MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, milletin cumhuru temsil edecek, Cumhuriyet'in anlam ve birikimlerine sadakatle bağlı kalacak, milli kimliğe saygı duyup benimseyecek, hakkında hiçbir şaibe olmayan tertemiz bir isme Cumhurbaşkanı olma şerefini vereceğini belirterek, "Siyasi görüşü, fikri aidiyeti, mezhebi ve yöresi ne olursa olsun, ister AKP'li ister MHP'li isterse CHP'li olsun her vatan evladı Cumhurbaşkanı olabilir, ne varki Recep Tayyip Erdoğan olamaz, milletin terazisi bu sıkleti çekmez" dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, 30 Mart yerel seçimlerini değerlendirdi, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin görüşlerini açıkladı.
Yerel seçimlerden sonra sandıklardan yayılan şaibelerin, itirazların, seçim hileleriyle ilgili yorumların çok konuşulduğunu ve konuşulmaya devam ettiğini ifade eden Bahçeli, sandık sonuçlarının tartışmalı olmasının demokrasinin özüyle ve milli iradenin temsiliyle uyumlu olmadığını söyledi.
Seçim akşamı oyların sayımı sırasında 41 ilde görülen elektrik kesintisinin herkesi kuşkulandırdığını dile getiren Bahçeli, "Hükümet üyesi bir bakanın yaşanan elektrik kesintisini trafoya giren kedilere yüklemesi milletimizin aklıyla dalga geçmek olarak tarihe geçmiştir. Herhalde kedilere dava açılması gündemdedir ve trafolar Başbakan'ın adamları tarafından kuşatılmış olsa gerektir. Allah'tan, doğadaki vahşi hayvanlar baraj sularını içip bitirmemiş, enerji nakil hatlarını kuşlar kemirmemiş, termik santrallerine meteor taşı düşmemiş, sadece paralel kediler suçlanarak vaziyet kurtarılmıştır. AKP hükümeti çok yakında yaşanan aksaklıkları, sandıklardaki şayiaları dünya dışı varlıklara ihale ederse kimse şaşırmamalı ve hayrete kapılmamalıdır" diye konuştu.
Bahçeli, seçim sandığı üzerindeki sis perdesinin acilen aralanması gerektiğini belirterek, "Çünkü sandık milletin namusudur. Namusa el uzatan, sandıklarda yolsuzluk yapan kim varsa teşhis edilip en ağır şekilde cezalandırılmalıdır" dedi.
"Suriye ile ne zaman savaşa girdik?"
Devlet Bahçeli, Türkiye'nin iç ve dış sorunlarının arttığını, Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasıyla tansiyonun zirveye çıktığını kaydederek, " Ukrayna'da yaşanan trajik ve kabul edilemez Rus zorbalığından kaynaklanan Kırım'ın perişanlığı hepimizi tedirgin etmektedir. Soydaşlarımız yaslı ve endişelidir. Kırım Türklüğü zulmün ve esaretin pençesindedir" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yerel seçim akşamı yaptığı "balkon konuşmasında" Türkiye'nin Suriye ile savaşta olduğunu söylediğini belirten Bahçeli, "Sayın Başbakan, Türkiye, Suriye ile ne zaman savaşa girmiştir? Savaş kararını alacak TBMM'nin niçin bundan haberi yoktur? Türkiye'yi kafana göre savaştırıp, canının istediğiyle dövüştürmek mi istiyorsun? Bu nasıl bir aymazlık, bu nasıl bir düşüncesizlik, bu nasıl bir sorumsuzluktur?" sorularını yöneltti.
Erdoğan'ın sözlerine açıklık getirmesini isteyen Bahçeli, Türkiye'nin Kaddafi'nin çadır devleti, Saddam ve Esad'ın Baas rejimine sahip olmadığını ifade etti.
-"Toplumu kamplara ayırandan Cumhurbaşkanı olmaz"
Devlet Bahçeli, yerel seçimlerin hemen ardından Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili görüşlerin gün yüzüne çıktığını dile getirerek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "vakit geldi" sözünün adeta işaret fişeği olarak kabullenildiğini söyledi.
AK Parti'den yapılan açıklamalara göre Çankaya Köşkü'ne en güçlü adayın Başbakan Erdoğan olduğunun anlaşıldığını belirten Bahçeli, Türkiye'nin seçim takviminin başlamasına 82 gün kala "Gül mü, Erdoğan mı" sorusuna kilitlendiğini ifade etti.
AK Parti'li bazı isimlerin Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı, Gül'ün Başbakan olacağı modeli dillendirdiğini anlatan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Gelişmelerden çıkardığımız sonuç şudur ki Cumhurbaşkanlığı seçimini yapmak bile aslında gereksiz ve zaman kaybıdır. Sayın Gül ile Başbakan Erdoğan aralarında anlaşmaları halinde her şey netleşecektir. Anlaşamadıkları takdirde Cumhurbaşkanlığı makamına oturacak kişinin kurayla bile belirlenmesi ihtimal dahilindedir. Demokrasiyle yönetilen bir ülkede peşin yargılarla iki kişinin keyfine ülkeyi teslim etmek olmayacak bir şeydir. Yaklaşık 77 milyon nüfusu olan Türkiye'de, Cumhurbaşkanlığı'na iki şahsiyetin layık görülmesi milletimizin egemenlik ve tercih haklarını bir defa hiçe saymaktır. Buna da hiç kimsenin hakkı yoktur."
Cumhurbaşkanlığı meselesini konuşmak için daha erken olduğunu belirten Bahçeli, ittifak söylentilerini de çok çiğ ve ham değerlendirmeler olarak gördüklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin Türk demokrasisi için çok önemli bir sınav olacağının altını çizen Bahçeli, "Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimi, geçmiş örneklerine benzer şekilde krize dönüşme potansiyeli de taşımaktadır. Bu konunun aylar öncesinden siyasi gündemin merkezine oturması ve yapılmakta olan siyasi ve hukuki meşruiyet tartışmaları bunun somut bir göstergesidir" dedi.
MHP olarak nasıl bir Cumhurbaşkanı istediklerini ve taşıması gereken nitelikleri kamuoyuyla paylaştıklarını anlatan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Türk milleti kral seçmeyecek, sultan atamayacak, emir tayin etmeyecek, özgürlük ve demokrasiye mütecaviz bakan bir diktatör muavinine koltuk ihdas etmeyecektir. Cumhuru temsil edecek, Cumhuriyet'in anlam ve birikimlerine sadakatle bağlı kalacak, milli kimliğe saygı duyup benimseyecek, hakkında hiçbir şaibe olmayan tertemiz bir isme Cumhurbaşkanı olma şerefini verecektir. Devletin en tepesinde bulunan kutlu görevi sulandırmaya, ayağa düşürmeye, karanlık niyetlere tapulamaya kimsenin gücü de yetmeyecektir.
Buradan muhataplarına ilan ediyorum ki önce özerkliğe, arkasından Kuzey Kürdistan'a açık kapı bırakandan Cumhurbaşkanı olmaz. Türkiye'yi birbirine düşürmeye azmedenden, toplumu kamplara ayırandan Cumhurbaşkanı olmaz. Şehitlerin vebalini ve kanını taşıyan bebek katiliyle müzakere yapandan, teröristlere kucak açandan Cumhurbaşkanı olmaz. Vatanı bölme, milleti 36'ya ayırma hedefinde olandan Cumhurbaşkanı olmaz. Twitter'i engelleyen, Youtube'u kapatan, kişisel hak ve hürriyetleri budayandan Cumhurbaşkanı olmaz. Hukuka saldırandan, adaletten kaçandan, rüşvetçilere ve hırsızlara kol kanat gerenden Cumhurbaşkanı olmaz. Villalara balya balya dolar yığandan, kamu arazilerini zimmetine geçirenden, evdeki parayı sıfırlarken haysiyet ve inandırıcılığını da sıfıra düşürenden Cumhurbaşkanı olmaz. TSK'ya kumpas kurandan başkomutan olmaz. Türklüğü reddeden, TC'yi silen, milliyetçiliği ayaklar altına alan bir inkarcıdan Türkiye'ye Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz, olamayacaktır.
Kısacası iki yanlıştan bir doğru çıkmaz, tekeden süt sağılmaz, balda tuz bulunmaz, suda ateş yanmaz, Recep Tayyip Erdoğan'dan da Cumhurbaşkanı olmaz. Siyasi görüşü, fikri aidiyeti, mezhebi ve yöresi ne olursa olsun, ister AKP'li, ister MHP'li, isterse de CHP'li olsun her vatan evladı Cumhurbaşkanı olabilir, ne var ki Recep Tayyip Erdoğan olamaz, milletin terazisi bu sıkleti çekmez."
Devlet Bahçeli, 2015 yılının Haziran ayında da genel seçim yapılacağını anımsatarak, MHP'nin çalışmalarını bugünden itibaren başlattığını kaydetti.
- TBMM
Son Dakika › Politika › MHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?