Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bir tane işi var, vatanı savunacak, en ileri seviyede savunma teknolojilerini kullanacak, bununla ilgili en yüksek uzmanlık seviyesinde eğitimler verecek ve hiçbir şekilde de Türkiye'nin iç siyasetiyle ilgili bir işe Türk Silahlı Kuvvetleri karışmayacak, herkes kendi işini yapacak. Bu yeniden yapılanmanın ana çerçevesi budur. " dedi.
Kurtulmuş, Habertürk TV'de yayınlanan "Teke Tek" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) devlet içerisinde yapılanması ve darbe girişiminin Türkiye'ye ders olup olmadığı, bundan sonra devletin içinde böyle yapılara müsaade etmeme noktasındaki kararlılığın sorulması üzerine Kurtulmuş, "Şüphesiz bu büyük bir ders oldu. Büyük bir kararlılık var. Bunun ilacı da demokratikleşme ve şeffaflaşma." diye konuştu.
Geçmişten beri devleti ele geçirmeye çalışan insanlar olduğunu belirten Kurtulmuş, devletin ele geçirilebilir bir yer olmaktan çıkarılması gerektiğini vurguladı.
FETÖ'cülerin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve devletin içerisinde nasıl örgütlendiğini anlatan Kurtulmuş, TSK mensuplarının içkili toplantılara katılıp katılmadığının, evlerinde dini sembollerin olup olmadığının bildirilmesi şeklindeki talimatları hatırlattı. Kurtulmuş, "Siz diyelim ki dindar bir ülkede ki Türkiye'nin yüzde 99'u Müslüman olan bir ülke, böyle bir ülkede hayat tarzlarına dönük kısıtlama yaparsanız, oradan da birisi çıkıyor, 'Hiç merak etme arkadaş, benim çatımın altına gir, ben seni yükseltirim' diyor. Şimdi insanlar, Sünni, Alevi, Kürt, Türk, dindar, laik, neyse mezhebi, meşrebi neyse o hayat tarzıyla devletin içerisinde yer bulabiliyorsa sorun yok. İşte meselenin şeffaflaşma dediğimiz noktası burasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Sadakatın sadece millete ve vatana olabileceğini, ülkede millete ve vatana sadakati, ehliyeti ve liyakatı olan herkese devletin bütün kadrolarının açık olması gerektiğini belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Tabii ki siyasi partiler iktidar mücadelesi verecek, devletin içerisinde etkin olmak için mücadele verecek. İşte o zaman böyle FETÖ'cü gibi arıza bir takım gruplar ortaya çıkmaz. Varsa gücün gel partini kur, siyasete gir, oy al, ülkeyi yönet, başımız üstünde yeri var ama senin böyle açık, şeffaf dediğin bir tarafın bulunmayacak, tamamıyla gizli bir örgütlenmesin, laik ya da İslami farketmez, dindar görünümlü, siz böyle bir örgütlenmeyle gireceksiz, bir partinin içerisine, bütün partilerin içine girmeye çalışacaksınız, bu böyle olmaz. Niye böyle davranıyor? Siz insanların hayat tarzlarını devlette yasaklarsanız, 'Başörtüsü yasak, şucu olmak yasak, bucu olmak yasak, bir zamanlar solcu olmak yasak, şu mezhepten olmak yasak, bu etnik kökenden olmak yasak' derseniz insanlar bu yasaklar çerçevesinde, herkesin bir kariyer isteği olabilir, herkes kendine güzel bir gelecek planlamak isteyebilir, bunu göremeyeceğini, normal yollarla bunu kuramayacağını düşünürse işte böyle yan yollara sapar. Yan yolların, illegal yolların, örtülü yolların ortaya çıkmasının temel meselelerinden birisi de budur."
"Hiçbir üniversite amacının dışında kullanılmayacak"
Kurtulmuş, FETÖ'den bahsederken "cemaat" lafını kullanmamak gerektiğini belirterek, Türkiye'deki nezih, İslamı yaşayan ve bunun için gayret sarfeden cemaatleri rencide etmemek gerektiğini dile getirdi.
Herhangi bir dini iddialı cemaatin devleti ele geçirmeye uğraşıp, güç temerküzü peşinde koşmasının ve aynı şekilde seküler bir grubun ya da locaların da güç devşirmek için güç temerküzü peşinde koşmasının problem olduğunu kaydeden Kurtulmuş, bir badirenin atlatıldığını ve bundan çok ders çıkarılması gerektiğini ifade etti.
