Üsküdar Üniversitesi Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, FETÖ darbe girişimi konusunda, "Yangın çıktığında önce söndürmeye sonra nedenini bulmaya odaklanırız. Şimdi yangını söndürmeye çalışıyoruz, nedenleri sonra araştırılacak." dedi.
Tarhan, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini araştırmak amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonuna verdiği bilgide, örgütün bütün kötülük yöntemlerini kullandığını söyledi. Darbe girişiminden önce örgütle ilgili bildiklerini yetkili makamlara ilettiğini ifade eden Tarhan, örgütün ABD ve Türkiye'de farklı yöntemler ve kişilikleri kullanarak etki etmeye çalıştığını kaydetti.
FETÖ'nün, TSK'nın bazı zaaflarını kullandığını savunan Tarhan, "TSK'da komutanlar dine karşı değiller ama çeşitli dinamiklerle dine yakın olmaktan korkarak dindarlara karşı oldukları yaklaşımı var. Öyle olunca din karşıtı darbe korkusu var insanlarda. Kendilerini kamufle ederek bunu çok iyi kullandılar. TSK içinde sağlıksız bir düşünce var; 'Emir komuta zinciri içinde olursa doğrudur, yoksa yanlıştır' şeklinde. 'Vatan için şartlar hazırsa ihtilal meşrudur' yaklaşımı... Bunun kararını kim verecek? İç düşman tanımının açık ve net yapması lazım." diye konuştu.
Darbe girişiminin başarılı olma ihtimalinin düşük olduğuna işaret eden Tarhan, eğitim sisteminin biat kültürünü desteklediğini ve biat kültürüyle eğitimde militarizm eğitimi yapıldığını savundu.
"Aklı başında bir insan nasıl olur da körü körüne böyle bir yapıya bağlanır? Bu durum psikolojik olarak nasıl açıklanabilir?" sorusu üzerine Tarhan, insanların beyninin ödül ve ceza istemiyle çalıştığını belirterek, ödül sistemi kullanılarak insanlara olağanüstü şeyler yaptırıldığını söyledi. Sorgulamayan, aklını kullanmayan insanları aldatmanın kolay olduğunu, "İnternet ortamında bugün çok saçma şeylerin alıcısı çıkıyor. İnsan bir şeyi çok isteyince sorgulamıyor. İtaat ve sadakat bizim kültürümüzde çok yüceltiliyor. Bunu çok rahat kullandılar. İnsanları yüksek ideal için hipnoz yetenekleri var. Grup seansı yapıyor, konuşurken gözünü kaçırıyor. Göz teması önemlidir. Yalan söylemeye yakın kişiliklerde bu olur. Dini bilgisini kullanarak alırlar bu çocukları, beyinlerini yıkarlar. İmam hatipte din eğitim alanlar FETÖ'cü olmadı. Çünkü onlara gerçek temel dini bilgiler öğretiliyor. Gerçek dini bilgileri verirsek öyle bir genci etkileyemezler." diye konuştu.
Tarhan, örgütün, eğitim sisteminin zaaflarını kullandığını belirterek, "Özel evlilikler yaptırıyorlar. Eşi tescilli olanları boşandırdılar. Sahte boşanmalar yapıldı. Aklını teslim etmişler, körü körüne itaat ediyorlar. Kendi içlerinde ikna yöntemleri geliştirmişler, kahramanlık ideolojileri var.
Mülakata dönmek çok tehlikeli. Adaletli davranılırsa, adalet hızlı işlerse gerçek suçlu ile suçlu olmayan ayrılırsa bu travmayı aşarız. Adalet duygusuna her zamankinden daha çok ihtiyacımız var." dedi.
-Tanrıkulu ile Tarhan'ın tartışması
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun, kendisinin Gülen ile ilgili bir yazısına işaret ederek yönelttiği soruya Tarhan, "2008 yılında 'Gülen gelsin-gelmesin' tartışması var. Ben Ergenekon davasının tanığıyım. Yaşadığım olaylarla ilgili bilgi istediler anlattım. O önemde parti kapatma davası vardı. Bu dönemde dönmesini tehlikeli, riskli görüyordum. Övücü bir tek satırım yok o kişiyle ilgili. 2008'de 'sayın' demeyen mi vardı? Apo'ya bile 'sayın' demekte sakınca görmeyen biriyim. Sayın kelimesine takılıp suçlamak doğru değil." karşılığını verdi.
Tanrıkulu'nun, "Sizin gibi sosyal psikolog, kötü olarak tanımladığı birine nasıl davranması gerektiği konusunda öğütler veriyor. Siz kendisine yol gösteriyorsunuz. 'Bunu şöyle böyle yapma.' diyorsunuz. Ayrıca 'Ergenekon var' diyorsunuz." demesi üzerine Tarhan, "Ergenekon'dan yargılananlar beraat etmedi. Ergenekon sulandırıldı." dedi.
FETÖ'nün kendisiyle ilgili bir şey yapıp yapmadığı sorusuna Tarhan, GATA kökenli olduğunu hatırlatarak, "O dönem yaşadığım, Batı Çalışma Grubu'nun kumpasıydı, kendi isteğimle 1996 yılında emekli oldum. 28 Şubat ilk GATA'da başladı. Kurulu düzenin lehine örgütler iyidir, lehine olanlar kötüdür anlayışına girmemek lazım. Kurulu düzen kendini düzeltmeli." karşılığını verdi.
"Aileyi cezalandırmak..."
FETÖ mensuplarının çocuklarıyla ilgili ne yapılabileceği sorusuna Tarhan, olayın sıcaklığının sürdüğünü, soğumaya başladığında gösterilecek hassasiyetin önemli olduğunu ifade ederek, "Biri suç işledi diye bütün aileyi cezalandırmak suçun şahsiliğine, akla da uygun değil. Ailesinde biri FETÖ'cü çıktı diye kızkardeşi işten atıldı. Bu insanlara ümit vermek gerekir. Somut kanıt olmadan kimse mağdur edilmemeli. Somut adımlar atılmalı, konuya hassasiyet gösterilmeli. 'Suçlu ile yakınlarını ayırıyoruz' mesajını vermek ve hassasiyet göstermek yeterli olur." diye konuştu.
28 Şubat sonrasında TSK içinde komutanların cemaat mensupları için "Artık pişman oldular, eğlence ve toplantılarımıza katılıyorlar" dediklerini ancak onların sinsi şekilde mekanizmayı ele geçirdiklerini anlatan Tarhan, "Şimdi psikolojik savaş var. Taraftarların çoğu yeni umut ve beklenti içindeler. Zihinsel olarak 'Kaybettik' demedikçe bitmez. Teorik temellerin çürütülmesine ihtiyaç var. Uluslararası camiadaki destekleriyle ilgili çalışma yapmak lazım. Ağaç yavaş yavaş kurur. Bu konuda bilgiler arttıkça, doğrular ortaya çıkacak, insanların tavırları da netleşecektir" değerlendirmesinde bulundu.
"Pirincin içindeki beyaz taş..."
Gülen'in kendisini Allah ile peygamber arası bir konuma yerleştirdiğini anlatan Tarhan, kendisinin ABD'de ve rahat koşullarda olmasının takipçilerini desteklediğini ve moral verdiğini söyledi. Nevzat Tarhan, "O rahat ve huzur içinde yaşadıkça örgütle mücadele çok zor. İnsanların bu konudaki umudunun bitmesi lazım ki örgütle ilgili beklentiler yok olsun. Örgüt içinde kendisine ihanet edildiğine inanılıyor. Bu yolla toplumdaki tabanlarını korumaya çalışıyorlar. Adli yargı somut bilgileri ortaya çıkardıkça yargı bu süreci çözecektir. Pirincin içindeki siyah taşı bulup çıkarmak kolay ama beyaz taşı çıkarmak zor. Bu yapı, beyaz taş gibi. Türkiye Cumhuriyeti şu anda beka, ayakta kalma mücadelesi veriyor." diye konuştu.
Örgütün cezaevinde destekçilerine "Bize bir şey yapamazlar, bizim çizgimize gelecekler" şeklinde moral aşıladığını, cezaevi yönetimlerinin bu konuda dikkatli olması ve kişileri ayırması gerektiğini anlatan Tarhan, ancak mensupların aileleri, çocuklarıyla ilgili rehabilitasyon programı uygulanması gerektiğini savundu.
"TSK'da üstün alta güvenmesi lazım. Şu anda TSK'da güven ciddi şekilde sarsıldı. Komutanın emrini yapmakta zorlanan bir yapı var. Bu durum zaman isteyecek" diyen Tarhan, Türkçe Olimpiyatlarının piyon olarak kullanıldığını, "O dönemde bazı süreçler yaşandı, aldatıldık, özür dileriz" demenin de bir erdem olduğunu söyledi.
Yaşanan olayların öğretici yönünün önemine dikkati çeken Tarhan, yaşananları bir yangına benzetti. Tarhan, "Yangın çıktığında önce söndürmeye sonra nedenini bulmaya odaklanırız. Şimdi yangını söndürmeye çalışıyoruz, nedenleri sonra araştırılacak." dedi.
Tarhan, cezaevlerindeki intiharlarla ilgili psikolojik destek verilebileceğine dikkati çekti.
Son Dakika › Politika › Fetö Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?