BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, AK Parti'nin Kürt sorununun çözümü için görüşmeleri başlattığını ancak bu görüşmelerden sonuç almak için arkasına bir siyasi irade koymadığını savunarak, "Birkaç MİT görevlisini kurtararak bu işin içinden çıkılamaz. Başbakan son yasal düzenlemeyle de sorumluluğu doğrudan başbakan omuzlarına almıştır. Kürt sorununu diyalog ve müzakere ile çözmek için 'şu şu kişilerden oluşan bir heyet oluşturduk, tüm taraflarla görüşmek üzere gönderiyoruz'
desinler. Bu işten ancak böyle kurtulabilirler. Aksi takdirde gerçekten gelinen nokta, evet bizim açımızdan zor, evet bizim açımızdan zahmetli ama bence Türkiye ve AKP açısından çok daha sor ve zahmetli hatta riskli, hatta tehlikeli" dedi.
BDP'li milletvekilleri, BDP Meclis Grup Toplantısı'na, cezaevinde açlık grevinde olan Şırnak milletvekilleri Selma Irmak ve Faysal Sarıyıldız'a destek için sürdürdükleri 2 günlük açlık grevi ile ilgili olarak, üzerinde 'Açlık Grevindeyiz' yazılı grev önlükleriyle katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan Kürtçe yaparken, kürsüye çağırdığı Kışanak da konuşmasına Kürtçe başladı. Adı geçen dillerde ve Türkçe dönüşümlü olarak, "Sevgili Ermeni kardeşlerim, sevgili Rum kardeşlerim, sevgili Laz kardeşlerim, sevgili Süryani kardeşlerim, sevgili Çerkez kardeşlerim, sevgili Arap kardeşlerim, sevgili Türk kardeşlerim; dil onurdur diyen Kışanak, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bugün burada bu ülkenin, bu kadim toprakları renklerinin birer birer nasıl soldurulmak istendiğini ifade etmek istiyoruz. Becerebildiğimiz kadarıyla bu topraklarda yaşayan halkların kendi dillerinde anadil onurdur demeye çalıştım. Bu, gerçekten de herkesin çok özenle koruması gereken, çok dikkat etmesi gereken önemli bir söz. Dil ve onur; bu ikisinin birbirinden ayrılmaz olduğunu herkesin kendi dilini konuşurken hissettiği duyguları ve başka bir dili konuşurken yaşadığı zorlukları düşünerek yeniden
hatırlaması gerekiyor. Hepimiz bu ülkede Türkçeyi gayet güzel konuşuyoruz, hatta güzel konuşmak için özen gösteriyoruz. Ama bu ülkede milyonlarca farklı anadili olan insan kendi anadilini yeterince düzgün konuşamıyor ve gelecek kuşaklara aktarabilme olanaklarından yoksun."
Türkiye'de dile işkence yapıldığını ve anadil Türkçe dışındaki dillerin yasaklanmaya çalışıldığını ileri süren Kışanak, Türkçe dışındaki tüm anadillerin de asilime edilmek ve yok edilmek istendiğini öne sürdü. Kürtçe'nin Kürt halkının direnişi sayesinde koruyabildiklerini belirten Kışarak, "Ama diğer anadillerin büyük çoğunluğu yok olmanın eşiğine geldi. Artık biran önce tüm yasaklar, tüm engeller kaldırılmalı; tüm anadiller kamusal alan da dahil olmak üzere, eğitim de dahil olmak üzere sınırsız kullanım
hakkına sahip olmalıdır" dedi.
Birleşmiş Milletler üyesi 194 ülkeden 113'ünde birden fazla resmi dil bulunduğunu belirten Kışanak, "Bu devletlerin hiçbiri bölünmemiş. Sadece Türkiye'de ola ki, kamusal alanda farklı bir dil kullanılırsa Türkiye bölünürmüş. Bu saçmalığa artık hiç kimse inanmıyor" diye konuştu.
ÜÇ TALEP
BDP milletvekilleri olarak açlık grevine başladıklarında bunun nedenini anlatmaya çalıştıklarını belirten Kışanak, "Bu halk 10 yıldır her fırsatta her imkanı her olanağı kullanarak Kürt sorununu barışçıl, demokratik yöntemlerle çözmek için önünüze inanılmaz fırsatlar çıkardı. Ama bunların tamamının elinizin tersiyle ittiniz, tamamının heba ettiniz. İşte onun için bugün millet vekilleri açlık grevinde. Bu halkın oylarıyla seçtiği, özgür iradesiyle seçtiği, halkın teveccühünü kazanan milletvekili olan
arkadaşlarımızı cezaevinde tutuyorsunuz işte bunun için milletvekilleri açlık grevinde. Halkın iradesini tutsak almak istiyorsunuz. Bunu değiştirmeye kararlı olduğumuz için açlık grevindeyiz" şeklinde konuştu.
