Haluk Koç - Kılıçdaroğlu'na yapılan sehven soruşturma çağrısı -

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, "Sayın İhsanoğlu, bütün Türkiye'yi kucaklayan, mezhep ayrımı yapmayacak bir çizginin temsilcisi olarak, demokrasiyi ve onun kurumlarını çalıştıracak bir çizgiyi herkesin önüne getirecektir" dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.

Koç, toplantı devam ederken basın mensuplarına açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz günlerde şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmasını hatırlatan Koç, İstanbul Milletvekilleri Aykut Erdoğdu'nun da yine bir savcı tarafından "sehven ifadeye" çağrıldığını bildirdi.

Koç, şunları söyledi:

"Kılıçdaroğlu'na bir sehven soruşturma çağrısı yapmışlardı. Şimdi hırsızlığa bulaştığı açık seçik belli olan, fezlekelerde adı geçen bir mahdum tarafından yapılan ihbarla, dizinin ikincisi Yasin El Kadı, TÜRGEV olayının üzerinde çalışan İstanbul Milletvekilimiz Aykut Erdoğdu'yu savcı, bir gazeteciyle beraber soruşturmaya çağırıyor. Sayın Erdoğdu'nun milletvekili olduğu unutuluyor. Bu sehvenlerin altında yatan 'korkutma, sindirme, gözdağı verme... Geç bunları. Hiçbir CHP'li senin kurduğun hiçbir kumpasın karşısında, bir milim geriye gitmez, savunduğu ilkelerin arkasında dimdik durur. Sehven, üçü, dördü bekliyoruz. Bak ben de buradayım. Gücün yetiyorsa üçü de dördü de beşi de devam ettir bakalım."

Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça, Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarında muhalefet partilerini çok ağır bir dille itham ettiğini ileri süren Koç, "Muhalefete söylediklerinin hepsinin nedeni, altında yatanı korkusunun dışa vurumudur. Sen bırak muhalefeti, siz birbirinize gireceksiniz, darmadağın oluyorsun. Önemli bir siyasi fetret dönemine giriyorsunuz" diye konuştu.

Koç, Başbakan'ın "ölüm, kefen edebiyatı" yaptığını ifade ederken, "Niye ağlıyorsun, bir siyasi sürecin içindeyiz. Sıkıştı mı kefen, sıkıştı mı ölüm. Hiç merak etme hem ağlayacaksın, hem gideceksin, ağlaya ağlaya gideceksin" görüşünü savundu.

Başbakan'ın "CHP, MHP topluma aday dayattılar" dediğini belirten Koç, "Sen değil miydin, 'Bunların adayı yok' diyen, işte aday ortada. Senin adayın belli mi? Son güne kadar niye kıvranıyorsun?" diye sordu.

-" Hacı Bektaş'ı da Mevlana'yı da ziyaret edecek"-

Bir gazetecinin, eski CHP'li 42 milletvekilinin Ekmeleddin İhsanoğlu'nun önerilmesiyle ilgili yayınladıkları bildirinin sorulması üzerine Koç, herkesin görüşüne saygısı olduğunu, İhsanoğlu'nun da önümüzdeki haftadan itibaren kendisini anlatacağını söyledi.

İhsanoğlu'nun CHP'nin ya da MHP'nin çıkardığı değil, bir mutabakat adayı olduğunu vurgulayan Koç, adaylığının ise kesin olduğunu ve 29 Haziran Pazar günü de geniş bir imzayla başvurusunun yapılacağını belirtti.

Koç, İhsanoğlu önerisine Alevi derneklerden gelen tepkilerin sorulması üzerine ise "Sayın İhsanoğlu'nun kimliği anladığım kadarıyla bazı çevreleri çok ürkütmüş. Alevi derneklerinin, Alevi kanaat önderlerinin ismini şu ana kadar ağzına almayanlar, bu arkadaşlarımızın görüşlerini kendilerine şiar edinerek Sayın İhsanoğlu'na karşı bir propaganda aracı kullanıyorlar. Bu çok hayra alamet bir olaydır" yanıtını verdi.

İhsanoğlu'nun Anıtkabir'i ziyaretinin ardından Nevşehir Hacıbektaş ilçesine de gideceğini bildiren Koç, "Daha sonra Mevlana'yı da ziyaret edecek. Sayın İhsanoğlu, bütün Türkiye'yi kucaklayan, mezhep ayrımı yapmayacak bir çizginin temsilcisi olarak, demokrasiyi ve onun kurumlarını çalıştıracak bir çizgiyi herkesin önüne getirecektir" diye konuştu.

-Çözüm süreci çerçeve yasası-

Çözüm sürecinin çerçeve yasasının çıkarılması için yapılan çalışmaların hatırlatılması ve değerlendirmesinin sorulması üzerine ise Koç, şunları kaydetti:

"CHP başından beri demokrasi ve özgürlüklerden yana. Yine seçim aşaması geliyor, yine gizli pazarlıklarla kendi siyasi çıkarına uygun bir demet öneriyle hükümetin başındaki kişi ortaya çıkıyor. Ben Kürt yurttaşlarımızın şu gerçeğin altını çizmelerini bir kere daha ifade ediyorum, Tayyip Erdoğan'la bu sorunun çözümü, Beyefendinin kişisel çıkarlarına dönük pazarlık noktasına taşınmasıyla mümkün değildir. Tayyip Erdoğan'la demokratikleşme, Tayyip Erdoğan'ın temsil ettiği AKP ile demokrasi olmaz."

(Bitti)