CHP Myk Toplantısı - Son Dakika
Politika

CHP Myk Toplantısı

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, "Türkiye'de bir başkanlık tartışmasına ihtiyaç yok. Türkiye'de bir refah tartışmasına ihtiyaç var. Türkiye'de 6 milyon işsizin iş bulacağı bir düzenin nasıl inşa edileceğinin tartışılmasına ihtiyaç var.

26.10.2016 17:27

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, " Türkiye'de bir başkanlık tartışmasına ihtiyaç yok. Türkiye'de bir refah tartışmasına ihtiyaç var. Türkiye'de 6 milyon işsizin iş bulacağı bir düzenin nasıl inşa edileceğinin tartışılmasına ihtiyaç var. 'Başkanlık' diyerek yaratılan istikrarsızlığın karşısına ancak ve ancak 'daha çok demokrasi, güçlü bir parlamenter demokratik sistem' diyerek çıkabiliriz." dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.

Toplantının ardından basın mensuplarına açıklama yapan Böke, 15 Temmuz'da Türkiye'nin büyük bir felaketin ucundan döndüğünü, darbeyi başarısız kılan gücün "demokrasi" olduğunu söyledi.

Darbe girişiminin ardından dört siyasi partinin, Türkiye'de demokrasiyi güçlendirmek, darbenin faillerini hukuk karşısına çıkarmak ve bir daha tekrar etmesine imkan vermeyecek düzeni inşa etme konusunda halka bir söz verdiğini anımsatan Böke, bu ortak iradeyi hiçe sayan bir iktidarla karşı karşıya olduklarını ileri sürdü.

AK Parti'nin, şehitlere ve Türkiye'ye olan namus borcunun altında kaldığını iddia eden Böke, "AKP, FETÖ ile gerçekten hesaplaşmak yerine, bundan korkuyor, kaçıyor. Esasında AKP gerçek darbecileri soruşturan değil, koruyan bir mekanizma işletiyor. Bugün AKP, Türkiye'yi bir yılan gibi sarmış olan FETÖ'nün bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılmasının ve hesap vermesinin önünde yegane engeli oluşturuyor." diye konuştu.

Böke iktidarın, FETÖ'nün ve gerçek darbecilerin en büyük koruyucusu, kollayıcısı ve muhafızı olduğunu öne sürerek, şunları kaydetti:

"Türkiye'yi 15 Temmuz sürecine taşımış olan bir suç ortaklığıydı. AKP, cumhuriyetle, Silahlı Kuvvetlerin onurlu, vatansever subaylarıyla hesaplaşmak için Türkiye'yi bile bile bir terör örgütüne teslim etti. En zor bozulan ortaklık, suç ortaklığıdır. Bugün bizzat bunu AKP, FETÖ ilişkisinde yaşıyoruz. AKP kendisini, kendi içindeki FETÖ'cüleri korumak, suç ortaklığını örtbas etmek için FETÖ ile gerçek hesaplaşmayı yapmaktan kaçıyor ve bunun önündeki en temel engel olmaya devam ediyor. Suç ortağı AKP, kendisini korumak için diğer suç ortağını, FETÖ'yü koruyor. Kendi suçunu örtmek için Türkiye'nin FETÖ ile hesaplaşmasının önünde duruyor."

AK Parti'nin, Darbe Komisyonu'na yıllarca Fetullah Gülen'e övgüler dizen bir milletvekilini başkan olarak atadığını ileri süren Böke, iktidarın, komisyonun çalışmaması için müthiş bir gayret gösterdiğini savundu. Böke, komisyonun, AK Parti tarafından, Darbe ile Mücadele Komisyonu olmaktan çıkarılıp, darbecileri aklama ve darbenin üstünü örtme komisyonuna dönüştürüldüğünü iddia etti.

