CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Türkiye'de demokrasinin en önemli sorunlarından birinin yüzde 10 seçim barajı meselesi olduğunu belirterek, bunun barajı aşmama tehlikesi olan partilerin değil, Türkiye'nin, demokrasinin, Parlamento'nun sorunu olduğunu söyledi.
Öztürk, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, iktidarın Türk toplumunun demokrasiye olan bağlılığını, darbeye olan karşıtlığını sürekli kullandığını ancak 12 Eylül yasalarını düzeltmediğini söyledi. AK Parti iktidarında darbe ve darbeciliğin tanımlarının değiştiğini savunan Öztürk, ancak iktidara muhalif olan herkesin "darbeci, terörist" ilan edildiğini, demokratik hak ve özgürlüklerin kısıtlandığını ifade etti.
Milli iradenin Meclis'e eksiksiz yansıtılmasının, bireylerin hiçbir baskı altında kalmadan oylarını özgürce düşündükleri partiye verebilmesiyle mümkün olduğuna işaret eden Öztürk, "Kendisini özdeşleştirdiği partinin barajı aşmayacağı düşüncesiyle başka partiye oy veren çok oluyor. Bu da milli irade hırsızlığıdır. Bu, tüm partiler açısından geçerlidir. Türkiye'de demokrasinin en önemli sorunlarından biri, baraj meselesidir. Bu barajı aşmama tehlikesi olan partilerin değil, Türkiye'nin, demokrasinin, Parlamento'nun sorunudur. Barajı kaldırmak Parlamento'nun görevidir. Sorun HDP'nin barajı aşıp aşmaması meselesi değil. Yüzde 2-5 gibi siyasi düşüncelerin de Parlamento'ya yansımamasının önüne geçilmeli. Türkiye'de faşistinden komünistine kadar herkesin düşüncesi Parlamento'ya yansımalı" diye konuştu.
İktidarın "12 Eylül'ün muktedir çocuğu" olduğunu, bir yandan 12 Eylül'e karşı tutum gösterirken, diğer yandan getirdiği kurum ve yasalardan medet umduğunu ileri süren Öztürk, "Gerçekten korkmuyorlarsa seçim barajını kaldırılmaları gerekir. Seçim barajının bu dönem kaldırılması çok önemli. Biz de daha önce barajın altında kalmıştık. 1999 ile 2015 koşullarının aynı olduğunu düşünmek yanlıştır. Barajı kaldırmazsanız demokrasiyi sakatlarsınız. Bunu kaldırmak toplumsal ve siyasal zorunluluktur. Bunun formalitelerini Parlamento çözmek zorunda. Seçimlere ilişkin Parlamento'nun önündeki en temel görev budur" dedi.
AYM'nin verdiği kararın doğru olduğunu, konuyla ilgili olarak hak ihlali tespiti bile yapamayacağını anlatan Öztürk, buna ilişkin yasa hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğunu ancak CHP olarak yaptıkları başvurunun reddedildiğini, seçim barajının bireysel başvuru olarak incelenebilmesi için AYM'nin bunun Anayasa'ya aykırılığını ileri sürüp incelemesi gerektiğini söyledi.
AK Parti Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu'nun "90 yıllık reklam arası sona erdi" twiti ile ilgili sorular üzerine Öztürk, "Cumhuriyet ve demokrasiye karşı bir düşünce. Demokrasi onların ağababaları tarafından amaca ulaşmak için binilmesi gereken araçtı. Geldiğimiz noktada, demokrasi artık inilmesi gereken son durak... Son durağa geldiler, bu durakta iniyorlar. Her şey 'bir şey olmaz' diye olur. Cumhuriyet yerine kendi dikta rejimlerini kurma için meşrulaştırma hareketi olarak görüyorum. Cumhuriyet Gazetesi'ne gece yarısı baskını bunun somut örneğidir. Eski Milletvekili Fevzi İşbaşaran'ın başına gelen, pişmiş tavuğun başına gelmedi. Bunlar basit olaylar değil. İktidar hukuk ve demokrasiden tamamen sapmıştır" karşılığını verdi.
Öztürk, şeffaflık ve siyasi etik ile ilgili düzenlemeler konusundaki sorulara, "Yolsuzluğu ihbar eden memure ödül verilecekmiş. O memur, Bakan'ın yolsuzluk yaptığını söylerse ne olacak? Halkı kandırıyorlar. Boğazına kadar yolsuzluk içinde yüzen, ağzından pislikler saçan iktidarın şeffaflaşma ve temiz siyaset sözleri inandırıcı olabilir mi? TBMM Başkanı Cemil Çiçek inandırıcı değil. Yaşadığımız sorunlar Anayasa'dan değil, yasalardan kaynaklanıyor. Çiçek samimi olsaydı, bu dönem 12 Eylül antidemokratik yasalarının yürürlükten kaldırılmasına öncülük ederdi" ifadelerini kullandı. - TBMM
Son Dakika › Politika › CHP Mersin Milletvekili Öztürk Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?