Kurtulmuş, kapatılan okullarda okuyan, FETÖ ile ilgisi olmayan öğrencilerin mağduriyetinin sorulması üzerine, bu süreçte hem öğrenci bakımından hem de üniversitelerin fiziki binaları bakımından mağduriyetlerin yaşanmayacağını aktardı.
Kapatılan üniversitelerin hepsinin devlet üniversitelerine devredildiğini söyleyen Kurtulmuş, "Öğrencilerin her birisi o üniversiteye girdikleri yılda aldıkları üniversite puanı karşılığında devlet üniversitelerine yerleştirilecekler. Yani hiçbir öğrencimiz açıkta kalmayacak, hiçbir üniversite amacının dışında kullanılmayacak." dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, bu üniversitelerin kamu ve devlet üniversitelerinin yerleşkeleri haline getirileceğini ve kimsenin endişe etmemesi gerektiğini anlattı.
Lisedeki öğrencilerin de aynı şekilde normal devlet liselerine gireceklerini dile getiren Kurtulmuş, "Bizim, bilerek dahi olsa bunların okullarına giren insanların çocuklarını mağdur etmek değil amacımız. Burada okul kisvesi altında bir takım yan işleri legalize eden bu yuvaların kapatılıp, devlete devredilmesidir. Çocuklarımızın hepsi de eğitim kurumlarında, kamu kurumlarında yer alacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "ışık evleri"ne ilişkin olarak da İçişleri Bakanlığının bir çalışma yaptığını belirterek, "Bunlar tespit ediliyor, bu tespit edilenler hukukun üstünlüğü prensibi çerçevesinde gerekli yasal işlemler yapılır. Şu anda hazırlık aşamasında olduğu için daha fazla detay vermeyeyim. Bu paralel yapılanma dediğimiz şeyin önemli merkezi, odağı da orasıdır. Birbirinden habersiz, farklı halkalardaki insanları birleştiren tam bir hücre yapılanması, bunun merkezi ışık evleridir." ifadelerini kullandı.
"Herkes kendi işini yapacak"
Askeri okulların kapatılmasına ilişkin soru üzerine de Kurtulmuş, bunun doğru verilmiş bir karar olduğunu söyledi.
TSK'nın, darbelerin zemini olarak kullanıldığının altını çizen Kurtulmuş, artık bu anlayışın ortadan kaldırılması gerektiğini vurguladı. Bunun için gerekli olan köklü dönüşüm sürecinin başladığını kaydeden Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Buradaki amacımız Türk Silahlı Kuvvetlerini tek işi olan vatan savunmasına odaklandırmaktır. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bir tane işi var, vatanı savunacak, en ileri seviyede savunma teknolojilerini kullanacak, bununla ilgili en yüksek uzmanlık seviyesinde eğitimler verecek ve hiçbir şekilde de Türkiye'nin iç siyasetiyle ilgili bir işe Türk Silahlı Kuvvetleri karışmayacak, herkes kendi işini yapacak. Bu yeniden yapılanmanın ana çerçevesi budur. Planlaması çok iyi, uygulamasını da iyi yapabilirsek, uygulamaya geçiş sürecinde ortaya çıkabilecek bir takım noksanlıkları çok rahatlıkla telafi edebilirsek, ümit ediyorum hem Türk Silahlı Kuvvetleri daha saygın bir hale gelecek hem çok daha uzman bir hale gelecek. Artık hiç kimse aklının ucundan dahi darbe yapmayı geçireceği bir silahlı kuvvetler Türkiye'de olmayacak."
"Bu 40 günde bitmez"
Yargının yüzde 45'i ve emniyetin yarısından fazlasının FETÖ tarafından ele geçirildiğini belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"İki senedir devam eden açığa almalar var ve bu süre hemen bugün bitmiş bir süreç değil. 40 yıldır yapılanma devam ediyordu, bu 40 günde bitmez. Bakın Anayasa Mahkemesi'nde iki üyeyi, Anayasa Mahkemesi görevden aldı. Bu FETÖ ile mücadelede gerçekten çok önemli, devrim niteliğinde bir adımdır. Bunlar önceden söylendiğinde belki kimse bunları umursamıyordu ve iki senedir özellikle emniyet ve yargının içerisinde devam eden temizlik operasyonlarının gerçekten ne kadar faydalı olduğunu gördük. Eğer darbe akşamı Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bu darbeci çetecilere bir de emniyetin içerisindeki çeteciler karışmış olsaydı işimiz çok kötüydü."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (3) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?