"Ergenekon ve Balyoz davasının avukatlığına soyunuyorlar"

"Eğer amacınız darbe ve FETÖ ile hesaplaşmaksa, bu komisyonu olması gerektiği gibi gerçekleri ortaya çıkarmak için çalıştırırsınız. Yok eğer derdiniz bu suçu örtbas etmekse ve kendi ortağınızı koruyup kollamaksa, o zaman dostlar alışverişte görsün mantığıyla bu komisyonu bir vitrin olarak kullanırsınız." diyen Böke, komisyonun işleyişinden iktidarın nasıl hareket ettiğinin görüldüğünü söyledi.

Komisyonda, geçmişin bürokratlarının, gazetecilerinin ne olduğunu samimiyetle anlattığını belirten Böke, "Amaç darbe ve FETÖ ile mücadele etmek olmadığı için komisyonda söylenenlerden rahatsızlık duyan Başbakan, birkaç gün sonra, hatta bazen komisyonda verilen bu samimi ifadelerden 1-2 saat sonra söylenene sözle veya eylemle tepki koyuyor." dedi.

Böke, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer derdiniz bu suçu örtbas etmek ve birşeyleri saklamaksa, o zaman söylenenden duyduğunuz rahatsızlıktan sonra bağırırsınız tabii. Eğer derdiniz gerçekleri ortaya çıkarmaksa, söyleneni dinler, gerekiyorsa daha çok bilgiyi almak ve bu söylenenin doğruluğunu tespit etmek için çaba gösterirsiniz.

Başbakan bu hafta kalktı hiç utanmadan, sıkılmadan FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetlerine yaptığı kumpası tüm delilleriyle ortaya çıkan 'Ergenekon ve Balyoz'un gerçek olduğunu' söyledi. Bir zamanlar AKP, FETÖ ile el ele Türkiye Cumhuriyeti'nin şerefli subaylarını, gazetecilerini, aydınlarını hedef alan, haysiyet cellatlığı yapan, insanların hayatını karartan ve TSK'yı açıkça FETÖ'ye teslim etmek için kurgulanan bu davanın avukatlığını yapmışlardı. Sonra çıktılar, 'Bu dava kumpastır.' dediler. Cumhuriyet tarihinin en büyük itiraflarından birini yaptılar ve 'TSK'ya kurulan kumpasın açık ortağı olduklarını' itiraf ettiler. Şimdi yine her zamanki gibi söylenenden çark ediliyor ve FETÖ ile ortak işledikleri suçu örtbas etmek için Ergenekon ve Balyoz yalanına bir kez daha sarılıyorlar.

AKP bırakın darbeyle mücadele etmeyi, bırakın FETÖ ile hesaplaşmayı, TSK'yı FETÖ'ye ve darbecilere teslim eden, milletin malı olan uçağı, tankı Türk subaylarından alıp, teröristlere teslim eden, milletin bombalanmasına, öldürülmesine, Gazi Meclis'in bombalanmasına yol açan Ergenekon ve Balyoz davasının avukatlığına yeniden soyunuyorlar."

"Vatandaş fakirleşiyor"

Bir gazetede, FETÖ'nün kullandığı "ByLock" yazışma sisteminin patent sahibi olduğu ileri sürülen kişiyle yapılan röportajın yer aldığını hatırlatan Böke, "Bu haberde, bu yazışma sisteminin imtiyaz sahibi olduğu söylenen şahsın, 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'ye girip çıktığı ortaya çıktı. Bu gerçekten rahatsız olan AKP ve havuz medyası habere saldırmaya başladı. Oysa AKP'ye düşen en temel görev, bu darbeye dair ortaya çıkan bütün bilgileri Darbe Komisyonu'nda konuşmak, tartışmak ve Türkiye'yi bu gerçeklerle, yarın daha güçlü bir demokrasiye taşımaktır, tetikçilerle tehdit savurmak, silahlanmaya davet etmek değildir. Gazeteler üzerinden infaz yapmak hiç değildir." diye konuştu.

Böke, AK Parti'nin zamanında bilerek, görerek, isteyerek, kendi rızasıyla devleti ve orduyu FETÖ'ye teslim ettiğini, bugün de bu ortaklığın ayrıntılarının ortaya çıkmasına engel olduğunu öne sürdü.

