğunu söyledim."
Obama yönetimindeki ABD'nin hiçbir fiili savaşın içine girmemeye gayret ettiğini belirten Kurtulmuş, "Ama bir taraftan ABD'den destek açıklamaları var. 'Bu işin içine girin' diyenlerin de olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla burada uyanık olmak lazım, akıllı olmamız lazım" dedi.
İslam dünyasında başlayacak bir mezhep çatışmasının, zaten içten içe süren ayrışmaları körüklemenin bir anlamı olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:
"Yemen ya da başka yerdeki tüm sorunlarımızı, savaş ve silahla değil barış ve müzakere, rıza ile çözebilmek için irademizin ortaya konulmasının, bölge ülkelerinin iradesinin ortaya konulmasının şart olduğu kanaatindeyim. Aksi takdirde, Allah muhafaza, zaten herkes elindeki benzin kovasını bu ateşin üstüne dökerse Ortadoğu fevkalade ciddi bir türbülansın içerisine girer. Ben, İslam ülkelerinin, bölge ülkelerinin bu meselenin gerçekten barışçıl bir şekilde çözülebilmesi için harekete geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde, fevkalade, tahmin dahi edemeyeceğimiz vahim sonuçlar doğuracağı endişesi içeresindeyiz."
-"Bu savaşlardan kazanan tek ülke İsrail'dir"
Milyonlarca insanın hayatını kaybettiği İran-Irak Savaşı'ndan sonra bölgede yapının dikiş tutmadığını, herkesin bu yakın tarihten ders alması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, savaşların bölge ülkelerine hiçbir fayda sağlamadığını, sorunların müzakereyle çözülmesi gerektiğini söyledi.
Kurtulmuş, "Bu böyle değil de Yemen'de gerçekten bir savaş olur ve bu büyürse Bahreyn, Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt gibi çok büyük bir şekilde bölge ülkeleri tahribatla karşı karşıya kalacak" diye konuştu.
Bölgede devam eden savaşlardan tek kazanan ülkenin İsrail olduğuna, İsrail'in ortaya çıkan atmosferde, sürekli mevzi kazanarak, işgallerini artırdığına ve bölgede neredeyse dokunulmaz bir güç haline geldiğine işaret eden Kurtulmuş, "Bunun önemli araçlarından birisi de bölgede ortaya çıkan iç kavgalarıdır" ifadesini kullandı.
-"Bunun bir sonu yoktur"
Yemen'e ilişkin henüz Türkiye'nin aldığı bir karar bulunmadığını dile getiren Kurtulmuş, "Türkiye'nin bu anlamda bir tavrı yok. Bizim oradaki temel meselemiz, meşru olarak seçilmiş Yemen yönetimini gerçekten uluslararası camia tarafından ortak bir şekilde korunması ve oradaki meşru zeminin güçlendirilmesidir. Yoksa herhangi bir şekilde bir ülkede birisi darbeyi yapar, yönetimi ele alırsa ona bir meşruiyet atfetmiş oluruz ki bunun bir sonu yoktur" değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, Yemen'de yaşananların bir mezhep savaşı olarak görüldüğünü, ama Husiler ve Husilerin bağlı olduğu mezhebin, teolojik anlamda, Sünnilere en yakın Şii grubu olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uluslararası sistemin içerisinde birbirlerine ulus devletlerin yapısının değişmesinden sonra güç geçiremeyen güçlü çevrelerin, Aden Körfezi üzerinden dünya sistemine karşı müdahale etme araçlarından birisi Yemen'deki çatışmalardır. Buna herkesin dikkatle bakması lazım, herkesin bu oyunun içine girmemek için azami hassasiyet göstermesi lazım. Türkiye, bunun bölgesel bir savaş haline gelmemesi için elinden gelen her türlü güçle, samimiyetle gayret sarf edecektir."
-"Mümkündür, gerçekçidir"
"Genelkurmay Başkanı, 'Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki gelişmeler, iyimser tahminler yapmayı zorlaştırıyor' diyor. Ardından da Irak ve Suriye'deki gelişmelerin PKK ve PYD'yi terör örgütünden ziyade bir meşru güç olarak gösterilmesi endişesini dile getiriyor. Bu şartlar altında PKK'nın silah bırakması ne kadar mümkün ve gerçektir" sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Mümkündür, gerçekçidir. Doğrudur, Sayın Genelkurmay Başkanı'nın söylediği, bu anlamda uluslararası camiada birtakım meşrulaştırıcı, özellikle DAEŞ'e karşı meşrulaştırıcı bir güç algısı oluşturma çabaları vardır. Ama bütün bunlardan uzak, Türkiye'deki bizim Çözüm Süreci olarak başından beri göz bebeği gibi korumaya çalıştığımız, hassasiyetle barışın en önemli kilitlerinden, anahtarlarından birisi olarak gördüğümüz bu sürecin önemi şurada: Bölge bu kadar çatışma içerisindeyken, Türkiye 90 senelik bir sorunu, 100 senelik siyasi bir sorunu, bunun 30 yılı çatışmalarla geçmiş olan kanlı bir sorunu çözme iradesini gerçekleştirirse, burada var olan siyasi irade, örgütün siyah bırakma iradesi gerçekleşirse inanın ki Türkiye sadece kendisi bir başarı sağlamış olmaz, kendisini dışarıdan gelecek tehlikelere karşı da korumuş olmaz, aynı zamanda bütün bölge halkları için umut ışığı yakmış olur."
Kurtulmuş, Çözüm Süreci'nin başarıya ulaşmasının, bölge ülkelerinde, "Bu kadar çatışma, savaş var, bu kadar ümit kırıcı bir ortam söz konusu. Ama buna rağmen helal olsun Türkiye, 30 yıllık bu silahlı meseleyi çözebildi, eşitlik, adalet duygularıyla çözebildi. Eşit yurttaşlık temelinde Kürt vatandaşların hak ve hukukunu genişleterek bu sorunu çözebilecek iradeyi ortaya koydu" şeklinde bir kanaat oluşturacağını ve onlara örnek teşkil edeceğini söyledi.
Bu konudaki iyimserliğini koruduğunu belirten Kurtulmuş, "En kısa zamanda da gerekli adımların atılacağına inanıyorum" dedi.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (1) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?