Cezaevinde açlık grevine başlayan Şırnak Milletvekilleri Selma Irmak ve Faysal Sarıyıldız'ın kendilerine gönderdiği mektupta taleplerinin açıkça yazdığını belirten Kışanak, "Anadil üzerindeki Kürt dili üzerindeki tüm yasaklar kaldırılsın. Bir an önce diyalog ve müzakere yöntemine geri dönülsün. Öcalan'ın da özgürlük koşulu sağlanarak, müzakerelerin sonuç alacak şekilde yürütülmesine olanak sağlansın. Bu üç talep, arkadaşlarımızın, bizim, Türkiye'de barış ve demokrasi isteyen, Türkiye'de çözüm isteyen,
gerçekten halkların kardeşliğine inanan herkesin ortak talebi" diye konuştu.
Kışanak, demokratik açılım başlatan hükümetin, başlangıçta 'sıfır' noktasında olduğunu ancak şimdiye kadar yaptıklarıyla 'eksiye' indiğini ileri sürerek, "Bu gerçeği oyalayarak, tasfiye politikalarına alet ederek zaman kazanmaya çalışarak örtmeye çalıştılar ama bu gerçek bugün de dün olduğu gibi bütün çıplaklığıyla ortada" dedi.
Kışanak, AK Parti'nin yürüttüğü uygulamalarıyla Kürt sorununu büyüttüğünü iddia ederek, "AKP belki izlediği politikalarla zaman kazandı ama irtifa kaybetti. Şimdi yere çakılmak üzere" diye konuştu.
"BİRKAÇ MİT GÖREVLİSİNİ KURTARMAKLA BU İŞİN İÇİNDEN ÇIKILMAZ"
Birkaç MİT görevlisini kurtararak bu işin içinden çıkılamayacağını belirten Kışanak, "Açıkça şunu deklare etmelidir: Artık son yasal düzenlemeyle de sorumluluğu doğrudan bacndi anadilini yeterince düzgüşbakan omuzlarına almıştır. Demek ki bu ülkede Başbakan'ın talimatıyla, istenirse diyalog ve müzakereleri yürütmek üzere bir heyet oluşturulabilir. Açıkça, bunun siyasi sorumluluğunu alsınlar. Kürt sorununu diyalog ve müzakere ile çözmek için 'şu şu kişilerden oluşan bir heyet oluşturduk, tüm taraflarla
görüşmek üzere gönderiyoruz' desinler. Bu işten ancak böyle temizleyebilirler, bu işten ancak böyle kurtulabilirler. Aksi takdirde gerçekten gelinen nokta, evet bizim açımızdan zor, evet bizim açımızdan zahmetli ama bence Türkiye ve AKP açısından çok daha sor ve zahmetli hatta riskli, hatta tehlikeli. Mazlum Kürt halkı bedel ödemeye alıştı. Ödenecek bedellerin en ağırını ödedik zaten" şeklinde konuştu.
"SEÇİLMİŞ OLMAK İÇİN AKP LİSTESİNE Mİ GİRMEK GEREKİYOR"
Başbakan Erdoğan'ın 'Seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz' açıklamasını eleştiren Kışanak, "Seçilmiş olmak için Başbakan tarafından mı seçilmiş, atanmış olmak gerekiyor? Seçilmiş olmak için AKP listesine girmek mi gerekiyor? Cezaevindeki milletvekilleri seçilmiş değil mi?" diye konuştu.
Uludere'de 34 kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili Heron görüntülerinin İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu tarafından izlendiğini ve tüm üyelerin ölenlerin sivil insanlar olduğunu gördüklerini savunan Kışanak, "Bunu ilk kez Heron görüntüsü izleyen anlıyor da bu Heron görüntüleri üzerinden sayısız hava operasyonu yapanlar bilmiyor mu? Bu yalanı kim yutar?" diye konuştu.
Devlet Denetleme Kurulu'nun Hrant Dink raporunu da değerlendiren Kışanak, AKP'nin çıraklık döneminde işlenen cinayetin kalfalıkta delileri karartma, ustalık döneminde de cinayetin üstünün örtülmeye çalışılmasıyla geçtiğini ileri sürdü. BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan'ın Kışanak'ı dinlerken duygulandığı görüldü. - ANKARA
Son Dakika › Politika › BDP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?