İktidarın, kendi içindeki FETÖ'cüleri korumak için darbeyle yüzleşmekten korktuğunu öne süren Böke, bu suçların örtbas edilmesine asla izin vermeyeceklerini vurguladı.

Başkanlık rejiminin bir ihtiyaç gibi ortaya konulduğunu ifade eden Böke, "Başkanlığın lafı dahi Türkiye'de doğrudan bir istikrarsızlığa yol açıyor. O istikrarsızlık, doğrudan vatandaşımızın fakirleşmesine, refahının azalmasına ve yarına dair umudunun ekonomik olarak bugünden kaybolmasına sebep oluyor. Başkanlık dedikleri anda kuruş kuruş değer kaybetti Türk lirası." dedi.

Böke, Başbakan Yıldırım'ın "Türk lirasının değer kaybından bize ne?" dediğini aktararak, Türk lirasının değer kaybının doğrudan vatandaşın cebini ilgilendirdiğini söyledi. Yapılan köprülerin fiyatlarının dolara bağlandığını anımsatan Böke, "Şimdi çıktınız utanmaz bir biçimde 'Çanakkale geçilmez' lafını dahi anlamayarak, Çanakkale Köprüsü'nün fiyatını avroya bağladınız. Avro veya dolara bağlamak fark etmez, eğer vatandaş Türk lirası geliri elde ediyorsa, her Türk lirası değer kaybettiğinde vatandaş fakirleşiyor demektir." ifadesini kullandı.

Böke, vatandaşın zenginleştiği, haksızca, hukuksuzcu hapislere tıkılmadığı, özgürleştiği, el ele devletiyle yürüdüğü bir yarın inşa etmek istediklerini, bunun için de yapılması gerekinin "daha güçlü demokrasi" olduğunu söyledi.

"Seçimle gelen seçimle gider"

Konuşmasının ardından Böke, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"Başkanlık konusu referanduma gelecek olursa duruşunuz ne olacak?" sorusuna Böke, "Türkiye'de bir başkanlık tartışmasına ihtiyaç yok. Türkiye'de bir refah tartışmasına ihtiyaç var. Türkiye'de 6 milyon işsizin iş bulacağı bir düzenin nasıl inşa edileceğinin tartışılmasına ihtiyaç var. Türkiye'de iflas ediyor olan şirketlerin, nasıl iflas etmeyeceğinin tartışılmasına ihtiyaç var. 'Başkanlık' diyerek yaratılan istikrarsızlığın karşısına, ancak ve ancak 'daha çok demokrasi, güçlü bir parlamenter demokratik sistem' diyerek çıkabiliriz." yanıtını verdi.

Böke, başka partilerin ne diyeceklerine karar verememiş olabileceğini ancak CHP'nin başkanlıkla ilgili pozisyonunun çok açık olduğunu söyledi.

"Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eş başkanlarının gözaltına alınmasını nasıl değerlediriyorsunuz?" sorusu üzerine Böke, "Seçilmişlere de vatandaşlara da düşen görev hukuk içinde hareket etmektir. Ancak şu gerçeği unutmamalıyız, seçimle gelen seçimle gider." dedi.

"Cumhuriyet kutlamasında değişkilik yok"

" İstanbul'da şort giydiği gerekçesiyle bir kadına tekme atan şahıs, tahliye edildi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna karşılık Böke, vatandaşın istediği gibi giyinme özgürlüğünü elinden alan toplumsal gerçeğe karşı durmanın kendilerine düştüğünü kaydetti.

"29 Ekim yürüyüşünüzde, Ankara Valiliğinden gelen karar doğrultusunda bir değişiklik olacak mı?" sorusunu da Böke, "Herhangi bir değişiklik yok. Biz Cumhuriyet'i izinle kurmadık, kutlamasını da izinle yapmıyoruz." diye yanıtladı.

Kaynak: AA

Son Dakika Politika CHP Myk Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement